Asya Gözlerimi açtığımda, karanlık beni yutmuş gibiydi. Soğuk, nemli bir hava ciğerlerime doldu. Başımda zonklayan bir ağrı vardı; sanki biri beynimin içinde bir çan çalıyordu. Ellerimi oynatmak istedim ama bileklerimden gelen keskin bir sızı, zincirin soğukluğuyla birleşip beni gerçekliğe çekti. Demir. Bağlıydım. Bir nefes verdim, sakin kalmaya çalıştım. Panik şimdi bana hiçbir şey kazandırmazdı. Nefesimi yavaşlattım, etrafı dinledim. Uzaktan damlayan suyun sesi, metal kapının ardında yankılanan birkaç erkek sesi… ve ardından birinin sigara yaktığını duydum. Tütün kokusu, mazotla karışıyordu. Midem bulandı. "Uyandı mı o gazeteci karı?" dedi biri, kalın ve boğuk bir sesle. Diğerinin sesi daha gençti, alaycıydı: "Uyandı, ama konuşmaz o hemen. Tipinden belli, inatçı kadın." İnatçı.

