Asya Sabah gözlerimi açar açmaz aklımdaki tek şey şuydu: Bugün Emir’den uzak duracağım. Ama evin salonunda, mat yine yere serilmişti. Kollarını göğsünde bağlamış, beni bekliyordu. “Bugün ne var?” dedim, şüpheyle. “Yakın dövüş eğitimi.” Kaşlarım çatıldı. “Ne dövüşü ya? Ben siv—” “Sus,” dedi sert bir tonla. “Gerçek bir saldırı anında refleksin yok. Öğreteceğim.” Yanıma geldiğinde adımlarını saymak bile zorlaştı. Matın ortasına çekti, ellerini bileklerime koydu. “Tepki süreni ölçeceğiz. Seni düşürmeye çalışacağım. Dayanabilirsen, kazanırsın.” “Ve kazanırsam?” dedim meydan okur gibi. Bakışlarını gözlerime kilitledi. “Kazanamazsın.” Daha “başla” bile demeden ani bir hamleyle kolumdan çekti, bedenim ona çarptı. Bir anlık sendelemede kolunu belime doladı, diğer eliyle omzumu kavradı.

