"Uzak dur benden!" diye bağırdım. "Eşyalarım nerede benim, söyle getirsinler. Daha fazla bu rezil şeyle oturamam. Sende odana git." "Burası benim odam Havin," dedi içeri girip kapıyı ağır ağır kapatarak. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Asla onun yatağını süsleyen gelini olmayacaktım. Öyle bir şey sanıyorsa çok yanılıyordu. Gerekirse ona saldırır gözlerini oyardım. "Eşyaların çoktan yerleştirildi," dedi dolabı işaret ederek. Odanın köşesinde duran servis sehpasından kendisine bir içki doldurdu. "İster misin sende?" "İstemez," dedim ters ters ayağa kalkıp. Dolabın kapaklarını açar açmaz suratımı buruşturdum. Her zaman fazla açık seçik giyindiğim için şimdi adam akıllı kıyafet bulamıyordum. Normal bir pijama takımım bile yoktu. Gözüme en kapalı gelen şort ve askılı takımı seçip hızla ban

