KAÇACAKTIK

1504 Words

"Söyle." dedi sert bir ses tonuyla. Gerçi bana karşı ne zaman başka bir ses tonu kullanmıştı ki? Fırat ’la aramızdaki bağın, adı konmuş ama ruhu olmayan bir bağ olduğunu en iyi ben biliyordum. Bana bir yabancı gibi davranan bu adam, şimdi de karşıma geçmiş, gözleriyle beni keskin bir bıçak gibi doğrarken, benden sabırlı olmamı bekliyordu sanki. O da babam gibi hep susayım istiyordu. Onun da sesime tahammülü yoktu. Derin bir nefes aldım, kendimi sakin olmaya zorladım. "Otur istersen. Biraz uzun sürebilir. Önemli bir konu." dedim. Gergindim ama bunu ona belli etmek istemiyordum. Kaşlarını hafifçe kaldırdı, alaycı bir ifadeyle gözlerini kıstı. "Sana uzun süre tahammül edebileceğimi düşündüren şey ne?" dedi. Gitmeyecek, bunu biliyordum. Gitmek istese bile, Havin’ le ilgili olup olmadığını ö

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD