Fırat’ ın nefesi tenimde gezinmeye devam ettikçe, zihnimdeki sesler yavaş yavaş silinmeye başladı. Dicle... İsmi hala zihnimin bir köşesinde yankılanıyordu ama artık daha cılızdı. Çünkü bu hisler benim için yeniydi. Fırat ’ın dudakları yanağıma, oradan boynuma indiğinde içimde daha önce bilmediğim bir ürperti hissettim. Kalbim göğsümün içinde hızla atıyordu. Ellerimin titremesi azalmıştı. Her dokunuşunda, her fısıltı gibi öpücüğünde içimdeki boşluklar dolmaya başladı. İlk kez biri bana bu kadar yakın olduğunu hissettirdi. Ve ilk kez bir şeyleri sorgulamadan anın içinde kaybolmak istedim. Fırat yüzüme tekrar döndü. Göz göze geldiğimizde, orada kendimden bir parça aradım. Beni gerçekten gördüğünü hayal etmek istedim. O an, sadece bir anlığına, başka bir isim düşünmüyor olmasını umdum. B

