Yatağa yaklaştığını hissettim. Sesini duyabiliyor, nefesini hissedebiliyordum. Karanlık her şeyi saklıyordu ama içimdeki korkuyu örtemiyordu. Soyunmayı başarıp yatağa uzandım. Bunu yaşamak zorundaydım. Evliydim artık. Babamın istediği gibi, annemin öğrettiği gibi, herkesin beklediği gibi… Ama kalbim sıkışıyordu. Düzensiz atışları bedenimi sarsarken, onun bunu fark etmeyeceğini biliyordum. Zaten etkilememişti onu. Kalbimin delik olduğunu öğrendiğinde hiçbir şey değişmemişti. Gün doğmadan bu işi yapması gerekiyordu. Zülal anlatmıştı. Kadınlar için nasıl olacağını, sabretmem gerektiğini, zamanla alışacağımı söylemişti. Fakat ben alışabilecek miydim? Birinin ellerini tenimde hissetmeye, istemediğim bir şeye gözlerimi kapamaya, sevilmemeye? Beni asla sevmeyecek bir adamın karısıydım. O, ablam

