Mustafa, Helen'i yatağına yatırdı. Helen'in karına koydu ellerini. Helen bugün yaşadıklarıyla yorulmuş uykuya yenik düşmüştü. Mustafa ise özlediği yüzüne bakıyordu. Her gece uyandıracak diye uzaktan bakmakla yetiniyordu. Şimdi yanında uyuyordu. Bir melek gibi, üzerindeki elbise Mustafa'yı, Helen'i ilk gördüğü güne götürmüştü. O zamanda üzerinde bembeyaz bir elbise vardı.
Mustafa'nın gözleri kapandı kapanacaktı. Helen'e biraz daha yaklaştı. Helen'in başını göğsüne koydu. Saçlarına bir öpücük bıraktı. Uykunun kollarına bıraktı kendini.
Sabah Helen odasına gelmişti. Midesinde bulantı kendini kötü hissetiriyordu. Eli devamlı agzındaydı. Mustafa'yı endişelendirmemek için sessizce yanında ayrılmıştı.
Dilber hatunun, Helen'in solgun yüzünü fark edince hemen hekim kadını çağırdı.
Hekim kadı
