Sarayın sessizliği, fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Helen boş koridorda Mustafa'nın odasına yürüyordu. Koridordaki etrafa bakınarak yürüyordu, kimsenin olmaması Helen'in ürpertti. Koridor kenarından önüne Beyazıd çıktı, Helen'in kalbinin ritmi hızlandı. Yanından geçip gitmek için adım attı. Beyazıd izin vermedi. Helen başını kaldırıp Beyazıd'a baktı, içindeki öfkeyi gözleriyle yansıtmaya çalışıyordu. "Ne istiyorsun?" diye sordu Helen öfkeyle. Beyazıd gülümsedi, Helen'e doğru yaklaştı. Helen geri geri adımladı. Helen'in bu haline Beyazıd daha fazla gülümsedi. "Hünkarımızın gözdesi değilmişsin, aynı zamanda zevcesimişsin." dedi Beyazıd, sesini alçaltarak konuşuyordu. Helen, Beyazd'ın bir şey yapacağını anladı. Geri doğru döndü tam koşmaya baslayacakken kolundaki el engel oldu. Burn

