Melike Hanım'ın Istanbul'a dönüşünün üstünden iki gün geçmişti. Ece annesine her ne kadar kırgın olsa da, onu bunca yıl büyütmüş, her anında yanında olmuş ve ona kendi ayakları üstünde durabilmeyi küçük yaşlarda bile öğretmiş olan annesiyle daha da fazla kırgın kalmak istemiyordu. Her genç kız gibi annesine ihtiyacı da vardı üstelik. Hem Emir de genç kızın annesiyle arasındaki soğukluktan dolayı huzursuzdu. Kendini suçlu hissediyordu. Gitmek veya kalmak konusunda hiçbir şey dememişti Ece'ye. Bu tamamen genç kızın kendi başına alabileceği bir karardı ama gitmesini tabii ki istemiyordu. En büyük korkusuydu Ece'nin gitmesi zira genç kız buna daha önce kalkışmıştı. Sevgisine güvenip en iyisini dilemekten başka şansı yoktu. Son iki gündür Ece'yle ilişkisinin nasıl başladığı düşüyordu hatırına.

