Ece sabah erkenden kalkmış, internetten de başvuru yaptığı yayınevlerine elden CV bırakmak için kapı kapı gezmişti. Şu anda da karşısında 70'li yaşlardaki yayınevi sahibi elindeki genç kıza ait pek detayı olmayan özgeçmişle genç kız arasında bakışlarını gezdiriyordu. "Ece Gürsoy." dedi yaşlı adam. "Harun Gürsoy adında bir akrabanız var mı?" "Babamın adı." dedi Ece kaşlarını çatarak. "Annenin adı Melike mi?" "Evet ama siz bunu nasıl biliyorsunuz? Oraya mı yazmışım yoksa?" "Annenle baban Izmir'de mi tanışmış yavrum?" diye sordu yaşlı adam dolu gözlerle. "Evet ama siz bunu nasıl biliyorsunuz?" "Burası, yıllar önce babanın çalıştığı yayineviydi yavrum. Ah... Demek sen onun kucağına bile alamadığı kızısın. Yüzün annene benzese de, yüzündeki ifaden, gözlerindeki bakış aynı baban yavrum.

