•SKY•
"Beni umarım duymuşsunuzdur. O elemanı becerecek olan benim." Dişlerimi sıkarak. Şeytani ses tonumla konuşurken ve simsiyah gözlerimle kalabalığa bakıyordum. "Durdurmaya ya da engel olmaya çalışan olursa arada kaynar bilginiz olsun."
Kulaklarıma ben dediğimi deyip sustuktan sonra uğultular halinde fısır fısır konuşmalar dolmuştu. Herkes usul usul konuşuyor olsa da özellikle kurtlar azgın bir şekilde saldırmak için alfaları Naomi ve Amarok'tan işaret bekliyorlardı. Amarok benim tarafımdaydı. Şimdilik. Sabrı uzun bir süre dayanmazdı. Ancak Dimitry onunla konuşurken oldukça ikna edici gibi görünüyordu. Gareth ahmağı Naomi'yi alfa olarak baskın gelmesi konusunda kafa şişiriyordu. Aaron, Arthur ve Elizabeth ile konuşuyordu. Onları sabırlı ve kararı Beatrice'e bırakmaları konusunda ikna etme çabası içindeydi. Ama asıl kararı Mia verecekti. O çocuğu korumak için savaş başlatabilmeyi bilecek kadar gözü karaydı. Ama o insan değildi.
Beatrice aniden ayağa kalktığında sesler duruldu. Ben dahil herkes ona bakıyorduk. Kollarımı sindiğim duvar köşesinde göğsüme bağladım. Beni burada dikilmek cezasına gönderen oydu. Mia'nın peşinden gidecektim ama bana gerisini ona bırak diyerek burada kalmam konusunda uyarmıştı. Daha ne kadar burada kalabilirdim emin değildim. Mia onunla zindanda yalnızdı. Elleri zincirli olsada, o zincirleri parçalayacak kadar güçlü olduğunu biliyordum. Mia ondan daha güçlüydü bunu da biliyordum. Beatrice Aaron'ın omzuna elini koyarak, başını olumsuz anlamda salladı. Sonunda! Bay Diplomatik inatçı wampirleri ikna edemeyecekti.
"O halde karar Mia'ya mı ait?" diye sordu Aaron.
"O da torunum. Milan." Beatrice başını hafifçe bana doğru çevirerek boş gözlerle baktı. "Mia'nın öz abisi. En güçlüsü hangisi bilmem ama birbirleri kadar güçlüler diyebilirim. Eşit değiller ama dengesizde değiller. İmperium Gücüne her ikisi de erişebilir. Ancak Milan daha işlenmiş, Mia ise ham."
"Ne yani birden favori torunun Milan mi oluverdi?" diye sordum. Sesimde lanet bir sabırsızlık ve kızgınlık vardı. "Tek torunun Mia."
Aaron keçi sakalını sıvazlayıp, çekiştirip bıraktı. "Sky yanılıyor olabilirsin. Mavi olan gözü Evergarden yeşil gözü ise Ruling soyuna ait gibi görünüyor. Ve genç oğlanın yüzü Rosalyn'e benziyordu."
"Onu tanımıyorum ama hayatı hakkında öğrenmek istediğim şeyler var. Çocukluğu itibariyle Mia'nın her anında yanındaydım ama o..." Aaron kollarını Beatrice'e sardı. Dostundan güç alarak sözlerine devam etti. "O, Milan tam bir bilinmez. Rosa neden bana ondan bahsetmedi anlam veremiyorum. İki torunumu da severdim-"
Zihinlerde Mia'nın güçlü çığlığı yankılandığında hepimiz kulaklarınızı ellerimizle kapatmıştık. Hiçbir faydası yoktu. O çığlık dışarıdan değil içeridendi. Kendimi daha fazla tutamadan kalabalığı yardım. Kimse harekete geçecek kadar hızlı olamamıştı. Zindana nasıl geldiğimi bilmiyordum. Beynim olasılıkları değerlendiriyordu. Mia'nın üç dakika boyunca süren çığlığı iyiye işaret değildi. Karanlığı delen ışıkta ikisini gördüm. Zincirleri kırmıştı. O şerefsiz zincirleri kırmıştı! Mia'nın başının arkasından tutmuş yere yığılmış bedenini sarsıyordu. Burnundan kan akıyordu. Hem de durmadan ve durmadan!
Öldürme iç güdüm birden öyle bir baskın gelmişti ki Dimitry ve Arthur hızla önümü kesip beni tutmasalardı onu parçalara ayırırdım. Gümüş kafa omzumdan çekiştiriyor, Arthur ise kolumdan sertçe tutuyordu. Kalenin sallandığını hissettim. Sarsıntının kaynağı Mia'ydı. Güzel Akılçelenim. O piç bugün ölecekti! Kimin dölü olduğu umurumda değildi. Mia'nın abisi olması da. Aaron önümden geçerken Mia'ya yaklaşamayan bir tek bendim.
Aaron dizlerinin üzerine çökerken Mia'nın burnundan akan kanına bulanmıştı. Dişlerimi sıktım. Ben ağlayacak durumdaydım. Beatrice elinde bir şişe cennet suyuyla zindana gelen son kişi oldu. Milan'ın yanına eğilerek şişenin kapağını açtı. Aaron Mia'nın minik ağzını kandan arındırmaya çalışıyordu. Neden? Nasıl yaralanmıştı? Zihin taşı akan kanı emiyordu. Mia'nın bedeni sarsıldıkça kale daha da sarsılıyordu. "İç hadi canım!" dedi Beatrice. Mia inler bir sesle çıkardı. Gözlerim ondaydı. Milan da. Mia'nın çenesini tutarak Aaron'a yardım etti. Beatrice cennet suyunu Mia'ya içereceği sırada gözlerini açtı. Beyaz ışık. Gözlerinde olan tek şey oydu. Bembeyaz olan o ışık. Beatrice'in elinde ki şişe zihin gücüyle parçalandı. Su kanına karıştı.
Aniden doğrulmasıyla üçünün de tutuşundan kurtuldu. Elinin tersiyle ağzına dolup kalmış kanını sildi. Ağzında ki kanını tükürdü. Titreyen ellerine indirdi beyaz bakışlarını. Kimseyle göz göze gelmedi. Gözleri görünmüyordu da. "Anne... Anne... Anne..." Hala uykudaymış gibi sayıklıyora benziyordu. Beatrice dehşete kapılmıştı. Mia'nın yüzünü elleri arasına aldı. Yanaklarını okşadı. Milan kıçı üzerine düşerken ayaklarımızın dibine kan sıçratmıştı. Wampirlerin elinden kurtulmak için hırsla yanıp tutuşurken, Arthur diz boşluğuma bir tekme savururken beni diğer dizimin üzerine düşürdü ve Dimitry iki kolumu da kıvırıp beni etkisiz hale getirdi.
"Gerçekten mi?" diye bağırdım çıldırarak. "Burada durdurulması gereken kişi ben değilim o piç kurusu! Mia'ya ne yaptığına bakın! Ne yaptın ona!?"
Mia inleyerek, "Ailem." dedi. O lanet olası trans halinden çıkamamıştı. Sarsıntı bir an azaldı sansak da Mia bu sefer yeniden çığlık attı ve zindanın duvarları çatlaklarla dolup taştı. Kale başımıza yıkılacaktı. Aaron derin bir nefes aldı ve elini havaya kaldırdıktan sonra Mia'ya sert bir tokat attı. Ve işte o an Mia derin bir nefes alabildi. Tıkanmış ve boğulmaktan son anda kurtulmuş gibiydi. Elleriyle boğazını kavrayarak art arda öksürdü. Gözleri hala beyazdı eski mavilikleri yoktu. Attığı tokatta dolayı Aaron'ın elini kırabilirdim ama bu sefer ona minnettardım. Mia'yı bir nebze olsun kendine getirmişti. Milan Beatrice'ten her şeyi devirr alarak Mia'nın iki yandan hızlıca başını kavradı. Onu öldüreceğim. Abisi olup olmaması ya da Mia'nın beynimin etini yemesi umurumda bile değildi.
Milan'ın gözleri mavi ışıkla aydınlandı. "Geri gel tombul yanak." diye mırıldandığını duydum. Dudaklarını bir şey söylemek için kararsızca kıpırdattı daha sona cesaretiyle soruverdi. "Yoksa güçsüz müsün Mia?"
"Değilim." Milan'ın yakasına yapışarak ona kafa attı. Ardından mavi gözlerimiz kesiştiği o kısacık anda almadığım kadar rahat bir nefes aldım. Mia onu kendine çekerek sıkıca sarıldı. "Abi." Ona içten ve ağlamaya başladığı anda abi demişti. Milan da ona sarılarak kucağına çekti. Kardeştiler ama bu durum benim kıskançlıktan delirmeme engel değildi! Arthur Dimitry'ye "Sky'ı sakın bırakma hatasına düşme." diye bir şeyler mırıldandığını duydum.
Milan Mia'nın saçlarına bir kaç öpücük bıraktı. "Affet beni kardeşim. Lütfen benim suçumdu ama ağışla beni."
Beatrice, "Tanrıya şükürler olsun." dedi elini kalbine koyarak. "İkinizde iyisiniz. Torunlarım..."
"Büyükanne?" derken Milan'ın sesinde şaşkınlık vardı. Mia kuru kuru öksürdüğünde, Milan kendini toplayarak Mia'yı ittirdi ve baş parmağını alnına yaslayarak anında uyumasını sağladı. Mia onun kollarına yığılmıştı. "Bedeni ağır travma aldı. Ne yaptığının farkında değil. Dinlenmeli."
Dimitry'nin beni daha fazla tutmasına izin vermeyerek onu Arthur'un üzerine fırlattım. O an Milan'a saldırabilirdim ama tek yaptığım Mia'nın kurumuş kanla kaplı saçlarını okşayarak o istemese bile akılçelenimi kendi kollarım arasına almak olmuştu. Mia'nın başı bilinçsizce göğsüme yaslandı. Beatrice'e dik dik baktım. "Sen büyük torununla ilgilen Mia ile ben ilgilenirim. Ve Milan." Gözlerimiz anında kesişti. "Mia iyi olduğunda benimle birlikte kıyametinde geleceğinden emin olabilirsin. Bir dövüşe hazır ol."
Zindandan Mia ile çıkarken kanatlarım bu kaleden siktir olup gitmek için sabırsızlanıyor gibi içimde kıpırdandı. Ama bir yere gidemezdik. Güney kanadının en yüksek penceresinden ikimizi gökyüzüne bıraktım. Batı kanadında ki gül bahçesinin üzerinden uçtum. Herkesten gizlice Mia'nın odasına gitmek istiyordum. O uyanana kadar sabırlı olabilirdim. İyi ve sağlıklı olması yeterdi. Hafif meltem saçlarımızı uçuştururken, gün batıyordu. Mia'nın yüzü cansız ve solgundu. Burnunun ucundan öperek alnımı alnına yasladım. Odasının aralık penceresinden bir kuş tüyü gibi sessiz sakin içeri sızmıştım. Mia'yı yatağına yatırırken dikkatliydim. Mia ben Milan'ı kıyamet olmakla tehdit etmiştim ama sen benim sonum olacaksın. Orası kesindi. Mia'nın nasıl bu hale geldiğini öğrenmeliydim.