Zilan günlerden Perşembe, aylardan Haziran... yer yatağımdan yan dönüp, pencereye baktığımda, dışarda hava aydınlanmış, hala güneş doğmamıştı. yavaşça üzerimdeki yorganı çekip yatakatan sarsak adımlarla kalktım. pencereye yönelip, dışarı baktım. yine şaşırtmayan bir görüntü ile karşılaştım. pencerenin önünde ki pervaz da, siyah bir poşet vardı. bu görüntüyü son üç haftadadır her sabah görmeme rağmen, ilk günkü gibi hala heyecanlanıyordum. .. hiç beklemeden pencereyi açıp poşeti elime aldım. açık pencereden avluya baktım. kimseler uyanmamıştı. evini göremesem de, kesin şuan uyanmış, duş alıyordu kart çoban... alsın bakalım, gün içinde benden çok o çalışıyor, sürekli yorulup terliyordu. bana gizli gizli yardım etmesi hoşuma gitse de kıyamıyordum. ama sürekli reddetmeme rağmen beni dinlem

