Zilan elbiseyi bana uzattığında önce elindeki kırmızı elbiseye, sonra gözlerine baktım... benim için seçmişti...bana almak istemişti. hayatım boyunca bayramlık alamayan ben, bu gün bir kırmızı elbise giyecektim ...hemde çoban efendi sayesinde...çenesiyle elinde duran elbiseyi işaret edip almamı istedi...gözlerim dolmuş, ona sadece minnet ve mahçup bir ifadeyle baktım... " ne gerek vardı...benim için kendini zorlamanın anlamı yok...hem, bildiğim kadarıyla daha maaşını bile almadın. istemiyorum, gidelim lütfen" deyip, tam arkamı dönüp gitmeye çalışacakken, bileğimden tutup, sağ tarafta kalan dolabı andıran bir kabinin önünde getirip, elime elbiseyi bıraktı. kabinin kapağını açıp, belimden tutup içeriye doğru itti... ne olduğunu anlamadan, kapıyı üzerime kapattı. elimde elbiseyle öylece

