Ayşe,Oğuzların kantininden içeri girerken kalbinin hızından başka hiçbir şey duyamıyordu.Tam 1 aya yakındır Oğuz'u sadece birkaç dakikalık görüşmeler dışında görmüyordu bunun da en büyük sebebi okuduğu bölümdü.Çizimlerini daha bu sabah teslim etmiş eder etmez Aslı'nın peşine takılarak soluğu yine burada almıştı.
Aslı kendini sevgilisinin kollarını bırakırken Ayşe gözlerini etrafta gezdirerek Oğuz'u arıyordu.Bugün sırf onu göreceğim diye 1 yıl sonra ilk defa aynanın karşısına oturup makyaj yapmış dolabında saatlerce üzerinde güzel gözücek kıyafetler aramıştı.
Ayşe,Semih'e Oğuz'un nerede olduğunu sormak istese de Aslı'nın tepkisinden çekinip orturduğu yerde kıvranmaya başlamıştı.
Aslı,arkadaşının kıvranışlarını anlamış gibi sevdiği adama dönüp"Oğuz nerede hayatım?"diye sordu.
"Bugün onunla derslerimiz ayrıydı yakında o da gelir"dedikten 5 dakika sonra Oğuz yanında bir kızla yanlarına doğru yürüyerek geliyordu.
Oğuz'un tanımadığı kızın yanında bu kadar rahat olması Ayşe'nin yüzünü asmasına sebep olmuştu eğer yanında arkadaşları olmasa masadan kalkıp burayı terk ederdi.Ama asıl masadan kalkmama sebebi içten içe bu kadının kim olduğunu merak etmesiydi.
Oğuz'un yüzündeki gülümseme Ayşe'yi gördüğü zaman yerini önce şaşkınlığa daha sonra da hayranlığa bırakmıştı.
Ayşe,Oğuz'un kendini beğendiğini ifade eden gözlerinden hoşnut olsada o kız yüzünden Oğuz'a olan kızgınlığı daha ağır basıyordu.
Aslı kendini nişanlısının kollarından ayırıp kıza doğru yürüdü ve kızı öpüp gayet samimi bir sesle"Naber Selinciğim?Uzun zamandır göremiyorum seni"diye soruğunda Ayşe bu sefer kızgın bakışlarını arkadaşına dikmişti.
"İyiyim canım "dedi ve sahte bir kızgınlıkla iki dostuna bakıp"Senin bu nişanlın ve arkadaşı sağolsun süreklii bana işlerini yükleyip kaçtığından dolayı başımı kaşıyacak vaktim olmadı"
Semih,oturduğu yerden kendiyle uğraşan arkadaşına baktı ve"Evet,kendisi çok yoruluyor özellikle de erkek arkadaşını iş buyururken konuşmaktan çenesi ağrıyordur"
Ayşe,kıskandığı kadının erkek arkadaşı oluğunu duyunca rahatlamanın verdiği etkiyle kızgın bakışları yumuşamış dudaklarında da ufak bir gülümseme belirmişti.
Nişanlısı ve arkadaşının arasında tartışmanın devam etmesini istemeyen Aslı konuyu başka bir yere çekmek için arkadaşının koluna girdi ve onu çekiştirerek Ayşe'nin yanına getirdi.
"Selinciğim tanıştırayım seni kendisi hem ev arkadaşım hem de fakülteden arkadaşım Aslı"dediği an Ayşe ayağa kalktı ve kendisine el uzatan kızın elini sıktı.
Selin samimi bir ses tonuyla"Tanıştığımıza memnun oldum Ayşeciğim ben bu deli kızın ve bu iki serserinin arkadaşıyım"dediği an iki erkekte tıslayarak tepkilerini ortaya koymuştu.
Ayşe iki arkadaşın tıslamasına gülmek istesede masadan tepki toplamak istemediğinden gülmesini bastırıp zar zor "Ben de tanıştığımıza memnun oldum"dedi ve kızın elini bırakıp sandalyesine geri oturdu.
Oğuz,Selin'i Ayşe'nin yanına oturtup yan masadan sandalye kapıp masanın en köşesine oturmuştu.Ayşe,Oğuz'u görmek için eğilmek zorunda kaldığı an Aslı'nın manalı bakışlarına maruz kalıyordu.
"Eee gençler nihayet nişanlımın projeside bitmişken dışarıya çıkıp bu güzel havanın tadını çıkaralım"dediği an Aslı nişanlısına dönmüş ve bu karardan mutlu olduğunu belli eden ufak bir buse bırakmıştı Semih'in yanağına.
"O zaman"dedi Oğuz bugün yüzünden eksik olmayan bir gülümsemeyle"Yeğenimin doğuşu adına bütün her şey benim adıma"
Aslı mutluluk ve heyecan karışımı bir ifadeyle"Doğdu mu?"diye sorduğu an Oğuz büyük bir gülümsemeyle"Evet,dün akşamüstü Şirin'imiz doğdu"diye cevapladı arkadaşını.
Ayşe'nin bir şey anlamadığını belli eden bakışlarını fark eden Aslı"Oğuz'un ablası Berfn hamileydi de"diye açıkladı arkadaşına.
"Tebrik ederim.Allah sağlıklı sıhhatli büyümeyi de nasip etsin"dediği an Oğuz'un o gülümseyişi Ayşe'nin kalbini tekrardan çoşturmaya başlamıştı.
"Hesaplar Oğuzdaysa boğazda çok güzel restorantlar biliyorum hadi gidelim"dedi Selin yaramaz bir tınıyla.
"Seni boğaza erkek arkadaşın götürsün ben sizi daha salaş yerlere götürmeyi tercih ederim"diye kendisiyle uğraşan arkadaşına cevabını verdi Oğuz.
"Erkek arkadaşım fakir senin gibi zengin olsa beni o lüks restorantlardan çıkartmazdı zaten"dedi Selin,erkek arkadaşına laf eden arkadaşına çakık kaşlarla bakarken.
"Her ne kadar sizin birbirinizi yemenizi izlemek istesem de karnım aç önce yemek yemeliyim"diye konuyu kapattı Semih.
Okulun yanındaki restoranda yemek yedikten sonra Oğuz'a pahalı bir hesap ödetmek adına soluğu pahalı bir cafeye gitmek adına yolda almışlardı ama Selin'in telefonuna gelen mesajdan sonra arkadaşlarına veda etmişti.
Aslı ne zamandır aradığı çantayı yol üstündeki dükkanda görünce niaşnlısını zorla dükkana sokarken"Siz gidin biz size yetişiriz"demişti.
Yoğun trafikli İstanbul sokaklarında yürürken Oğuz ve Ayşe'nin elleri sürekli birbirine değiyordu ama kimse elini çekmek için bir teşebbüste bulunmuyordu çünkü ikisi de içten içe ellerinin birleşmesini istiyordu.
İkisinin de isteğini yanlarından geçen motosiklet sağladı.Oğuz son anda Ayşe'nin elinden tutup kenara çekmiş ve motosikletin arkasından sert bir sesle"Dikkatli olsana"diye bağırdığı an kendisini bu kadar umursayan adama karşı yüzünde şefkatli bir gülümseme belirmişti.
"İyi misin?Hastaneye gidelim mi?"diye kendisine soran adamı izlediğinden kendisine sorulan soruya karşı hazırlıksız yakalandığından kekeleyerek"İyi-yim hastaneye gerek yok"
"Emin misin?İstersen seni hemen hastaneye götürebilirim"dedi sesinden hala daha endişesi belli olan adam.
"Eminim son kararım"dedi Ayşe yüzündeki şefkatli bir gülümseme daha fazla genişlerken.
Oğuz teslim olmuş gibi"Peki o zaman"dedi ve Ayşe'nin elini sıkıca tutarak yoluna devam etti.Ayşe her ne kadar Oğuz'un elini tutmasını sevinse de bir zamanlar onun elini tutan ama sonradan hiçbir şey demeden terk eden sevgilisi gelince Oğuz'un elini bırakmak istedi ama Oğuz,Ayşe'nin elini daha da sıkı tutup onun elini bırakmasına izin vermedi çünkü Oğuz biliyorduki bu eli bir kere bırakırsa bir daha asla tutamazdı.
Ayşe ise izin verdi Oğuz'un güven veren sıcacık ellerine.Bu eller Ayşe'ye korkma diyordu ben her zaman burdayım ama bu Ayşe'yi daha çok korkutuyordu.
"Oğuz"dedi Ayşe tedirgin bir ses tonuyla"Eğer elimi ilerde bırakacaksan lütfen tutma çünkü sen de beni bırakacaksan"
Ayşe,Oğuz'un cümlesine bitirmesine izin vermeden onu kendiyle duvar arasına sıkıştırdı ve kızgın bir ses tonuyla"Bir daha beni geçmişindeki hiçbir erkekle karşılaştırma"dedi.
"Neden?"diye sordu Ayşe önce kısık bir sesle sonra Oğuz'a karşı hissettiklerini belki kuvvetlendirmek belki de onun cevabı üzerine yeni filizlenen duygularını tamamen bitirmek için daha da yüksek bir sesle ve Oğuz'n gözlerinin içine bakarak"Neden seni başka bir erkekle kıyaslamamı istemiyorsun?"
"Çünkü"dedi Oğuz o içine işleyen yeşil gözlere bakarak konuşmanın verdiği güçlükle"Çünkü hayatıma bir güneş gibi doğdun ve bu yüzden ne senden başkasına bakabiliyorum ne de senden başkasını görebiliyorum"
"Lütfen benimle böyle konuşma"dedi utançtan kıpkırmızı olan yanaklarını gizlemek amacıyla yüzünü aşağıya eğdiği sırada yüzünde bir el hissetti ve bu el yüzünü yukarı kaldırıp"Benden kaçışının sebebi utangaçlık mı yoksa senin canını yakan o adam gibi seni üzeceğimden mi korkuyorsun?"
"Sen"dedi Ayşe,Oğuz'un Okan'ı bilmesinin verdiği tereddütle"Nereden biliyorsun?"
Oğuz'un gözlerindeki alev Ayşe'yi cayır cayır yatmaya yetiyordu ama buna rağmen cevabı merak ettiğinden gözlerini bir dakika bile Oğuz'dan ayırmıyordu."Sana daha önceden de söylemiştim çok iyi tanıdığım bir kadına benziyorsun"
Annesinden bahsettiği o günü nasıl unatabilirdiki Ayşe bir erkek tarafından o kadar sevilip sahiplenilmek istemişti ama ailesi Ayşe çok küçüken doğuda görev yapmış ve bu sırada kadınların sevmeye hakkı olmadığını ve babalarının zoruyla istemediği erkeklerle evlendirilmelerine şahit olmuşlardı.
"Peki o zaman hala daha benimle böyle konuşabiliyorsun?"
Oğuz,Ayşe'nin ne demek istediğini anlayamadığından merakını sesine yansıtarak"Hoşlandığım kadınla nasıl konuşmam gerekiyormuş?"
"Babamların anlattığına göre sizin oralarda kadınların kimseyi sevmezmiş ve babaları kimi isterse onunla evlenirmiş ama buna rağmen sen benim eskiden bir başkasını sevdiğimi bile bile beni nasıl sevebiliyorsun?"
Oğuz,Ayşe'nin ailesine kısmen hak veriyordu.Maalesef ŞanlıUrfa'da gün geçtikçe azalmasına rağmen hala daha kızlarına insan muamelesi yapmayan babalar vardı ama annesi Oğuz'a her zaman çocuklarına insan ayırmamalarını özellikle kadınların da erkekler kadar kıymetli olduklarını söylemişti.
"Beni geçmişin değil bugünün ilgilendiriyor Ayşe eğer beni ve duygularımı kabul edersen birgün dahi geçmişin gündeme gelmez ama"
"Ama?"dedi Ayşe,Oğuz'un cümlesinin devamını beklerken hem tereddüt ediyor hem de o şartı delicesine merak ediyordu.
"Ama sen de geçmişini sileceksin bir daha ne aklından ne de kalbinden o adamın ismi değil görüntüsü bile geçse giderim Ayşe sevdamı kalbime gömer giderim anladın mı?"
Oğuz tarafından kıskanılmak Ayşe'nin ruhunu okşamış içinde bir yerlerde uyumuş olan kadınlığının uyanmasına sebep olmuştu.
"Evet ama"
"Ama yok Ayşe"diye Ayşe'nin sözünü kesti Oğuz onunda bir erkeklik gururu vardı her ne kadar Ayşe'yi sevsede başka bir erkeği seven kadınla beraber olmazdı.
"Ya beni seçersin ya da seni terk eden o adamı kararını ver"
"Hemen şimdi mi?"diye sordu Ayşe panik dolu gözlerle Oğuz'a bakarken.
"Eğer hemen karar veremiyorsan"dedi Oğuz o adamın hala daha hoşlandığı kadının üzerinde bu kadar etkiye sahip olmasının verdiği alınganlıkla"Ben 1 haftalığına ŞanlıUrfa'ya gdiyorum o sırada iyice düşünüp taşınıp bana kararını bildir ben de ona göre kendi yolumu seçeyim"
Oğuz'un ŞanlıUrfa'ya gideceğini öğrenen Ayşe yüzünün asılmasına engel olamamıştı.Onu 1 ay üzerine yeni görmüşken şimdi yine 1 hafta onsuzluğa mahkum edilecekti."Neden gidiyorsun?"
"Yeğenlerim doğdu biliyorsun"dedi Oğuz ablası ve eniştesinin yıllardır süren evlat hasretinin bitmesinin verdiği mutluluğu onlarla beraber yaşamalıydı.
"Ama"dedi Ayşe küçük bir çocuk gibi onun yakasına yapışıp gitme demek istiyordu ama içindeki korkudan dolayı onu göndermemek için bahane bulmaya çalışıyordu.
Ayşe'nin,Oğuz'u göndermemek için çabalaması Oğuz'un hoşuna gitsede ailesinin yanında olmalıydı.
"Gitmem lazım Ayşe,ablam ve eniştem yıllardır bu bebeğin hayallerini kuruyorlardı.Bugün onları yalnız bırakırsam en mutlu günümde nasıl yanımda olmalarını isterim ki"dedi ama sonra yüzü gittikçe asılan sevdiğini üzmemek için cebinden telefonunu çıkartıp sevdiği kadına uzattı."Telefon numaranıı yaz"
Kadın titreyen parmaklarına rağmen telefonu zar zor tutabildi ama hoşlandığı adama bu kadar akın olmak aklını zorladığından numarasını hatırlayamıyordu."Biraz kenara çekilebilir misin?"
Oğuz içinde bulunduğu hali unutmuştu.Bu kadının yanında akıl sağlığını koruyamıyordu."Özür dilerim senin yanındayken nasıl davranacağımı nasıl davrandığımı kestiremiyorum"
Oğuz beceriksizce kendini geri çekerken duvarın kenarında duran odun parçasına kolunu sertçe çarpmasına rağmen gözü hala numarasını girmeyi beklediği kadında idi.
"İyi misin?"diye sordu Ayşe endişeli bir ses tonuyla.
"Eğer numaranı yazarsan daha iyi olacağım"dedi Oğuz hala daha acıdan daha çok numarayı almanın peşindeydi.
Ayşe gözlerini üzerinde hissettiği adamdan ötürü zar zor bir halde de olsa numarayı yazmayı bitirip telefonu adama verdi.
Oğuz telefonu alırken yüzünde beliren aptal sırıtışa engel olamıyordu."Seni her akşam 7'de arayacağım bu yüzden lütfen telefonunu aç"
Ayşe adamın yüzündeki sırıtışın kendi yüzünde de belirmesine engel olamamıştı.Bu adamın sevgisi insanı bunaltmak yerine insana huzur ve güven veriyordu.
"Hadi bakalım Aslı ve Semih polislere haber vermeden geri dönelim"dedi.
Arkadaşlarıyla buluştuklarında Aslı hem kızgın hem de meraklı bir şekilde yanlarına yaklaşıp"Nerede kaldınız siz?"diye hesap sorduğunda Ayşe ve Oğuz gizemli bir şekilde bakıp gülümsediler ve aynı anda"Hiç"diye cevap verdiler.
"Hiç mi?"diye sordu Aslı kendisinden bir şeyler gizlenmesinden nefret ettiğini en iyi bilenlerden biri olan Oğuz'a kindar bakışlarını dikerek Ayşe'nin koluna girdi ve "Hadi gidelim arkadaşım"diyerekten Ayşe'yi zorla Oğuz'un yanından uzaklaştırdı.
Oğuz sitemkar bir şekilde arkadaşını döndü ve"Benim senin sevgilinden çektiğim nedir?"diye sorduğunda Semih kahkahasını serbest bıraktı ve bilinen bir gerçeği dile getirdi."Eğer Aslı'nın istediğini yapmazsan sonuçlarına katlanmak zorundasın"
"Offf"dedi Oğuz çocuk gibi surat sarkıtırken"Bir daha o Aslı Hanım benden bir şey ister ben o zaman görürüm sizi"
Arkadaşının ilk defa böyle davrandığını gören Semih şaşkınlık dolu bakışlarını arkadaşından çekememesine rağmen omzularını sıkıca tutarak"İkimizde biliyoruz ki eğer bir yardıma ihtiyaç duyarsak öncelikle sen koşarsın"dedi.
"Bunu sakın ha Aslı'ya söyleme onu birazcık süründürmek istiyorum"dedi ve iki arkadaş gülerek kendilerinden uzaklaşan kızların peşlerine takıldılar.
Yurtlarına dönen ikili kendilerini günün yorgunluğunu atmak için yataklarına bırakmışlardı.Oğuz yatakta yatarken kolunun ağrısından dolayı sürekli ahlamaya başlamıştı.
Arkadaşının ahlamalarını duyan Semih yatağından kalkıp endişeli bir şekilde yanındaki bazada yatan Oğuz'un yanına ilerledi ve"Koluna ne oldu?"diye sordu.
Oğuz acıdan kıvranırken yarım yamalak"Kolumu......oduna......çarptım"dedi.
Semih zar bela konuşan arkadaşını sağlam olan kolundan tutup oturttu ve diğer kolunu açmak için gömleğini çıkarttığı an mosmor bir omuzla karşılaşmıştı.
"Öğlenleyin neden söylemedin seni hastaneye götürürdük"diyen arkadaşına Ayşe'nin yanındayken her şeyi unuttuğunu itiraf etmek istemeyen Oğuz"Öğlenleyin bu kadar acısı yoktu"gibi şeyler mırıldandı.
Allah'tan odadaki arkadaşlarından biri eczacılık okuduğundan ağrıya iyi gelir diye bazı kremler getirip ecza dolaplarına koymuştu.Semih o kremlerden birini aldı ve söylene söylene kremi sürmeye başladı.
Arkadaşının tepkisine gülemeden edememişti Oğuz"Şuan tam olarak anneme benzedin"dediği an Semih sert bir şekilde kremi sürdüğünde ağzından kaçan iniltiye engel olamamıştı.
"Sen beni geçte bu nişanlılık mevzusunu ne zaman anlatacaksın Ayşe'ye"diye sordu Semih konuyu hiç dolandırmadan.
Oğuz'un ŞanlıUrfa'ya gitmesinin sebeplerinden biride yıllar önce dedesinin kendisiyle zorla nişanladığı kızla yollarını ayırmaktı.
"Hiçbir zaman"dedi Oğuz kararlı bir ses tonuyla.
"Peki ilerde annenle babanla tanıştırdığın zaman Ayşe'yi ya biri ağzından kaçırırsa o zaman ne olucak?"
İşte bunun cevabını Oğuz da bilmiyordu ama şimdilik tek temennisi işleri kimsenin canını yakmadan bitirebilmekti.
Ayşe odasına geri döndüğünde Oğuz'u bir hafta daha göremeyeceğini öğrendiği an ona evet diyemediği an kendine kızdı ve sinirini yataktan çıkarırken"Aptalsın sen aptal"diye bağırıyordu.
Oğuz haklıydı kendisini terk eden adamı hala daha nasıl düşünebilir?hayatını onun etkisiyle yaşayabilirdi ki?
Ya Oğuz 1 hafta içinde onun kararını beklemekten sıkılıp başka bir kadına giderse Ayşe ne yapardı,tekrar hayatına nasıl devam edebilirdi?
Ayşe kendi düşüncelerinde boğulurken telefonuna gelen bir mesaj Ayşe'yi tekrar aptal bir aşığa çevirmişti.
"Urfa'ya daha gitmeden seni özleyen adam.Not:Cevabını dört gözle bekliyorum"
Ayşe mesajı on kez daha okuduktan sonra bugün sırf telefon numarasını almak için kolunu inciten adama endişe ve merak dolu bir mesaj attı."Kolun iyi mi?"
Mesaj atar atmaz cevap gelmişti telefonuna."Kolum gayet iyi.Özel hemşirem tarafından tedavi edildi."
Oğuz'un mesajını okuyan kadını tekrardan kıskançlık ateşi sarmıştı.Kimdi bu özel hemşire?Ne hakla Oğuz'un koluna dokunabiliyordu?
"Özel hemşirenize teşekkürlerimi iletin.Bu arada özel hemşirenize kolunuzun nasıl bu hale geldiğini anlattınız mı?"
Bu sefer attığı mesaja yanıt geç gelmişti.Eğer Oğuz biraz daha mesaj atmasa Aslı'dan yurdun adresini öğrenip orayı basabilirdi.
"Teşekkürlerinizi ilettim ama kolumu bu hale nasıl geldiğimden bahsetmedim çünkü ikimizin arasındaki her şeyin bize özel olmasını istiyorum"
"Ya da özel hemşirenizin başka bir kadınla olan ilişkinizi öğrenip bir daha sizi tedavi etmemesinden mi korktunuz?"
Ayşe henüz cevap vermediği adamdan hesap sorma hakkı olmadığını biliyordu ama bu adama hesap sormadan duramıyordu.
"Bakıyorum da sizden hoşlanan adama cevap vermediğiniz halde kıskanıyorsunuz ve bu beni cevabınız hakkında umutlandırıyor.Bu arada özel hemşirem Semih ve şu anda kimle mesajlaştığımı ve neden böyle gülümsediğim soruyor ona ne demeliyim?Mesela şu nasıl:Hoşlandığımı söylediğim ama beni kabul etmediği halde beni kıskanan bir kadınla mesajlaşıyorum"
İlk başta özel hemşirem dediği kişinin Semih olması Ayşe'yi rahatlatsa da daha sonradan Oğuz'a attığı mesajlardan dolayı utançtan yanakları kıpkırmızı olmuştu.Bu adam Ayşe'nin bütün ayarlarıyla oynuyor ortaya tanımadığı yepyeni bir Ayşe çıkırıyordu.
"Ne dersen de beni ilgilendirmiyor"diye mesaj atıp kendini yastığa gömdükten 5 dakika sonra"İyi geceler"diye ekleyip kendini tekrardan yastığa gömdü.
Mesajına gelen yanıttan sonra her ne kadar bakmayacağım diye yemin etse de dayanamamış ve adamın gönderdiği mesajı okumuştu.
"Sana da iyi geceler güneşim"
Oğuz'un ona karşı kullandığı sıfat onu utandırmak yerine kadınlık gururunu okşayarak onu mutlu ediyordu.
Ve Adam haklıydı,Oğuz Ayşe'nin hayatına girdiğinden beri kız ışıl ışıl gülümsemesiyle ışık saçıyor bir güneş gibi etrafta parlıyordu.