İlk Ders Notu! +21

1692 Words
"Peki Efendim, Teslim oluyorum," dedi fısıltılı bir sesle. O anda içimden, "Ne demek şimdi bu? Hem acemi hem de korkak bir kadını böyle kışkırtman hiç normal değil!" diye geçiriyordum. Sanki iç sesimi duymuş gibi, gözlerini dudaklarıma dikti ve o kararlı, derin sesiyle konuşmaya başladı: "İlk ders notunu vermem gerekirse, bu kadar güzel kalçalarla seni arzulayan bir adamın üzerinde oturup hiçbir şey yapmaman büyük bir hata. Çünkü senin aksine, bacaklarıma uyguladığın bu basınç bende çok farklı yerleri harekete geçiriyor ve şu an resmen kıvranıyorum. Eğer bu bir işkence yöntemiyse, son derece başarılısın," dedi ve ardından ani bir hareketle kulak mememi nazikçe ağzına aldı, birkaç kez dişledi. O an adeta sersemlemiştim. Kendime gelebilmem için onun bu uyarısı gerekmişti. Haklıydı. Yarım saattir kucağında oturmuş sadece konuşuyordum. Yutkundum ve Ürkek bir sesle, "Ah... şey... tamam anladım. Peki, sence ne yapmalıyım?" diyebildim. Küçük bir kahkaha attı. Soru hoşuna gitmişti. Ellerini hâlâ koltukta tutuyordu, sanki kontrolün bende olmasına özen gösteriyordu. Başını boynuma gömdü ve kokumu içine çekti. Derin nefes alışlarını duyabiliyordum. Ardından, hırıltılı bir sesle kulağıma yaklaşıp fısıldadı: "Sen bana ne yapmak istiyorsun, güzellik?" Bu soru içimde bir kıvılcımı ateşlemişti. Gerçekten de, Bunca yıl kimse ona dokunmamıştı. Belki de o sürtükle geçmişte yaşadığı ihanet yüzünden kendini değersiz hissetmişti. Dokunulmayı , Sevilmeyi hak etmeyen bir adam gibi. Tüm bu düşünceler kalbimde bir fırtına koparıyor, ona olan ilgimi daha da yoğunlaştırıyordu.. İçimdeki duygu seline daha fazla karşı koyamadım. Ellerimle yüzünü avuçladım. Şaşkınlık ve coşku dolu bakışlarla bana bakıyordu. Parmaklarımın sıcaklığını hisseder hissetmez, sarılmak ister gibi hafifçe eğildi. Bu anın büyüsüne kapılmış bir şekilde dudaklarının kıvrımına yaklaştım ve hafifçe öptüm. "Sen beni yunaktan öpmüştün. Önce onu ödeşmek istedim," dedim fısıldayarak. Çok tatlı bir şekilde dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan gülüyordu. Gülüşüne hayran kalmıştım. Bu temaslar esnasında ellerim istemsizce, karın kaslarına gitti, oldukça iştah kabartıcıydı. Ardından, tüm ağırlığımı sert ve kaslı göğsüne bırakarak dudaklarına yapıştım. O an elleri hâlâ benden uzaktaydı ama dudaklarımın verdiği cesaretle beni öylesine sahipleniyordu ki, dudakları hem alt dudağımı hem üst dudağımı içine çekerek emiyor, hırıltılı nefesiyle beni baştan çıkarıyordu. Her bir öpücükte bedenim bir kez daha titriyor, ruhumun derinliklerinden bir inilti kopuyordu. Ardından, ansızın başını arkaya atıp koltuğa yaslandı. Yanlış bir şey yaptığımı düşünerek endişeli bakışlarla ona baktım. Gögsü şiddetli bir şekilde kalkıp iniyordu, ağzından hırıltı bir tonda mırıldandı '' Ahh Siktir''. Başını koltuktan kaldırmadan, derin ve sakin bir sesle, "İşimi çok zorlaştırıyorsun, güzellik. Kontrolümü kaybetmekten korkuyorum, Sadece öpüşeceksek üzerimden inmelisin" dedi. Sözleri ve titreyen bedeni, bu duygunun onda yarattığı yoğunluğu açıkça belli ediyordu. Boynundaki damarlar belirginleşmiş, bacaklarımdaki aletinin baskısı giderek artmıştı. Onun bu hâli, içimdeki arzuyu daha da körükledi. Ellerimi bu kez karın kaslarının üzerine yerleştirdim, dokunuşumun sıcaklığıyla yanına biraz daha yaklaştım. "Ama ben devam etmek istiyorum," dedim fısıltıyla. Bu sözlerim onun bedeninde yankılanmış gibiydi. Hırıltılı bir iniltiyle, ellerini koltuktan kaldırdı, "Peki... Sana dokunabilir miyim, güzellik?" dedi. Bu sorunun ağırlığı karşısında, bedenim karıncalanarak tepki verdi. Tüm benliğimle istediğim şeyi soruyordu. Başımı onaylarcasına salladım ve o an, onun ellerinin beni sarmasını beklemeye başladım. Onay işaretimi alır almaz, içinde saklı vahşi yanını serbest bırakmış gibiydi. Elleri kalçalarımı avuçlayıp beni kendine tamamen yapıştırdı. "Ahh, İnleme Ece" diye içimden geçirdim. Aleti artık daha belirgin, daha baskındı. Kalçalarımı avuçlarıyla yuvarlayarak beni resmen aletinin üzerinde kaydırıyordu. Kadınlığımın kasıklarıma inen titrek kasılmalarını bu kadar yoğun hissettirdiğinde istemsiz bir şekilde irkildim, dudaklarımdan bir inilti yükseldi. Ellerini kalçalarımdan çekmeden yüzünü göğsüme yasladı ve hırıltılı bir sesle fısıldadı: "Çekinme, benim açılmamış goncam. Doyasıya inle... İnle ki sana verdiğim zevkle ben de sarhoş olayım.!" Bu sözler adeta bir kıvılcım olmuştu. Dudaklarımız buluştu ve nefes nefese öpüşmeye başladık. Kalçalarımdan yaptığı ritmik hareketlerle üstünde sürtünüyordum. "Off, olamaz!" İçimde değilken bile bunu nasıl bu kadar gerçekçi hissettirebilirdi? İç çamaşarım sırılsıklam olmuş, onu içimde hissetmek için yalvarıyordu. Zevkten delirmeye başlamıştım. Bir nefes aralığında, ona bakarak çekingen bir şekilde "Dokunabilir miyim? Şeyi.. Görebilir miyim?" diye sordum. Kendi söylediklerim beni bile şoka uğratmıştı. Serkan ise şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı, gözleri zevkle parlıyordu. Dudaklarını hafifçe araladı, gülümseyerek yüzünü tekrar bana yaklaştırdı. Sesi, sıcak nefesiyle içime işliyordu: "Şu an onun sana yapmak istediklerinin yanında, senin görmen ve dokunman masum bile kalır.'' dedi ve elimi alıp aletinin üzerine götürdü. '' Ahh, dokun güzellik... Sana ait tüm bu beden." Bu sözler ruhuma işlemişti. "Sana ait." Ne kadar güçlü bir kelimeydi. Hiç tereddüt etmeden, cesur bir hamleyle elimi karın kaslarından kemerine indirdim. Kendime şaşırıyordum, bu kadar cesur olmama. Usulca kemerini çözdüm, ardından düğmesini ve fermuarını açtım. Ellerim gri boxerına ulaştığında Serkan derin bir iniltiyle titredi. "Ah, SİKTİR!" Bu ses, beni de delirtmeye başlamıştı. Bir nefes alıp yutkundum, dilim kurumuştu resmen. Boxerını dikkatlice indirip ellerimle aletine dokundum. Kocaman, sert ve damarlıydı. Daha önce iğrenirim diye düşündüğüm şey, şimdi beni kadınlığımın derinliklerine kadar ıslatıyordu. Ellerimle aletini sıvazlamaya başladığımda Serkan, derin bir nefes vererek, beni boynumdan çekti ve dudaklarıma yapıştı. Elleri aniden göğüslerimi buldu. İnce Body'in altından dantelli sütyenimi hissetti, parmakları yüzeyde geziniyordu. Ani bir hareketle göğüslerimi dışarı çıkardı. Şimdi göğüslerim minik pembe uçlarıyla önüne serilmişti. Refleksle başım geriye düşerken dudaklarımdan yüksek bir inilti yükseldi. O an dudaklarını göğüslerime dayadı ve hem avuçlayıp hem de emmeye başladı. Çıldırıyordum. Elektrik yüklü bir titreme bedenimi sardı. Kadınlığım sırılsıklam olmuştu, kasıklarımdan bacaklarıma inen sıcaklıkla boşalmıştım. Tüm vücudum Serkan'ın omzuna yığıldı. Kasıklarımın titremesinden, onun da boşalmış olduğumu fark ettiğini anlamıştım. Utançtan kavruluyordum. O ise gülüyordu, ama öyle bir keyifle ki onun da zevk aldığını hissediyordum. Hâlâ nefes nefese olsa da ellerimdeki erkekliğinde bir gevşeme hissetmedim. Hâlâ sert ve kasılıyor, titriyordu. Erkeklerin boşalma anları nasıldı? Onlar da bizim gibi ıslanıyor muydu? Şuan tek başıma mı tatmin olmuştum. Gözlerim bakışlarıyla buluştuğunda, Utançla başımı omzuna gömdüm, ama o çenemden tutup yüzümü kaldırdı: "Asla utanma. O kadar özel ve güzelsin ki... Aklımı kaybediyorum," dedi. Ancak yüzündeki hüzün dikkatimi çekmişti. Şaşkınlıkla kaşımı kaldırdım. ''Ama üzgün gibisin?'' dedim. Gözlerimin içine bakarak mırıldadı; "Bana bu sevgiyi, bu zevki tattırdın. Yalvarırım, bir daha gitmeyi düşünme. Beni terk etme, Ece. Dayanabileceğimi sanmıyorum. İster takıntı de, İster saplantı ama ben haftalardır. Hayalinle yaşadım. Şimdi sana bu kadar yakınken bırakamam, beni sevmeyi deneyemez misin?!" Gözlerindeki hüznü hissediyordum. Buruk bir şekilde, "Peki," dedim ve gülümsedim. Yüzü yeniden aydınlandı. Çapkınca bakışlarını yine göğüslerime dikmişti. Hemen ellerimle onları kapatmaya çalıştım, ama o sırada erkekliği hâlâ kasıklarıma sert bir şekilde baskı yapıyordu. Burnumla işaret ederek, "Sen boşalmadın, değil mi? Yeterli gelmedi tabi," dedim. Kahkaha atarak cevapladı: "Yeterli gelmemesi senin değil, onun sorunu. Tatmin olmazsa öylece oturur. Onun suçu.. Ama sen güzel kalbini üzme," dedi. Bu tavrı, bu gece bana resmen iştahla saldırdığında gerçekten kendinde olmadığının kanıtıydı. Bu hâlde bile beni teselli ediyordu. Gözlerine bakıp fısıldadım; "Ama istiyorum... Yani onun da boşalmasını istiyorum." O an söylediklerimi beynim idrak ettiğinde başımı utançla eğmiştim, ama o elleriyle yüzümü avuçladı: "Gerçekten istiyorsan..." dedi. Sonra ellerimi göğüslerimin üzerinden alıp açtı. " Yani; Eğer küçük beyle ilgileneceksen, onları görmem lazım," diye ekledi. Gögüslerim tamamen önüne serilmişti yeniden, uçları dik ve sert ona bakıyordu. Gördüklerinden zevk aldığı belliydi, aleti tekrar sert bir şekilde kadınlığımı yokluyordu. " Sadece bu haline bakarak bile boşalabilirim. Ama bana dokunmak ister misin?" dedi. "Ahh… Senden daha çok istiyorum," diyemedim. Kelimeler boğazımda düğümlenirken, sadece titreyen nefeslerim ve onaylar gibi salladığım başım kaldı. Onun gözleri üzerimde gezindi. Islak dudaklarımın titremesini, bedenimin hafifçe kıvranışını izledi. Sonra, yavaşça ellerimi aldı ve avuçlarımın içine o sıcak, sert aletini bıraktı. "Okşamak ister misin?" diye mırıldandı, nefesi kulaklarıma dokunurken. "Evet…" içimden geçen cevap dudaklarıma varmadan, avuçlarımda hissettiğim o diri gerginlikle eriyordum. Dokunuşlarım titrek, ama ihtirasla doluydu. Her hareketimle onun nefesinin kesilişini duyuyor, kasıklarının gerilişini hissediyordum. O ise, beni çıldırtan bir yavaşlıkla bedenimi keşfediyordu. Parmak uçları omurgamdan aşağı kayarken, her bir dokunuş ateşten izler bırakıyordu. Dudakları boynumda geziniyor, küçük, ısırıcı öpücüklerle tenimi yakıyordu. "Çok güzelsin…" diye fısıldadı dudaklarımla dans ederken. Ellerim onun erkekliğinde gezinirken, o da beni okşamaya devam etti. Avuçlarının sıcaklığı bacaklarımın içinde geziniyor, parmakları ıslak kadınlığıma doğru sinsice yaklaşıyordu. "Her yerin böyle hassas mı?" diye sordu, alaycı bir şehvetle. Bir anda parmakları iç çamaşırımı yana kaydırıp, kadınlığımın goncasını dairesel hareketlerle okşarken, gözlerim faltaşı gibi açıldı. Ciğerlerimdeki havayı boşaltan bir inilti döküldü dudaklarımdan. "Ahh!" diye inledim, ama bedenim onunkine daha fazla yaklaşmıştı bile. Kasıklarım titriyor, kadınlığımı onun parmaklarına bastırıyordum. Artık kontrolüm yoktu. Her şey çok hızlı, çok yoğundu. Kalçalarım onun avuçlarına doğru itilirken, kadınlığımda iştahla gezinen o tatlı dokunuşlarıyla kıvranıyordum. "Daha fazlasını istiyorum," diye mırıldandım, nefes nefese. O da bana kulak verdi. Avuçlarımın arasındaki sertliği hızlandırırken, diğer eliyle beni tatmin ediyordu. Kadınlığım parmaklarının altında titriyordu. Birden her şey beyaz bir patlamaya dönüştü. Sırtım yay gibi gerilirken, çığlık çığlığa boşaldım. Titreye titreye, onun kollarında eridim. "Bu kadarı bile böyleyse, diye fısıldadı dudaklarıma yakın, "daha neler olacak, tahmin bile edemezsin güzellik…" Sonrası tam bir tufan, onu yine boşaltamadan 2. Kez boşalmıştım resmen rezillikti. Bunun üzüntüsüyle burun kıvırırken bir anda, Serkan başını arkaya doğru koltuğa gömmüş zevkten inliyor, kalçamdaki ellerini olabildiğine sıkıyordu. Tüm kasları gerilmiş, son bir iniltiyle karnıma boşalmıştı. "Ahh, Çıldırtıyorsun Adamı!" dedi, ardından başını koltuğa tekrar yasladı. Zafer hissiyle boynuna yaklaştım, hafifçe öpüp mırıldandım: "Haha, Başardım... Sen de boşaldın." Öyle sesli bir kahkaha attı ki salon inliyordu. "Hahaha , Evet, Ece. Daha içine bile girmeden bu kadar güçlü bir şekilde boşaldım," dedi. Üzerimizdeki kıyafetleri işaret ederek, , ''Kıyafetlerimizin farkında mısın sen ?'' Dedi ve hala gülüyordu. Resmen o söyledikten sonra farkındalık yaşadım. Üzerimize göz gezdirdim. Evet gerçekten, giysilerimiz tamamen dağılmış ve berbat durumdaydı. Kahkaha atmaya başladım. Küçük çocuklar gibi birbirimize karşı kıkırdıyorduk. Yavaşça üzerimde ki body çıkardım, sonra dantelli siyah sütyen'imi. Dudaklarını ısırıp kafasını arkaya attı, sonra geri döndü yüzüme bakıp dudaklarını ısırıyordu, " Ece tehlikeli sulardasın, cidden önümde mi soyunuyorsun. Eğer pantolonunu da çıkarırsan , beni hiçbir şey durduramaz.! Dedi . Ellerimle göğüslerimi kapatıp telaşla " Dur, dur tamam seninkilerle birlikte makinaya atarım diye düşündüm " Dedim telaşla. İçten kahkahalarla gülüyordu; . " Kapat gözlerini o zaman işime engel olma dedim. Ellerimi gömleğine götürdüm kalan iki düğmeyi açtım ve ayağa kalktım, " Çıkar hadi hemen makinaya atayım.'' dedim. Gözlerini kapamış hala gülüyordu çıplak mı? oturayım, yoksa pijamalarına mı sığacağımı düşünüyorsun" diye gülüyordu. Hemen cevapladım " Off saçmalama evde sana göre pijama takımı var ama boxer yok boxer'ın kalsın dedim. Daha ben ellerini bile görmeden elleriyle beni kendine çekip çıplak üst vücudumu kendine dayadı. " Ece, evinde neden erkek pijaması var.! " Dedi dişlerinin gıcırtısını duyuyordum hırlıyordu resmen. Kollarından kurtulup " O gün otogarda gördüğün kişinin pijaması bunlar, beni sorgulamaya dönünce devam et'' dedim ve çıkardığı tüm kıyafetleri alıp koşar adım banyoya geçtim...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD