Ortamın büyüsü o kadar güçlüydü ki, ne kadar süredir öyle sarıldıklarını ikisi de hatırlamıyordu. Ece, yaşadığı şoku atlatıp fısıldadı: "İyi ki geldin... Belki o vedadan sonra tamamen kopacaktık. İyi ki beni bekledin." Serkan, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Ece'nin dudak kıvrımına hafif bir öpücük kondurdu. "Tanıştığımız günden beri geleceğe dair tüm hayallerimde, tüm düşüncelerimde, içtiğim suya kadar hep sen vardın. Seni unutabilmem mümkün değildi. Aksine, tek korkum beni istememendi." Sonra Ece'nin boynundaki kolyeye göz gezdirip başını hafifçe yana çevirdi ve gülümsedi. Ece onun bakışlarını hemen yakaladı. "Dur, o neydi? Neden güldün? Ne var kolyemde?" Serkan hafifçe kıkırdayarak omuz silkti. "Bir şey yok... Sadece bizim tayfanın akıllarına güldüm." Ece kaşlarını çatıp kolla

