Kesit

671 Words
SONRA Kİ BÖLÜMLERDEN KESİT Üstümde sıradan beyaz bir elbise ile beni bıraktıkları odanın ortasında duruyordum. Şimdi ne olacaktı? Baran nikah sırasında yüzüme bile bakmamıştı. Allahım ben ne yapacağım? Bunları düşünürken odanın kapısı setçe açıldı. Korkuyla yerimde zıpladım, gelen kişiye baktım. İşte Baran ateş saçan gözleri ile karşımdaydı. Bana öfkeyle bakarken korkudan titriyordum karşısında. Sert soluklar alarak bana yaklaştı. Kalbim deli gibi çarpıyordu, yüzüm yerde, ellerim ile elbisemin eteklerini sıkıyordum “Bana bak!” söylediği şey emir gibiydi ama ben korkumdan kafamı kaldırsam bile yüzüne bakamıyordum “Bana bak Nazlı!” Allah kahretsin bağırdığı an gözlerim dolmuştu. Bütün cesaretimi toplayıp yüzüne çevirdim bakışkarımı. Gözlerinde en ufak bir merhamet yoktu, saf öfke ile bana bakıyordu. Elleri ile odayı gösterdi “Buraya iyi bak Nazlı! Burası senin yeni cehennemin!” Bir bıçak gibi keskin sözleri beni derinden kesmişti. Bir adım daha yaklaştı “Anladın mı Nazlı!” dişleri arasından söylediği sözlerini duyuyordum ama cevap veremedim. “Anladın mı? Cevap ver!” bana her bağırdında dolan gözlerime lanet ediyordum. Eğer cevap vermezsem çok daha fazla sinirlenecekti “A-anladım!” fısıltı gibi çıkmıştı sesim. Kafasını salladı ve aynı sertlikle kapıyı çarparak çıktı. Ben şimdi ne yapacaktım? O-o benden hiç hoşlanmıyordu. Bu eve Gülendam için geldiğimde bile kötü davranırdı bana. Bir keresinde sadece Baran dediğim için bile beni çok kötü azarlamıştı. Ondan sonra içim kan ağlaya ağlaya abi demiştim. Acaba şimdi ona Baran dememe izin verecek miydi? Gerçi bçenden nefret ederken bu kadar önemli miydi bu? Bilmiyorum. Mehir olarak bile bir şey vermek istememişti bana ama ben talak hakkı istemiştim. Bir an o anlar geldi gözümün önüne... 2 Saat Önce Rojin Hanım önüme eski beyaz bir elbise fırlatıp bana tiksintiyle baktı “Al bunu giy!” sonra bir hışımla odadan çıktı. Beni buna layık gördükleri için çok üzülüyordum. Ama yapabileceğim başka bir şey yoktu, elbiseyi yerden aldım ve giymeye başladım. Rojin Hanım, Gülendam, Baran ve Ali’nin annesi Kayaoğullarının hanımıydı. Aslında beni çok severdi ama kızı Gülendam amca oğlum Mahmuta kaçınca beni düşman bellemişti. Kaçan kızlarıydı ama günah keçisi bendim. Yanımda ailemden kimse yoktu, ailem de sayılmazlardı gerçi. İç çekip son kez aynaya baktım, berbat görünüyordum ama kimsenin umursayacağını sanmıyordum zaten Nikah için herkes toplanmıştı. Benim gözlerim Baranı arıyordu, sonunda gördüm babasıyla konuşuyordu. Yanına gitmem gerekiyordu, gözlerimi kapattım ve içimden kendime “sakin ol” diye telkinler verdim. Normalde deli cesaretim çoktu kolay kolay kimseden çekinmezdim ama söz konusu Baran olunca olmuyordu. Yanına gittim, babası beni görünce sustu ve sadece baktı. Allahtan o bana bir şey demiyordu. Baran babasının baktığı yöne dönünce göz göze geldik. Anında kaşlarını çattı tam bir şey diyecekti ki izin vermeden ben konuştum “Seninle konuşmamız gerekiyor” sanki yapabilirmiş gibi daha fazla çattı kaşlarını, babası Ciwan Ağa omzuna dokundu “Konuşsanız iyi olur” dedi. Her zaman anlayışlı ve adaletli biriydi gerçekten. Babasına karşı çıkmadı “GEÇ!” sadece bunu diyip bir odaya sürükledi. Ona bir şey diyemiyordum. “Ne var? Ne istiyorsun?” bu adam bağırmadan konuşamıyordu galiba. Bağrış seslerinden hep kokmuşumdur. Ellerimle oynamaya başladım, konuşmam gerekiyordu yüzüne bakmadan “Mehir..” hemen lafımı böldü “Sana beş kuruş yok yılan! Sırf benimle evlenmek için Gülendem ı yaktın. Birde Mehir mi diyorsun?” öfkeyle bağırdığında söylediği şeyle dondum kaldım. Ne diyordu? “N-ne diyorsun Baran abi?” dibime kadar girip “Yalan mı? Benimle evlenmek istemiyor muydun? Sana istediğini vereceğim” Bu sefer sinirlenen bendim “Mehir olarak beş kuruşunu bile istemiyorum sadece talak hakkımı istiyorum. Seninle evlenme konusuna gelince ASLA böyle bir şey istemedim Baran abi. İster inan ister inanma” ilk defa ona böyle konuşuyordum. Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı, alayla bana baktı “Şu işe bak sen! Vermezsem” bunu bekliyordum “Normalde berdel olması gereken kuzenim Berivan olmasına rağmen beni istedin. Kuzenim pek tanınmaz o yüzden ağalar da sorgulamadı. Eğer talak hakkımı vermezsen şimdi çıkar berdeli bozarım. Kimsede bir şey diyemez” bunu beklemediği için afalladı ama çabuk toparladı sonra kaşlarını çatarak konuşmaya başladı “İyi al talak hakkını. Ama bunu kullanabileceğini düşünme bile Yılan kız! Sana bunların bedelini ağır ödeteceğim” Bedel diyip duruyordu, neyin bedeliydi bu Allah aşkına!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD