3 .bölüm

3010 Words
Selâm dostlar..... Tam herkes uyku ya dalacak Ken aşağı ışınlandılar. Ne olduğunu anlamayan ahali birbirine bakıyordu yine şeffaf televizyon yukarı doğru çıkıp. Durdu robot kadın yine aynı yerinde dururken herkes birbirine baktı. *Kusura bakmayın rahatsız ettim ama sabah robot hanı toplantıya bekliyor. 6 da ben sizi ışınlayıp göndereceğim* *Robot hanı kim ve 6 da neden kalkıyoruz abi ben 6 da uyanmam abi * *Ben sizi iksirleyip yarına ayarlayacagim Mehtap hanım hiç dert etmeyin * dedi ve tuhaf şeyler söyleyip herkesi gönderdi kimsenin soru sormasina fırsat bırakmadı . Kimse birşey düşünemeyip uykuya dalmıştı bile . Sabah herkes dinç bir şekilde gözünü açtı, mehtap hiç olmadığı kadar dinç bir şekilde uyandı  *Abi robot kadın ne yaptıysa hiç böyle dinç uyanmadım 21 yıllık hayatım boyunca mükemmel bir uyku idi * yerinden kalkıp pikeyi attı üzerinden birden siyah dar kesim pantolon beyaz tişört belirdi mehtap yerinden sıçrayıp baktı. Üzerini giyinip indi aşağı herkes siyah beyaz dı mehtabın arkasında ki Eylül herkese bakıp  *Oha herkes siyah beyaz*mehtap arkasından gelen kıza bakıp  *Abi futbol turnuvası gibi olduk robotlar, insanlar olarak maç mı yapacağız yoksa * Akif güldü  *Mehtap seninle aynı takımda olmam ben * *Ay Akif bey bende can atıyordum demi oyarim seni bak *diyip indi sarı uzun saçlarını savurup Esma hanımın yanında durdu Esma teyze hepsine gülümserken ekran açıldı ve  *Günaydın sizi buraya alıyorum *diyip yine kimse birşey diyemeden ışınlandı herkes sinirle karşında ki robota baktılar  *Bak robot ikidir birşey demeden bizi atiyon sağa sola elindeki iksiri alippp *diyen mehtabı nazlı susturdu eline ağzına bastırarak  *Özür dilerim efendim *diyen robota içi acıdı bu kez mehtabın . *Sizi robot hanı nın yanına götüreceğim buyurun *dedi kadın  Herkes robotu takip ederek son teknoloji olan yerlerden geçip gidiyorlar dı son teknoloji odalar teknolojik aletler vardı kapıyı çalmadan  birşeyler yapan kadın eliyle buyrun dercesine çekildi . 180 boylarında siyah saçlı, siyah zeytin gibi gözlü,  esmer tenli, iri bir adam büyük gamzesi ile yakışıklı biri idi . Kızlar adama hayran hayran bakarken Erkekler ters ters baktı kızlara  *Buyurun hoş geldiniz şöyle oturun kendimi tanıtayım size sonra da toplantımıza geçelim olurmu * Hekes son derece rahat sandalye ye oturdu. Herkes karşısında ki robotmu insan mı bilemedikleri şeye bakıyordu adam hafif gülümseyip kalktı yerinden  *Öncelikle ben Asaf Akat bizi yüzyıl'lar öncesinden ürettiler ve ise yaramadığını görünce çöpe attilar* *Dur birdakika  yüzyıl öncesi derken ozaman teknoloji bile robot üretecek kadar gelişmiş değil di * Asaf gülümseyip sözüne devam etti  *Hayır sadece kimse bilmiyor bu robot üretme yüzyıllardır var ve ben ilkim çöpe atıldığımız zaman 6 kişi idik, ben kendime geldiğimde herşeyi hatirliyordum ilk metal bir parça idim çok zor du sonra ben oyuncak olarak bir eve alındım kraliyet ailesi idi Esma hanım sizin evinizin yeri önceden kraliyet sarayı idi çocukları benimle oynardı, daha sonra ben sizin evinizde ki o ışığı gördüm kaybedeceğim bir şey yok diye girdim ve buraya ışınlanlandım robot olduğum için kafam hep ileri teknoloji ye çalıştı ve kısa sürede ben yüz binlerce robot ürettim, ama insan gibi görünmek istiyordum daha sonra onu da geliştirdim ve artık beynim çöküyor derken Leman diye çılgın bir kadın bizimle iletişime geçti sizin seçilmiş olduğunu anladı farklı bir enerji yaydığınız için sizi bize gönderdi emin olun kötü niyeti yok tu sadece adını bizim üzerimizden duyurmaya çalışan kuming bulunmuş ve o orda kaldı. Şimdi size bir teklifim var ya bizim ülkemizi zehir yayanlardan kurtarirsiniz yada siz karşınızda ki erkekler le evlenip bir çocuk doğurup bize verirsiniz ve biz hallederiz * *Oha ne diyorsun sen ve robot ben kimseyle evlenmem ve çocuğumu kimseye vermem *diye bağırdı Şevval Herkes kızgın bir şekilde bakiyorken  *O zaman siz düzeltecek siniz ülkemizi * Esma hanım gözlerini kapatınca birden gerçekten zor durumda olduğunu anlayınca *Tamam biz kalıp ülkenizi düzeltiriz ama bize yapmamız gerekeni söyleyin * Herkes şaşkınca Esma hanıma baktı  *Ne diyorsun Esma teyze sen *diyen selim sinirli idi en azından kendilerine danışması gerekti  Esma hanım hanım gördüklerini anlatıp zor durumdalar ve bırakmayacaklarını anlattı herkes el mecbur kabul etmişti Asaf yerinden kalkıp  *O zaman ilk kalp klonu nu yapalım olur mu kim gönüllü* diyerek bakındı gözlerine kimse gönüllü değildi ne olduğunu anlamamıştı çünkü  *Ne klonu bizi öldürecek misiniz * Eylül açtığı iri kahve gözlerini dikti asafa, Asaf ise erkeksi bir kahkaha attı  *Hayır sizin kalbinizi bir robota klonlayıp bekleyeceğiz bir kaç gün eğer insan olursa deney başarılı olacak, Leman deney oldu ama robot kabul etmedi etmedi kalbi *nazlı kahkaha atıp  *Abi lemanın kalbini robot bile kabul etmemiş *diyince herkes kıkırda dı. Esma hanım ben gönüllüyüm diyip kalktı ayağa Asaf heyecan içinde bir robot çağırdı  *Robotik buraya gelebilir misin deney yapacağız insan robot olmayı kabul eder misin * *Tabiki robot hanım istiyorum bir kalbim olsun *diyip gülümsedi robotik güzel uzun boylu bir kadındı karamel saç lı beyaz tenli kahve göz lü idi  Esma hanım Asafın gösterdiği kabine girdi diğer robotik kadın da gösterilen yere girip kapısını kapattı Asaf selime dönüp  *Selim bey burda iş size düşüyor yani üstün yeteneğinize * selim nasıl yani diyip kalktı yerinden  *Şimdi siz ellerini sağ elini Esma hanımın kabini ne sol elini ise robotik kabine yerleştir ve olos molokis milis *diyip parmak larini hafif oynatıp bekleyeceksin Selim tamam diyip dediği yerleştirip sözleri söyledi bekledi bir süre sanki kolların dan akıp giden bir karıncalanma hisetti bir süre daha bekledi kırmızı ışık yeşili gösterince işlem tamam landı herkes ayakta olacakları beklerken Esma hanım ve robotik yarı baygın halde çıkıp oturdular. Asaf umutla bakıyor du arkasını dönüp *Selim artık sen burda bekleceksin deney olumlu olursa gözetim yapacaksın şimdi sıra sizde Akif sen gece ve gündüz duzenlemesin desin bizim güneşimiz, ay'mız similasyon sen onları yaz kış olarak sıcaklık derecesi ni ayarlayacaksın * Akif aniden karşı çıktı  *Asaf sen ne diyorsun ben hayatta öyle birşey yapmam Allaha şirk koşmak bu dediğin ben özellik ne istemiyorum * *Hayır hayır ben sen beni yanlış anladın asla öyle şeyler yaptırmam zaten bildiğim kadarıyla asla olmaz öyle şey ama insanlar en çok kaç derece ye kadar dayanır, canlılar güneşte ne yapar onu merak ettiğim için sana verdiğimiz odada tuşlarla onu halledeceksin *Akif memnun olmamış tı bu durumdan. Hatta evlenip çocuklarını verip kaçmayı bile düşündü ama sonra onlardan olan bir çocuk bu kötülüğü yapacaktı onlara geri aklından. Atıp bu düşünce yi kabul etti  *Peki bakalım ama başka birşey yapmam zaten boyumuz da günaha girdik *diyip Asaf bir yere ışınladı herkesi  Düzenekler yine son sistem di  *İşte Akif siz en çok hangi güneşli havaları seversiniz ayarlayacaksın  bir süre alışması lazım buradaki kerim sizi kendi ellerimle dünyanıza göndereceğim * Herkes gideceğini duyunca sevindi çünkü artık kendi dünyalarını özlemişti içlerini saran umut la dua ettiler  *Nazlı sen akifle çalışacaksın ve o güneş ışınlarını hallederken sen de rüzgar dengesini halledeceksin siz gittiinizde herşeyin kusursuz olmasını istiyorum* *Kusur herşeyde vardır *diyen eylüle baktı herkes omuz silkip etrafına bakındı  etraf ta son sistem makina ve benzeri şeyler var dı . Nazlı ve Akif gösterilen yere oturup garip yazılara baktılar  *Akif bunlar ney * *Nebilim ben nazlı * *Uf sen de hiç birşey bilme *  *Yarabbim bana ceza olarak bu nazlı kulunu verdin biliyorum kızdım * *Yarabbim beni akifle imtihan ediyorsun vallahi günahkar olmak istemiyorum * *Sus be * *Sen sus *  *Ah siz hep böyle mi siniz * diyen Asaf şaşkındı  *Hep böyle değildik * dedi ikisi iki yandan Asaf fermuar işareti yaptı ve Eylüle döndü gülümsedi Eylül diyeceklerinden tırsmıs gibi bakıyor du  *Sen Selim le çalışacaksın çünkü sen geçmiş ve gelecek hükümdarı senin auran ve onun yanına gideceğiz * *Tamam gidellim bakalım * diyen Eylül pes etmiş gibiydi  *Eee biz ne olacağız * diyen nazlı bakıyor du merakla  *Siz akşama kadar burada denge işinde uğraşacak sınız * diyen Asaf gülümsedi ve aniden kayıp oldular  *İnsan bı kolay gelsin der ama yok bu robot lar beni hayattan bezdirdi ortak * *Ortak ney be * *Eee bu yolun yolcusu olduk nazlı hanım * *Tövbe tövbe sanki kötü yola düştük akif * diyince Akif kahkaha atarak güldü nazlı tam o anda Akif'in ağzını burnunu kırmak istedi . Selim ışınlama ile gelen kişilere öylece bakıyor du hâlâ alınamamış tı bu ışınlanma işlerine  kafasını sağa sola salladı . *Evet selim senin ekip arkadaşların ise Esma hanım ve Eylül Esma hanım genel de yanınızda olacak ama diğerleri de size yardıma gelecek klon için * *Peki benim görevim ne olacak * diyen Eylül asafa baktı öylece  *Sen bu ekran da önce ki hayatı araştırıp ve ip uçları bularak not alacaksın sadece aklına yaz zaten kağıda kendiliğinden geçecektir yazılar * dediğin de ekrana bakan Eylül tüm eski yaşamları görüyor du hayatı boyunca tarihi hep sevmişti zaten tam Eylül lük olan bu işe gülümsedi  *Ve Eylül sana küçük bir not eğer çok istersen oraya gidip bizzat görebilirsin tarihi canlı canlı yaşarsın * *Eee geri gelebilir miyim* *Evet tabiki gelebilir sin sen astral seyahat yapıyor olacaksın seni kimse göremez ve duyamaz sen sadece ani yaşarsın * diyince Eylül sevindi selim tek kaşını kaldırıp baktı  *Bu çok saçma biliyorsun demi * * Evet ama tarih dersini hep sevmişim dır * dedi gulimsedi selim birşey demeden kafasını salladı ve hâlâ bu ikili ne yapacağını bilmiyor du hatta kimse ne yapacağını bilmiyor du.  Esma hanım bu ikiliye baktı gözlerini kapadı ve gördüğü şeyler le gülümsedi,  burada işleri bitince Asaf Şevval ve Ahmet te bakti  *Sizin işiniz ise dışarıda * diyince ikili de kafa salladı ve aniden ışınlanıp dışarı çıktılar bur renksiz şehire baktı Asaf surat ifadesi üzgün dü  *Siz bu şehir düzenlemede görev alacaksınız , size yardım edecek robot lar da olacak lütfen şehrimizi güzel bir hâle getirin * diyen asafa baktı lar  *Nasıl yapacağız * diyen Ahmet ti  *Şevval zaten bitki canlandırma yeteneği var Ahmet sende ağaçları büyütme yeteneğin eğer kendinizi geliştirir seniz daha güzel şeyler başarırsınız * dediğin de Şevval kuruyan begonya ya ya baktı ve kurumuş çiçeği ne dokundu ve çiçek yavaş yavaş canlandı birden tüm güzelliği ile açmaya başladı Asaf birşey demek için yalandan öksurdu ve  *Şevval , Ahmet eğer kendinizi geliştirir seniz dediğim gibi güzel başarır sınız ve bu guzell şey tohum üretme hangi tohumu isterseniz o avcunuza gelir * Şevval işini sevmişti tatlı tatlı gülümsedi ve işine başladı . Mehtaba bakıp gülümsedi Mehtap bende sıra galiba dedi homurdanarak  *Evet mehtap sıra sende sen bu taş toprak hepsine hüküm edebilirsin yani şu toprağı alıp olmayan yere gönder diye düşünürsen o toprak oraya gidip bir tarla misali yayılıyor * Mehtap anlamak ve anlamamak arasına kalmış gibiydi gidip toprak yığını olan yerde bir avuç aldı ve  *Bu toprak yığını toprak olmayan yere gitsin * dediğinde toprak yığını kayıp olduğunda kayıp oldu ve bir görüntü belirdi mahtabin karşısına  ve toprak gerçekten hiç olmayan yere yayıldı  *Görev tamam * diye robotik bir ses duyuldu asafa baktı korku ile Asaf güldü  *Abi bak valla sen bizi carptirip gönderecek sin burada * *Yok yok * diyen Asaf gülüyor du hâlâ  *Pişmiş kelle gibi bide sırıtman yokmu * dediğim de Asaf hâlâ gülüyor du  *Eee ben böyle dere tepe toprak taşmı arayacağım * diye tekrar konuştu ve Asaf gülmesine ara verip  *Hayır bir yere oturacaksin ve toprak lar taşlar senin ayağına gelecek zaten * dediğinde mehtap kafa salladı yanına da 15 tane robot la bir yere gittiler , mehtap hâlâ kafa sallıyor du bu olanlara  Bir tek Ali kalmıştı Ali de baktı asafa ben ne yapacağım dercesine ve  *Ali sende mehtap la çalışacak sın mehtap toprakları taşları çekerken sende akarsu , çay ve uçsuz bucaksız deniz yapacaksın ateş yeteneğine şuan lık ihtiyaç yok * dediigin de ona da gülümsedi Ali mehtap la kavga etmeyi sevdiği için mehtap bin yanına giderken mehtap bu sırık niye geliyor dedi ve yönünü çevirdi  *Sakın dalga gecme * dediigin de Ali güldü  *Yoo ne haddime efenim * dediğin de mehtap sarı saçını savurdu  *Kız robot sen ne yapıyorsun * *Burayı düzenliyorum mehtap hanım *  *Peki tatlım kolay gelsin * *Teşekkür ederim * diyen robot gülümsedi Mehtap da gülümsedi hâlâ bunlardan korkuyor du bir şey yapacak lar diye  *He robot gelsene sen buraya bak bur da büyük taşları atalım * *Tabi ki * diye koşarak gelen robot adam gelip durdu mehtap la beraber büyük taşları çakıl hâline getirdiler ve yol kenarlarına koydular  *Robot adam buraya bir çimento kum felan bulak ta yol yapalım olmaz mı *  *Siz düşünün o dediğiniz gelsin buraya * dediğin de mehat gözlerini kapatıp çimento kum dedi ve geldi ani den Asaf bakıp gülüyor du bu kıza komik biri idi mehtap ardını dönüp Şevvale baktı oda hummalı bir çalışma içinde idi  Ahmet ise kocaman ağaçları canlandırma ya çalışıyor arkalarından Ali ise su veriyor du dışarıda kiler isleeini benimsediği de Asaf içeri girdi Eylül büyülenmiş tarihi izliyor du ve ufak ufak birşeyler yazıyor du . Asaf bu işten memnun idi çünkü bu insanlar sorgusuz sualsiz onlara yardım etmeyi kabul etmişler di ve hepsi de canla başla çalışıyor du . Selim ise kadın robota ve Esma hanımı kontrol ediyor arada kalplerin gelişimini izliyor du aslında burada hepsinin işi gerçekten çok zordu . Ama halledecek lerini biliyorlar dı eğer olurda başaramaz olacak olurlaydiy sa ne olacaktı bu ülke renk yiyiciler yine gelip . Bütün renkleri yine yerseler di  Asaf sıkıntılı hâlde iç çekerken bir bağırma sesi geldi ve herkes sese odaklanmıştı Asaf hızla dışarı ışınlandı ve Mehtap ve Şevvalin neden bağırdığı nı anlamaya çalışırken hava çok sıcak ti  *Lan nazlı pisliği şu havayı normale çek gebercegiz burada * diyip elleri ile kendine yelpaze yaptı  *Bak manyak kadın oraya gelir seni yolarim düzelt şu havayı *  Asaf yine kahkaha atarken Mehtap karşı yoldan ona bağırdı  *Yine geldi pişmiş kelle gibi sırıtıyor oğlum sizi sayı ilemi verdiler * derken yanında ki  Ali de gülüyor ve Şevvalin yanında ki Ahmet te aynı idi ama gerçekten hava çok sıcak tı Asaf hemen denge odasına ışınlandı ve nazlı ve Akifi kahkaha seslerini duyuyor du mehtap ve Şevval çıldırmış gibiydi birden nazlı bir tuşa daha bastı ve kar yağmaya başladı Şevval sinirle tepinirken Asaf olanlara gülmek ten kendini alı koyamıyor du  *Nazlı yeter bak Şevval ve Mehtap ülkeyi başımıza yıkacak * diyen Akif te gülüyor du  *Evet nazlı Akif haklı * dediğin de oyuncağı elinden alınmış gibi sürat Asan nazlı güldürmüştü nazlı hava dengesini ayarlayıp mevsim normallerine dönen hava derin nefes aldı Şevval ve Mehtap  * Asaf bey bizim dünyamız sıcaklık lar her ülkeye göre değişiyor nasıl olacak o *  * Evet bir yerde mesela gece ise diğer ülkede gündüz oluyor onlara bizim gücümüz yetmez* deyen Ali nin sesi düşünce li çıkmış ti  Asaf biraz düşündü bu robot adam gereğinden fazla şey düşündüğü için bir iç çekti  *Zaten sadece bir ülke yiz bide lanet renk yiyiciler var onlar bizi alakadar etmiyor geldiğiniz ülke yani Türki ye gibi ayarlayın kış aylarında mesela geldiğiniz şehir nasıl sa ona göre yaz aylarında nasıl öyle size bıraktım herşeyi * diyen Asaf gülümsedi ve çıktı odadan odasına gitti ve oturdu düşündü insan olduğu zamanı ve yüzüne bir gülümseme yerleşti insanlar gibi yemek yiyecek uyuyacak ve hayattan zevk alacak yeri gelecek çok yorgun düşecek ti ama en önemlisi aşık olmak istiyor du  bu çılgın robot adam bakalım hedeflerine ulaşabilecek mi aslında bu insanları Asaf çok sevmişti çünkü hiç birinin kalbinde kötülük yoktu , zaten o çılgın kadın da onların bu güçleri edinmesi için kalpleri iyi olduğu için aura lari yüksek dememiş miydi . *Ah bu kadının azmi ne hayranım o kadar güzel ki * diyen eylüle dönüp baktı selim ne dediğini anlamayarak  *Kim ki o *  Eylül yüzünde tebessüm ile  *Kleopatra * *Evet bir kac birşey duymuştum filmi felan var di galiba tabi buralara gelmeden önce * diyen selim birden yine geldiği dünyayı düşündü o bölümü hiç hatırlamıyordu nasıl biri idi dünya da kim di neydi sadece ismi ni ve soyisimini biliyor du " SELİM AKAT "  bundan başka elinde bir bilgi yok tu Eylül bir iç çekti ve hayran olduğu kadını anlatmaya başladı Selim'in de ilgisini çekmiş gibi son kez yatan robot kıza bakıp oturdu  *İskenderiye'de doğdu. Aslen Yunan olan Kleopatra, babası XI. Ptolemaios'un vasiyeti üzerine kardeşi ile evlendi. O zamanlar Mısır'da egemen olan Yunanlar Mısır toplumuna karışmamak için kendi soylarından olan kişilerle evleniyorlardı, bu akraba evlilikleri de özürlü insanların doğumuna yol açıyordu. Babası öldüğünde 18 yaşında olan Kleopatra tahta çıktı. Halkın içine girebilmek ve halkın kendisini benimsemesi için kendini Mısır dinine verdi. Kardeşi tarafından iktidardan uzaklaştırılıp sürgüne yollandı. Kleopatra'nın dedesinin adı Dadadidis'tir. Mısır için büyük bir kahramandır.* *Eee başka yokmu * diyen selim kızın konuşmasını seviyor du ve Eylül heyecan la devam etti  *Kleopatra iktidara, yanında büyük Roma diktatörü Sezar ile geri döndü. Kleopatra'nın bir halı içinde Sezar'ın sarayına girdiği ve bu büyük kralı kendine aşık ettiği rivayet edilir. Bu olaydan sonra kardeşi, kimsenin bilmediği bir sebeple Nil sularında boğuldu. Kardeşinin aradan çekilmesi ile Kleopatra tek başına iktidar koltuğuna oturdu. O sırada Sezar'dan bir çocuğu oldu ve minik Sezarion'u alıp Roma'ya gitti. En büyük hayali, iki imparatorluğu birleştirip Büyük İskender'in de hayali olarak bilinen tüm dünyaya sahip olmaktı. MÖ 44'te Sezar ölünce bu hayallerini ertelemek zorunda kaldı. Sezar ölünce Roma İmparatorluğu, tahta çıkan Octavian (Sezar'ın yeğeni ve resmi evlatlığı) ve Marcus Antonius arasında ikiye ayrıldı. Doğu, artık Marcus tarafından yönetilmekteydi ve ilk işi de Mısır'ı ziyaret oldu. Marcus Tarsus'a gelerek Mısır Kraliçesi Kleopatra VII ile ittifak yaptı. Kleopatra'nın maksadı kaybettiği toprakları geri almak, Antonius'unki ise hem doğudaki iktidarını sürdürebilmek hem de Partlara karşı yapacağı askeri harcamalar için Mısır'ın zengin kaynaklarından yararlanmaktı. Bu maksatla Antonius, Kleopatra'yı Tarsus'a davet etti. Muhteşem gemisiyle Tarsus limanına gelen Kleopatra Antonius ile 7 yıl sürecek renkli, romantik ve ihtiraslı bir beraberlik yaşadı. Kleopatra'nın Tarsus'a giriş yaptığı kapının adı "Kleopatra Kapısı" olarak değiştirilmiştir. Tarihçi Plinius, "Kleopatra'nın tacından çıkardığı bir çiçekle Antonius'a şarap sunduğunu" yazar. "Romalı hükümdarın tam kadehi dudaklarına götürdüğü sırada Kleopatra'nın ona engel olduğunu ve 'Seni öldürebilirdim' dediğini, çünkü çiçeğin yapraklarına zehir sürmüş olduğunu" söyler ölümü ise Antonius Kleopatra'ya delice aşık oldu. Kleopatra'nin Antonius'tan da iki kız çocuğu oldu. Bir süre Tarsus'ta yaşadılar ve bu yıllarda Octavius'a savaş açtılar. Aktium'da yapılan savaşta Kleopatra ve Marcus kaçmak zorunda kaldı. İskenderiye'deki sarayına dönen Kleopatra'nın kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir. Ama son zamanlarda zehir içerek öldüğü anlaşılmıştır. Kolay yapılan bu zehir, acı çektirmeden birkaç saat içinde öldürüyordu. Öldüğünde 39 yaşındaydı. Shakespeare, Antonius ve Kleopatra adlı eserinde Kleopatra'dan bahsetmiştir çok muazzam değil mi selim böyle bir kadın olmayı istedim * *Bilmem bana pek ilgi çekici gelmedi * *Ben severim * diye kestirip attı bu uzun konuşmadan sadece bana pek ilgi çekici gelmedi diyen Selim'in ağzına bir terlik yapıştırmak istedi ....
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD