Masal, adamın aletine keşfetmeye yeni başlamış çocuklar gibi bakıyordu. Eli adamın üzerinde kaydıkça, ucundan damlayan zevk suyu gözlerini parlatıyor, Barlas'ın arada ağzından kaçan hırıltılı ama kısık inlemeleri işini daha da zevkle yapmasına sebep oluyordu. Masal’ın kalbi, göğsünden fırlayacakmış gibi çarpıyordu. İçinde ne kadar karmaşık bir duygu varsa hepsi aynı anda canlanmıştı; merak, korku, utanç ve en çok da daha önce bilmediği bir istek… Parmaklarının ucunda hissettiği sıcaklık, ona yabancıydı ama aynı zamanda garip bir şekilde büyüleyiciydi. Barlas’tan yükselen her hırıltı, sanki içinde bir kıvılcım yakıyordu. Ne yapacağını tam bilmese de, yaptığı her dokunuşun adamdan bir tepki alması Masal’ı hem şaşırtıyor hem de içindeki utangaç heyecanı büyütüyordu. İlk kez kendi bedeninin

