İsa

388 Words
Masal yutkunup başını öne eğdi. Şimdi sıçmıştı. Büyük sıçmıştı. Abisi kesin vuracaktı. Diri diri gömecekti. Belki de etlerini lime lime edecekti. Üzerinde ki pikeyi titreyen elleri ile zorlukla boynuna kadar çekti. Saçlarının yüzüne düşmesine izin verip, abisinin varlığını redetti. Korkudan akan gözyaşlarına izin verdi. Şimdi ağlamak için çok geçerli bir sebebi vardı. " Sizin sülalenizi sikmez miyim ? " diye kükreyen abisi ile omuzlarını içine doğru çekti. Yanında kıpırdanan adama bakmaya ise hazır değildi. Bir birine giren olaylar silsilesinden nasıl çıkacağını düşünecek aklı eror vermişti. Sadece ölümünü bekleyen idam mahkumu gibi olacakları bekliyordu. Utanç ve korkuyu aynı anda yaşıyordu. Ağlıyordu çünkü deli gibi korkuyordu. Ağlıyordu çünkü, abisine yakalandığı halinden utanıyordu. Abisine ne diyecekti. Barlas'ı bir yerde idare edebilirdi ama abisine ne diyecekti. Abisi kesin önce Barlas'ı sonra da kendisini vuracaktı. Peki ya annesi ? Annesinin yapacakları ? İsa, kız kardeşini bir adamın yatağında basacağını düşünmemişti. Nazmi ona Masal'ın isteklerini haber verdiğinde, İsa dediklerini yapmasını emretmişti. Masal, oyuna Nazmi'nin abisini dahil ettiğinden habersiz, kendi piyonlarını öne sürerken, kendisine oynanan oyunu farkında değildi. Ava giderken avlanmıştı. İsa, Masal'ın evden kaçışından bir süre sonra telfonuna gelen mesajı okuyup, ses kaydını dinlemişti. Kardeşinin bu kadar tehlikeli ve alçakça davranmasına inanmak istemese de gerçekler ortadaydı. Melek sandığı kız kardeşi, bir şeytandan da daha tehlikeliydi. Yine de basit bir sebepten bunu yaptığını düşünmek istemişti. Belki izin vermediği bir arkadaşında kalmak istemişti. Belki de sürekli gitmek istediği ama annesinin özellikle karşı çıktığı kulübe gitmek istemişti. Olabilirdi. Kızmayacaktı. Konuşacak, anlamaya çalışacak, bir hal çaresine bakacaktı. Annesinin kardeşinin üzerindeki olumsuz etkisini farkındaydı. Eski topraktı annesi. Kafası bir o kadar eskiydi. Babasından çok farklı bir karaktere ve düşünce yapısına sahipti. Babası öldükten sonra kardeşinin halini görmüş, el atmıştı. Demek ki yeterli olmamıştı. İsa, kardeşinin konumunu izlerken kısa bir süre düşündü. Bütün arkadaşalarını biliyordu. Hiç birinin evide, kızın gittiği muhitte değildi. Adamına tanıdık birinin olup olmamasını kontrol ettirdiğinde, Barlas denen yavşağın orada oturduğunu öğrenince, kan beynine sıçradı. Yapmazdı değil mi ? Masal, abisinin bu adamlarla kanlı bıçaklı olduğunu bildiği halde, o adamla bir münasebete girmezdi değil mi ? Hiç değilse canını sevdiği için cesaret edemezdi. Bu kadar alçalmış olamazdı. Yola çıkana kadar yetersizlik duygusu ile dolmuşken, kardeşinin konumu ile içinde kabaran, aklını kaplayan, kalbini ve vicdanını körelten öfkeyle sarmalandı. Eğerr düşündüğü doğruysa, acımadan ikisine de sıkacaktı. Ne o pice, ne de kız kardeşine acımayacaktı. İsa'ya öyle kardeş lazım değildi...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD