Bu evin en kısa düğünü benim ki olmuştu, sadece iki saat çalan müzik durmuş ve toplaşan kalabalık ne olduğunu anlamadan gitmişti...
Cem, sadece "hayır"ı değil beni de masaya bırakıp gitmişti. "Bu kız mı Cem'le evlenmek istiyor diyen kadınlar bu sefer Cem bu kıza mı hayır der gibi bakıyordu...
Biraz önce Cem'in baktığı boşluğa şuanda ben bakıyordum...
Etrafımdaki sesleri boğuk duyduğum için kim ne söylüyor anlamıyordum...
"Cemre, gel..." diyen kimdi bilmiyorum ama kolumdan tutup çekmese kıpırdayamazdım...
... Bin bir hayaller ile giydiğim gelinlik üzerimde tonlarca yük varmış gibi beni sıkıyordu. Çığlık ata ata kollarını yakasını yırtıp ondan kurtulmaya çalıştım...
~~~~~~•~~~~~~•
Babamların uçak bileti iki kişilik olduğu için ertesi sabah beni bu evde bırakarak gitmek zorunda kalmışlardı...
~~~~~~•~~~~~~•
Cem gideli üç, babamlar gideli iki gün olmuştu. İnternetten bilet alan babam saatini haber vermek için aramıştı.
"Kızım... Geç kalma emi?"
"Kalmam baba merak etme."
"Seni Şiyar bey bindirecek, bende havaalanında bekliyor olacağım. Merak etme kızım. Gideceğiz uzaklara, kimse bulamayacak seni."
"Ben baba, ben beni bulabilecek miyim?"
"Bulduracağım kızım. Söz veriyorum."
~~~~~~•~~~~~~•
Cem, üç gündür kaldığı arkadaşından Ailesine haber vermeden İstanbul'a gitmek üzere yola çıktı...
Cemre ile geldiği yolları geçerken, verdiği sözü hatırladı. Yol ayrımına gelince yine drift yaparak ana yola çıktı...
Şehrin girişinden benzin alırken abisi Erdem kendisine yetişti...
İkili ayak üstü herkesin içinde kavga etmeye başladı...
"Aptal..."
"Sensin."
"Sen varya, hiç bir şeyi hak etmiyorsun?"
"Olabilir, seni ilgilendirmez."
"Ben senin kadar nankör birini daha görmedim."
"Olabilir, bu da beni ilgilendirmez."
"O kızın ne suçu vardı lan. Ondan ne istedin... Madem sevmedin istemedin neden altı ay garsonluğunu yapıp canını tehlikeye atıp buraya getirdin?"
"Ben sevmem, sevmek ve sevilmek benim için ergenlik zamanında bu boyun uzamada son bulduğu yıl bitti."
"Bok bitti şerefsiz."
"Üzgünüm abi, sizin mali durumunuzu düzelteceğim diye maymuna dönemem."
"Ne mali durumu düzeltmesi lan, bizim durumumuz kötü değil ki?"
"Yada daha üste taşımada..."
"Sen bunu nereden çıkarttın geri zekalı."
"Sağolsun, bizi de sevip düşünen varmış."
"Ağzımı yine bozduracaksın haa, nerede var hani, o seven gelinlik mi giydi, ben senin için buradayım deyip göğsünü gere gere karşına mı dikildi haa?"
"Dikilenlerin niyetlerini de gördük."
"Cem, git... Ama bir daha gelmemek üzere git tamam..."
"Seni ilgilendirmez orada bi anam babam var."
"Kalplerini kırıp ağlattığın ailen."
"Sen benden ne istiyorsun? Neden çıktın karşıma."
"Ne kadar aptalca bir şey yaptığını söylemek için çıktım... Sana bunu kimin ve neden söylediğini tahmin ediyorum Cem, o kadar salak değilim ama o kızın başı tehlikedeydi. Kendisine ilk gün ne için yardım ettiysen yine öyle olduğunu bil istedi... Bana acıdığı yada zengin zannettiği için olsun istemiyorum dedi. Sevdi lan o seni... Kimsenin sevmediği kadar sevdi. Sana bunu söyleyen bile onun kadar sevmemişti."
"Babasıyla babamın anlaşması ne peki?"
"O da Cemre'yi korumak için düzmeceydi. Akrabaları öyle bilsin diye."
"Sana ortak demesi? Fabrika büyütme planı."
"Senden konuşuyorduk geri zekalı, ben büyürüm ama Cem büyümez dedi bende genişletiriz dedim, APTAAALLL."
"Gitti mi?"
"Bu akşam gidiyor."
Cem, koşarak arabasına binip geri döndüğünde telefonu çaldı.
Dilan panikle... "Abi bir kadın ve oğlu geldi Cemre'yi götürmek istiyorlar." dedi
Cem, "Nasıl ya, kimmiş?" diye sordu
D: "Halası ve oğluymuş abi."
C: "Foto at bakayım çabuk."
Dilan, avlunun balkonundan fotoğraflarını çekip gönderdikten sonra Cem hızını artırıp, "Dilan, onları oyalayın, yoldayım geliyorum... Anneme de söyle sakın Cemre'yi almalarına izin vermeyin..." dedi.