Yalan değil

1584 Words
“Günaydın bir tanem” mesajı ile açtım gözümü. İçinde bulunduğum ve yaşadığım aşk tam bir peri masalı gibiydi.Daha gidecek yolumuz vardı ama yolun başı o kadar güzeldi ki sonu ne olursa olsun ben bu yoldan gidecektim gerekirse bu yolda paramparça olacaktım ama asla bu yoldan dönmeyecektim. İnsan ne isterdi ki bu hayattan. Sevmek , sevilmek , güven ve daha binlerce şey belki de. Bunlar bana sadece mustafa demekti. Aşkından ağlamak ister mi insan ben istiyordum. Kafayı mı yemeye başlamıştım bilmiyorum ama tek bildiğim şey onsuz bir dünya düşünemiyordum. Sesini duymak istiyordum. Aradım. Uykudan yeni uyanmış erkek sesi bu dünyadaki en iyi afrodizyak olduğunu söyleyen bir yazı vardı kesinlikle bu yazıyı yazan kişi çok haklıydı. Çünkü yatakta resmen kıvrandığımı hissediyordum. Ya da onunla konuşurken şu an yatakta olmam benim aşırı şekilde etkilenmeme neden oluyordu. Durum neden kaynaklı olursa olsun iyi değildim. “Günaydın “ dedim. “Napıyorsun” dedi o karizmatik sesi ile. “Hiç uyanmaya çalışıyorum “ dedim. “Hmm” dedi. “Ne yapalım bugün “ dedi. “Bilmem sen bilirsin “ “Bize gelsene annemler iki gün yoklar film falan izleriz” gülmeye başladım. Neden güldüğümü anlıyordu o da aynı nedenden dolayı gülüyordu. “Ya vallahi bir şey yapmayacağım korkma” dedi. “Bilemem artık” dedim en nazlı sesimle. “Ben sana bir şey yapmam ama sen bana yalvarırsan bilemem artık bu aralar bana hiç karşı koyamıyorsun sende haklısın ama biraz dizginlemen lazım kendini” dedi. “Hiçte bile yalvarmam. Geleceğim ve emin ol gram etkilenmeyeceğim “ dedim. “Çok komiksin belen” dedi. “Göreceğiz mustafa“ dedim. “Gelde görelim canım sevgilim” dedi. Telefonu kapattım. Haklıydı galiba şimdiden kıvranıyordum bir de yanında durursam kendime nasıl hakim olabilirdim. Biraz daha bu yatakta yatmaya devam edersem çok başka şeyler olacaktı. Yataktan kalkıp balkona çıktım. Birazcık hava alıp kendime gelmeye ihtiyacım vardı. Yaz gelmiş geçiyordu. Son bahar yaklaşıyordu. Yazın son sıcak günlerini yaşıyorduk. O kadar güzel bir yaz yaşamıştım ki unutamayacaktım. Bu yaz bana mustafayı getirdi. Hayatım boyunca unutmayacaktım bu 2017 yazını. Kulaklığımı takıp balkonda kahvemi yaptım. Ayılmam gerekiyordu. Terasta hamakta sallanırken kardeşim geldi. Koşa koşa içeri girdi. “Ne oldu nereye koşuyorsun” dedim. Arkasından seslendim ama beni duymadı. Kalktım peşinden içeri girdim düştü sanmıştım. “Halamlara gidecez bu gece onlarda kalacağız. Bende bütün gece furkanla bilgisayar oynayacağım “ diye hevesli hevesli anlatıyordu sanki bütün gün elinden tablet düşüyor gibi. Sonra annem girdi kapıdan. “Anne nereye” dedim. “Halanlara kızım sen gelecek misin” dedi. “Yok anne ben icapçıyım lazım olursam çağıracaklar siz gidin” dedim. Bu işin en sevdiğim yanı buydu gitmek istemediğim herhangi bir yer olduğunda hemen nöbet var deyip kurtulabiliyordun. “Kapıları güzelce kitle uyurken tamam mı aşağıdakiler evde bir şey olursa hemen in ahmet amcanlara söylerim ben” dedi. “Tamam annecim merak etme” Annemler gitmek için hazırlanıyorken benim aklımdan geçenleri tahmin etmek çok zor değildi. Koşa koşa mustafamın yanına gidecektim. Çok özlemiştim onu iki gün oldu görmüyordum sürekli ters dönüyordu listelerimiz. Annemler gider gitmez arkasından bende çıkacaktım. Annemler çıktıktan sonra balkondan çalışan arabanın arkasından baktım. Araba sokağın sonunda kaybolduktan sonra asıldığım balkon demirlerinden kendimi indirdim. İçeri odama dans ederek giriyordum. Hemen duşa girdim. Saat 12 ye geliyordu. Duştan çıktıktan sonra üzerimi giyinecektim. İç çamaşırı çekmecesini açtığımda geçenlerde aldığım ama gitmeye bir türlü cesaret edemediğim bordo iç çamaşırı takımı bana göz kırpıyordu. Aşırı kadınsı ve sexi bir takımdı. Onu giyersem iş yerinde utancımdan üzerimi değiştiremezdim. O an bir cesaretle bu takımı elime aldım. Takıma bakıp ufak bir gülümsedikten sonra üzerime giydim. Altındaki tanga tarzı dantelli şort biraz rahatsız edici duruyordu. Arkamı döndüğümde bütün kalçalarım ortadaydı. Her ihtimale karşı bu takımı gitmek istedim. İçinde ben bile kendimi tanıyamıyordum. Beyaz tenime bu bordo iç çamaşırı aşırı yakışmıştı. Üzerime de hemen bir şeyler geçirdikten sonra merdivenlerden ahmet amcalara yakalanmadan inmeyi başardım. Yaklaşık 15 dakika durakta bekledikten sonra otobüs gelmişti. Mustafaların evinin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Özlemim kalbimi acıtıyordu sanki. Ona yaklaştığımı hissediyordum. Asansöre bindiğimde geçen gün bu asansörde olanlar gözümün önüne geldi. Bunu düşünmek bile alt tarafımdaki kıpırdanmaya neden oluyordu özellikle giydiğim iç çamaşırını özellikle tahrik olalım diye mi böyle yaptılar bilmiyorum ama içim kaynıyordu. Zile basıp kapı açılana kadarki süre sanki bana 10 yıl gibi gelmişti. Onu görmek için sabırsızlanıyordum. Kapı açılınca boynuna atlamak istedim. Kapıyı açıp ukala bir bakışla bana gülümsüyordu. Konuştuklarımız gelmişti aklıma. Ne olursa olsun kendime sahip olup ona istediğini vermeyecektim. O bana yalvaracaktı. “Hoşgeldin” dedi. “Hoşbuldum” dedim en işveli ve davetkar sesimle. Derin bir nefes alıp eli ile içeri geç işareti yapmıştı. İçeri geçince oturma odasına geçtim. Koltuğun önündeki sehpaya mısır patlatmış cipsleri koymuş bize muhteşem bir masa hazırlamıştı. “Neden uğraştın bu kadar” dedim. “Senin için her şeyi yaparım bu ne ki” dedi arkadan belime sarılınca. Şu arkadaki sertlik kalçalarıma temas ettikçe ben nasıl sağlam kalabilirdim. Kendimi ona doğru bırakacakken bir anda beni bıraktı. “Pardon ben sana dokunmayacaktım” dedi ellerini kaldırıp. Kapalı olan gözlerimi açıp dengemi sağladım. Bu iç çamaşırı için belki de çok yanlış bir gün seçmiştim. Üzerimde giydiğim mevsimlik sweat allahtan içimdeki çamaşırı belli etmiyordu. Masaya oturunca o da gelip yanıma oturdu. Üzerindeki eşofmanlarını giyip gelmişti hemde gri. Önüne bakmamak için kendimle çok büyük bir savaş veriyordum. Çok utanıyordum ama gözümü ordan alamıyordum. “Hangi filmi izleyelim” dedi. “Aslında bir tane film var beğenir misin bilmiyorum “ dedim. “Sen istiyorsan benim için bir önemi yok izleyelim” dedi. “Tamam onu izlemek istiyorum “ “Adı ne filmin?” “Om shanti om” “Ne kadar değişik bir ismi var ne anlatıyor “ “Bir kadına aşık olan bir adamın öldükten sonra kadının intikamını almak için tekrardan dönüşünü” “Nasıl yani adam öldükten sonra geri mi dönüyor” “Evet “ dedim. “Çok saçmaymış “ dedi mısıra uzanarak. “İstersen başka bir şey izleyelim” “Hayır izleyelim “ dedi filmi açarken. Filmi başlamıştı biraz uzun bir filmdi. Film ilerledikçe ben her aşk sahnesinde ağlamak istiyordum. Balık burcu olmak gerçekten çok zordu. Mısıra uzanmak istedim o sırada mısır tasını kucağında tutan mustafa pislik yapıp tası çekmişti. Elim erkekliğine dokununca çok utanmıştım. “Pislik yapma” dedim gülerek. “Mısır yemek istemiyor musun gel al” dedi en tahrik edici sesi ile. Ben sana gününü göstereceğim. Film bittiğinde ben ağlıyordum. O ise hiç bir duygusu olmadan bana bakıyordu. “Yani bence çok saçma sırf kadının intikamını almak için mi öldükten sonra dirildi bu adam” “Evet aşk bu her şeyi mümkün kılıyor “ “Bu kadarı da olmaz yani saçma geldi bana öldükten sonra geri geliyor falan “ “Sen olsan adamın yerinde mesela allah korusun ölsen benim için dünyaya geri gelmez miydin?” Dedim. Duraksadı. “Gelmezdim “ dedi gülerek. “Diğer tarafta huriler varken gelmezdim” dedi. “Seni şimdi yedim ben mustafa” deyip üstüne atladım. Evin içinde kaçmaya çalışırken ben de arkasından onu kovalıyordum. Evi birbirine girmişti resmen . Halı kayınca üstünde düşmüştüm ona rağmen geri gelmemişti. Odasına kaçınca peşinden koştum çok yorulmuştum. Tam kapı girişinde kollarımdan yakaladı. “Odamızı mı özledin” dedi nefes nefese. Özlemiştim bu odada olanları ama asla ona yenilmeyecektim. Aldığım nefes göğsümü yerinden çıkaracak gibi şişirirken mustafa kendini bana biraz daha yaklaştırıp beni duvarla arasına sıkıştırdı. Yüzümü başka tarafa çevirdim. Gözlerine bakarsam olacaklara engel olamazdım. Sol elinin iki parmağı ile yüzümü kendine çevirdi. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. O benden daha kötü durumdaydı beni etkilemeye çalışırken kendi etkilenmişti. Yutkunup gözlerine baktım. Gözleri bana farklı bakıyordu. Arzuyla bakıyordu. Tam elini belimden kalçama indirirken kotun üstünden popomu okşayacakken elini çekti. Eli arkada yumruk olup benden uzaklaştı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Benden uzaklaşırken bir anda kolundan tuttum. “Ne oldu” dedim. “Ne olur diğer odaya git ben “ dedi devamını getiremedi. “ sen ne mustafa” dedim. Yüzüne avuçlarını sürtüp kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. “Belen lütfen diğer odaya geç” dedi. “Nedenini söyle geçeyim” dedim. “Dayanamamaktan korkuyorum. Ne olur diğer odaya geç ben sakinleşip geleceğim” dedi en aakin sesi ile açıklama yapmaya çalışıyordu. “Dayanamazsan ne olacak biz sevgiliyiz” dedim. “Olmaz belen yapamayız” dedi. “Neden ya neden” dedim yüzünü ellerimin arasına alırken. “Yapamam işte kendime hakim olmam lazım bu olmamalı “ dedi. Onu kollarından tutup yatağa oturttum. Ne olduğunu anlamaya çalışır gibi yüzüme bakıyordu. “Mustafa beni dinle” dedim. Yatağın dibinde dizlerimin üzerine çöküp ona baktım. Çok kötü duruyordu. “Aramızda olan bu şeyler çok doğal sende farkındasın neden kendimize eziyet edelim” dedim. “Yapamam belen gözünde s*x düşkünü bir adam olarak görünmek istemiyorum. Kendime hakim olamadım şimdiye kadar ama bundan sonra olmayacak merak etme. “ dedi. “Sen benim gözüme öyle görünmüyorsun sen kendini benim gözümle görsen anlayacaksın “ “Belen sana kendini böyle şeylere mecburmuşsun gibi hissettirmek istemezdim. Aramızda bunlar olsa da olmasa da ben seni çok seviyorum “ dedi. “Mustafa çıldırtma beni istiyorum seni bende” dedim. “Ben üzülmeyim diye yalan söylüyorsun “ dedi. Çenesini sertçe sıkıp kendime çevirdim çünkü içimdeki enerji artık dışarı çıkmak istiyordu. Hatta tam o enerjiyi atma zamanıydı belki de. “Yalan değil” dedim üzerimdeki sweatı çıkarmak için altlarından tutarken bir anda elimden tuttu. “Belen napıyorsun dur” dedi elleri ve sesi titriyordu. Gözleri gözlerimde dolanırken sesindeki arzuyu hissediyordum. Elimi tutan ellerini de üzerinden tutarak üzerimdekini kafamdan çıkardım. Saçlarım çıplak omzuma düşüp beni huylandırırken tüylerimin diken diken oluşu bu saçlardan dolayı değil mustafanın karşısında ilk defa bu kadar çıplak kalışımdandı. Ağzı açık gözleri göğüslerim ve gözüm arasında giderken benim ağzımdan tek bir cümle çıkıyordu. “Yalan değil “
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD