Yıldız

1079 Words
“Marta napıyorsun” dedim. Kalbim korku içinde atmaya başlarken. “Sen beni özlemedin mi” dedi eli hala askıları indirirken. Gecelik üzerinden düştü düşecekti. “Marta şu an sırası değil” dedim. Ne kadar saçma bir cümleydi bu evli bir çift olunsa şu am bunun tam sırasıydı hele ki şöyle bir durumda. Yatağın üzerinden dizleri ile bana doğru gelirken ben kafamı yan tarafa çevirmek zorunda kaldım çünkü o tarafa bakarsam istemediğim şeyler olacaktı. “Tam sırası karan” dedi tam gelip bacaklarını iki yana açıp kucağıma otururken. Karanın bedeninde olduğum için mi böyle oldu bilmiyorum ama hemen erekte olmuştum. Bu kadının güzel olması ve şu an ki duruma hiç bir erkeğin kayıtsız kalamayacağı gerçeği yokmuş gibi. Kafamı yan tarafa tekrar çevirdim. Kollarını omuzlarıma koydu. Elleri ile beni okşarken ben kaçacak yer arıyordum resmen. Eli ile yüzümü kendine doğru çevirdi. “Tam sırası karan” dedi dudaklarıma yaklaşırken. Engel olmam gerekiyordu. Buna bir şekilde dur demem gerekiyordu. Bedenim şu an sanki kontrolümde değildi. Dudaklarını dudaklarımın üstünde hissedince çok garip oldum. Yanaklarıma ellerini uzatıp beni çekince gözlerim kapandı. Engel olmam gerekiyor ama yapamıyordum. Gözlerimi açınca karşımda Belen vardı. “Seni çok özledim mustafa” dedi bana sarılıp. Sarılınca onu kendime çekip kokusunu doya doya içime çekmek istedim. Koskoca üç hafta olmuştu onu görmeyeli. Ona dokunmayalı. O güzel yüzü ve gözleri ile bana gülmeyeli. Kalbim onun yokluğunda o kadar üşümüştü ki şimdi sarılıp ısınabilirdim. Saçlarını okşarken o kadar huzurluydum ki. “Beni özledin mi” dedi. “Her şeyden çok özledim. Her saniyem seni beklerek geçti sana böyle sarılacağım anı bekledim bitanem. “ dedim. “Seni çok seviyorum “ dedi. “Bende seni çok seviyorum bitanem” “O güzel yüzünü görmeyi o kadar bekledim ki” Elleri ile sırtımı okşarken içimde bir şeyler kıpırdamaya başladı. Bedenim de onu çok özlemişti. Hem de deli gibi. Şimdiden erekte olduğumu hissediyordum. Büyük ihtimalle o da hissediyordu. “Çok özlediğini görebiliyorum hatta hissediyorum” dedi kulağıma fısıldayan ve nazlı sesiyle. “Hmm” Ellerini ön tarafa getirince daha fazla dayanamayıp onu aşağıya aldım. Yastığın üstünden bana güzel gözleri ile bakarken yüzümü okşuyordu. Saçlarını kenara çekip ellerimi geceliğin iplerine bu sefer ben götürdüm. “Biz ikimizi ölüm bile ayıramadı” dedim. “Anlamadım” dedi. Yanağını okşarken ne dediğimi anlamaya çalışıyordu. “Beni senden ölüm bile alamadı yine sana geldim. Sonsuzluk artık bizim için “ Geceliğin yanlarını aşağıya doğru indirirken gecelik belinin aktına karnına doğru inmişti. Melek kadar güzel bir şekilde karşımda duruyordu. Utandığı gözlerinden belliydi. En çok bu halini seviyordum. Boynuna doğru eğilip öpmeye başladığımda gözleri kapanmış kendini bana bıraktı. Boynundan öpmeye başladığımda başımın arkasından beni kendine bastırıyordu. O yumuşacık tenine gömülmek istiyordum. Göğüslerine doğru öpmek için inince artık inleme seslerine engel olmayı bırakmıştı. Karnına doğru öperek indiğimde kıvranıp duruyordu. “En çok neyi seviyorum biliyor musun” dedim. “Neyi” dedi bana doğru başını eğerek. “Göğüsünün altındaki yıldız şeklindeki benini” dedim. “Ne “ dedi anlamamıştı. Onu sevmem ona çok saçma geliyordu. Erekte olmuştum ve dayanılmaz bir şekilde karşımda dururken bedenim artık onunla birleşmek istiyordu. Yukarı doğru çıktım. Ellerim bacaklarını okşarken bir bacağını yukarıya doğru kaldırdım. Ayağındaki o küçük iç çamaşırını yana doğru çekince artık benim olmasına bir engel kalmamıştı. “Seni çok seviyorum “ dedi. “Bende seni çok seviyorum Belen “ dedim . Suratıma yediğim tokatla bir anda kendime geldim. Marta mavi gözlerini açmış bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Hatta öyle bir bakıyordu ki beni her an öldürebilirdi. Elinden gelse şu yastıkla boğacak gibiydi. “Belen mi?” Dedi. Gözlerimi kapattım. Ben ne yapmıştım. Beni üzerinden ittirip yana doğru attı. Bu kadının bu kadar kuvvetli olması bana biraz saçma geldi. Ağlamaya başladığında yataktan karnında duran geceliği omuzlarından yukarıya doğru çekti. Gözlerini silip derin derin nefes alarak karşıya bakıyordu. Burnundan soluyordu. Saçlarını arkaya atıp bana döndü. “Karan” dedi burnunu çekerek. “Bana kıskanıyorum seni çalışmayacaksın dedin tamam dedim, kıyafetlerimi paramparça ettin bir şey söylemedim, bunları geçtim bak her şeyi geçtim bana şiddet uyguladın ya kaç defa buna rağmen yanında durdum “ dedi sinirli bir şekilde ağlarken. “Her şeyine katlandım bütün psikolojik baskılarına bütün psikopatça davranışlarına ben katlandım sana bir çok verdim ben ya. Senin gibi bir adama ben bir çocuk verdim. Ben bu kadar şeyi tek bir şey için yaptım” dedi. “Her şeyi yaptı en azından benden başkasını gözü görmüyor beni seviyor ne yaparsa yapsın beni seviyor “ dedim. “He adam sana o kadar dayak atmış seviyor” dedi içimdeki ses ama dışarıya vuramadım. “Başka bir kadın yok dedim hep kendi kendime. Neden karan neden. Belen kim ya. Belen kim? Bir yıldır yoğun bakımda nerden buldun sen beleni? “ dedi yatağı yumruklarken. “KİM O ORUSPU?” “Doğru konuş senin ağzınla burnunun yerini değiştiririm “ dedim. “Bak şimdi de onu savunup laf söyletmiyorsun” “Ya sabır” dedim başımı yukarı çevirip . “Evli adamla düşüp kalktığına göre pek de sağlam pabuç değil kusura bakma yatağımızda bile hayalinde” “Lan bak doğru konuş “ dedim kimse ona öyle şeyler söyleyemezdi. Yataktan kalktım dışarı çıkmak için biraz daha burda kalırsam işler pek iyi olmayacaktı. Kolumdan beni kendine doğru çekip ona çevirdi. Yok bu kadın kesin ya savunma sporları eğitimi almıştı ya da kum torbası ile çalışıyordu. “Buraya gel” dedi bağırıp. “Ya ne var ne” Anlatacaksın bana o karının kim olduğunu anlatacaksın karan” “Anlatmak sorunda değilim sana hiç bir açıklama yapmak zorunda değilim” dedim. “Zorundasın ben senin karınım” “Lan nikah yok ne karısı sen salak mısın kızım” dedim. Bu kız gerçekten saftı. “Karan kim o kadın. Bak gider öldürürüm. O kadını da öldürürüm seni de öldürürüm sonra da girerim hapse oturur paşa paşa yatarım “ “Madem bu kadar erkektin dayak yerken neden öldürmedin” dedim. “Çünkü sana aşıktım. Sen olmasan yaşayamazdım “ dedi sesi kısılıp. Yüzü bir anda düştü. Gözlerime gerçekten öyle bir bakıyordu ki bu kadın karan denen adama aşıktı. Hatta aşkından ölüyordu. “Sen yoksan bende yoktum” dedi. “Marta sonra konuşalım gerçekten” “Hayır karan şimdi konuşacağız kim o kadın. Yerime koyduğun o kadın kim? “ “Sen söylemezsen ben bulurum o belenin kim olduğunu. Zaten ülkede kaç tane belen vardır ki?” Haklıydı. Belen ülkede kaç tane vardı. Bulup öldürürdü bu manyak. Artık sabrım kalmamıştı. Her şeyi anlatıp bu evden defolup gitmek istiyorum beleni bulmak istiyorum. Onsuz dayanamıyorum. “Karan bana cevap ver! “ diye bağırdı bir anda. Bir anda avazım çıktığı kadar bağırdım. “BENİM ADIM MUSTAFA .”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD