“Artık sadece seninim” dedim. İçime akan sıcak şeylere anlam veremedim.
“Siktir” dedi.
“Ne oldu”
“Boşaldım. “ dedi yanıma yatarken nefes nefese bir şekilde .
“Yani” dedim ne demek istediğini anlamamıştım.
“Yani ertesi gün hapı diye haplar var ondan alman gerekiyor” dedi .
“Almazsam ne olur ki” dedim.
“Boşver” dedi beni kolunun altına alırken. Kucağında sarılmış dururken az önceki yaşadığımız şeylerin utancı sarmıştı bedenimi. Onun da yatakta çıplak olması ve şu an bana sarılıyor olması çok tuhaftı. s*x böyle bir şeydi demek ki.
Ya gerçekten güzel bir şeydi ya da onunla yaşadığım için bana güzel geliyordu.
“Belen” dedi.
“Efendim” dedim. Gözlerimi yüzüne çevirirken o ise tavanı izliyordu.
“Sana bir şey itiraf edeceğim” dedi.
“Et “ dedim.
“Bende ilk defa biri ile birlikte oldum canın yandıysa özür dilerim” dedi.
“Nasıl yani” dedim şaşırmıştım bir erkek için bu pek mümkün değildi. Hele ki onun gibi yakışıklı bir çocuk olunca kızlar önüne atlıyordu ona rağmen kimse ile birlikte olmamıştı.
“Yani benim de ilkim sensin ve sonum da olacaksın. Sana yemin olsun ki bundan sonra senden başka hiç bir beden değmeyecek bu bedenime. Sana yemin ediyorum öptüğüm son dudaklar seninki olacak. Her şeyi unut bunu unutma. Bir gün sana bunu tekrar hatırlatacağım” dedi.
“Mustafa ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Artık duygularımı nasıl anlatırım bilmiyorum. Seni seviyorum demek sadece bu iki kelime benim aşkımı anlatmaya yetmiyor sana keşke şu kalbimi açıp göstersem sana. “
“Ben biliyorum belen sen söylemesen de biliyorum beni sevdiğini”
Sarılınca boynuna burnumu koyup kokusunu içime çekiyordum. Kolları beni sarmış kendine çekiyordu. Gözlerim ağırlaştıkça ağırlaşıyordu. Dışarıdaki yağmur sesi de uykumu getiriyordu sanki.
“Seni seviyorum mustafa”
***
Gözlerimi açıp giyindikten sonra gitme zamanı gelmişti. Saat akşam 8 e geliyordu. Yağmur durmuştu. Mustafa dışarıda arabanın önündeyken derin bir nefes aldı.
“Toprak” dedi.
Bende içime çektim kokuyu.
“Toprak çok güzel kokuyor” dedi.
“Evet “ dedim onu onaylarken. Yüzüne o an bir farklı baktım. Yüzüme başka gelmeye başlamıştı. Bana daha başka yakışıklı görünüyordu şu an.
Arabaya bindik. Hava karanlıktı. Mustafa arabayı çalıştırdıktan sonra bana baktı. Yaklaşıp benim yanağımdan öptükten sonra vitesi attı.
“Seni seviyorum belen “
“Bende seni seviyorum mustafa”
Arabayı çalıştırdık. Yolda giderken yollar yağmurdan dolayı kayıyordu.
“Ben bir çocuk istiyorum şimdiden anlaşalım “ dedi.
“Nasıl yani” dedim.
“Bir tane çocuk bir de kedi istiyorum. Çocuk kız olsun. Mavi gözlü ve sarı saçlı. Saçlarının ucu kıvırcık olsun. Gelsin bana böyle o tülden etekler varya onlarla gelip baba baba desin. Kafama taçlarını takıp makyaj yapsın ne bileyim prenses gibi büyüyen bir kızım olsun istiyorum “ dedi yola bakarken. Hayali gözünün önünde belirince gülümsemişti.
“Kız tamam da nasıl sarı saçlı olacak. Sen esmersin ben de siyah saçlı ve ikimizin de gözleri kahverengi nasıl mavi gözlü olabilir” dedim.
“Hiç mi olmaz ya” dedi.
“Olmaz tabi ki “
“O zaman eve rus dadı şart oldu. “ dedi gülerek .
Koluma vurdum.
“Sen ölmek istiyorsun heralde rus dadıymış.”
“Şaka yaptım bir tanem senden başkasını gözüm görmez benim. “ dedi yola bakmaya devam ederken.
Virajlı yoldan aşağıya doğru inerken en son viraja gelmiştik. Karşıdan bir anda araba çıkınca Mustafa son anda direksiyonu kırdı.
“Mustafa” diye çığlık attım ama son dakika direksiyonu çevirince araba kaymaya başladı.
“Belen dikkat et kafana”
Savrulurken araba tutunmaya çalışıyordum ama başarılı olamıyordum. Bir anda büyük bir sesle bir ışık gördüm. Başımda bir ağrı vardı. Gözlerimi açamıyordum. Sadece kafamdan bir şeylerin aktığını görüyordum.
“Mustafa” dedim son çıkan sesimle. Acı içinde inler gibi ona seslenmeye çalışıyordum. Hareket edemiyordum. Sıkışmıştım.
“Mustafa” dedim.
“Belen seni seviyorum “ dedi acı içindeki sesiyle.
Sonrası ne mi oldu?
Gözlerim kapandı ve benim birinin bizi bulup hastaneye götürmesini umut etmekten başka çarem kalmadı.