Yemyeşil gozleri çimenleri andiriyordu. Ömründe gordüğü en güzel gözler olabilirdi.
Kizi bastan aşağiya süzdü uzun boylu, kumral saçli, ince belli, ufak burunlu, yuvarlak yuz hatti, dolgun dudaklari tam bir afetti.
Sessiz bir şekilde " Bulduk belamizi" dedi kendi kendine.
Zeynep kendini süzen adama dikkatli baktı. Uzun boylu, esmer tenli, siyah saçları, kapkara gozleri gece gibi, yapili vücudu mankenleri kiskandiracak derecede idi.
İcinden " Yavuz abiye ne kadar benziyor " dedi.
Sonra kendini toplayip ofkeli bir şekilde " Kimsiniz burda ne işiniz var? Diye sordu.
Genc adam kızin kizgin hallerine tebessum edip " sen yenisin galiba ne zaman başladın işe" diyip eve doğru yurumeye başladi sirt çantasi ile.
Zeynep adamın önünü koşarak kesip ofke ile cırlayarak " hey hey nereye gittiğini zannediyorsun sen kimden izin aldın içeri girmek için ayrica ben işçi değilim " dedi gözlerini devirerek.
"Birinden izin mi almam gerekiyordu içeri girmek için. Sana mı soracağım nereye gidip gitmeyeceğimi" dedi genç adam da alay vari bir ses ile.
Zeynep onun bu ukala tavrına dahada sinir oldu. " Evet bana soracaksin benim evime giriyorsan bana da soracaksin" sesi istemsizce yüksek çikmişti. İçerden sesini duyan Leyla dışarı çıktı birsey oldu zannetti.
Genc adam Zeynep in dibine gelip " senin evin? Dedi çimen gözlerinin en derinine bakarak.
Tam ortam gerginleşmişken Leyla şaşkın gözleri, yüzünde kocaman tebbessüm ile genç adama baktı.
" Bremin" dedi sevinçle. Sesi duyan genç adam çimen gözlerden zorlada olsa ayrilip kafasıni sesin geldigi tarafa çevirip Leyla' ya baktı.
Kendisine doğru gelen kadına kollarini açip kocaman gülerek " Jınbıra" dedi.
Leyla duyduğu kelime ile yüzünü buruşturdu " Leyla demeni tercih ederim. Hosgeldin paşam" diyip sıkıca sarıldılar.
Cok özlemişlerdi. Onları gören Zeynep şaşkınlik ile bir Leyla ya birde genç adama bakıyordu demekki Leyla'nın yakıni diye düşündü biraz utandı. " Hoşbuldum gülüm" diyip Leyla'nin saçlarindan öptü. " Niye haber vermedin geleceğini Yağiz gelip seni alırdım" dedi Yağız'in koluna hafif vurarak.
" Sürpriz yapmak istedim" dedi sağ gözünu kirpti sonra Zeynep i kafası ile göstererek " Kim bu eli maşalı ağır abi " dedi gülerek. Zeynep şaşkin şaskin bakiyordu onalara.
Leyla gözleri ile ayıplayarak " Sizi tanıştırayim Zeynep'im bu Yağız benim kardeşim Yaren in abisi" Eli ile Yağız ı gösterip" bremin buda Zeynep Yaren in universiteden arkadaşi benimde kiymetlimdir" dedi kiymetlim i bastırarak.
Yağiz elini Zeynep'e uzatıp " Memnun oldum eli maşalı" dedi. Zeynep onun bu ukala tavrına sinir oldu Leyla olmasa oracikda boğabilirdi ama o daletli bir avukat idi elini uzatıp " Bende bay ukala" dedi.
Leyla Yağiz' a bakip kahkaha attı. İlk defa biri Yağiz'in hakkindan geliyordu. Zeynep ukala gencin elini tutunca sanki elektrik çarpmiş gibi oldu içi ürperdi kalbi hızlı hızli atmaya başladi ne olduğunu anlayamiyordu. Bir anda çekti elini.
" Korkma eli maşalı yemem seni " dedi Yağız. Zeynep sinirli sinirli bakip " Leyla ben içerdeyim " diyip eve geçti. " Yağız sakın uğraşma bu kızla seni uyarayımda ben seni bilirim kızı deli edersin" Yağiz gülerek " jinbira hayirdir bu kız niye bu kadar değerli?" Diye sordu kafasıni sallayarak.
" Bremin çünkü çok ağır şeyler yaşadı. Ve onun üzülmesi en son isteyeceğim şey boşuna kıymetlim demedim sana. Hadi içeri geçelim sende kaç gun kalacaksın anlat " dedi Yağız in koluna girerek eve girdiler.
Yaren abisini karşısinda görunce çığlık atarak "abiiii" diyerek Yağız' a doğru koştu uçtu desek doğru olur. Yağız kollarini açtı kız kardesıne" yavas kız deli yavaş " dedi.
Yaren'den sonra Asmin'e de sarıldi Asmin de " abim özledim" dedi. Yagiz Senem ile de tanişıp el sıkıştikdan sonra oturma odasına geçip oturdu.
" Eee benim güzeller güzeli yengem anlat bakalim nasıl gidiyor varmı sıkıntı?" Diye sordu. Leyla Yağiz'a yapma der gibi bakıp " yok canim herşey yolunda hatta daha da güzel kızlar geldi hayatima renk geldi" dedi Yağız Leyla'nin yüzunden mutlu olduğunu gorebiliyordu ama hala gözlerinde bir hüzün kırgınlik vardi.
Kızlarla sohbet ederken arada bir Zeynep' e bakiyordu. Yeşil gözlu dilber Yağiz teğmen i baya etkilemişti.
Zeynep ise sadece yapilan muhabbeti dinliyor oda Yağız gibi genç adama kacak göcek bir iki defa bakmıştı. Bu adamda kendisini tuhaf hissettiren birşey vardı ama ne olduğunü çözemiyordu. Uzunca sohbetin ardindan Yağız konağa gitti.
Azade hanım oğlunu hasretle ve gözyaşlari ile karsiladı keza yade Zergül Behram ağa, Leyal hanim da Azade hanimdan farklı değildi.
" Oğlumm geleceğini niye demedin sana sevdiğin yemekleri yapardim pasam" dedi. Hem oglunun yuzunu gözunu seviyor hem konuşuyordu lafını Behram ağa böldü " Hanim birakda biz de hasret giderelim " dedi.
Yağiz once babannesi Zergül hanimın elini optu daha sonra babasının ve Leyal hanımın elini öptu.
" Yade görmeyeli güzelleşmişsin sen bak bizim albay sana selam etti eğer istersen izdivacına talip" dedi gülerek.
Yade Zergül bastonunu kaldirip Yağiz' a bir tane vurdu " kure kere ( essek oğlu) benimle alay eder" dedi kızarak. Yağiz' in en sevdiği seydi babannesi ile uğrasmak.
" Ee yadem bu güzellik böyle solup gitsin mi yazık değil mi sana" dedi ve annesinin arkasına saklandi biliyordu ki Yade birazdan kendisini bir güzel sopadan geçirecekti" De get tuuu utanmaz birde alay eder benle terbiyesiz " diyip sinirlenmişti. Behram ağa oğluna kızgin bakip " oglum uğraşma Yaden le ayıptir" dedi.
Akşam Azade hanım kizlarıda konağa davet etti hep birlikte kocaman aile beraber yemek yediler hasret giderdiler yemekte Zeynep ve Yağız sık sık birbirine bakıp durmuşlardı yine. Kizlar ikili arasındaki durumu fark etmis ama Zeynep'e belli etmemişlerdi.
Yağız annesinden Zeynep' in başına gelenleri oğrendiğinde sinirden damarları geriliyordu her bir kelimede annesine belli etmemeye çalıştı ama o adamların peşine illaki düşecekti yanlarına bırakmaya niyeti yoktu sadece zamanı vardı yatma vakti gelince Leyla'lar evlerine döndü. Konaktakilerde odalarina çekildiler.
Ertesi gün sabah ezanina doğru Yağiz in telefonu çaldı. Yağiz uyku sersemi telefonunu açtı " Alo" dedi arayan gorev arkadasi Hakan idi.
" Yağiz acil durum kardeşim Korhan Albay seni çağiriyor hemen gel" Yağiz şaşirdi Korhan albay izinde iken kendisini çağiriyorsa durum ciddi demekti.
" Hayirdir Hakan neler oluyor " Hakan sıkıntılı nefesini verdi " Kardeşim bilgi veremem ama hemen gelsen iyi olur durum ciddi"
Yağiz hemen yataktan kalkmişti " Geliyorum beni havaalanindan al " dedi apor topar hazirlandi izinli olduğu halde cağirıliyorsa demek ki durum düşündüğünden vahimdi.
Konaktakiler ile vedalaşip cikti Azade hanimin eli yureğinde gözu yaşli oğlunu yolcu etti daha doyamamiştı ozlemine tekrar geri gondermisti.
Yağiz ilk ucak la gorev yeri olan sirnak a gitti havaalaninda onu Hakan karşiladi " Hakan hayirdir oğlum anlatsana noluyor"
Hakan bir açiklama yapamazdi emir boyle idi " Kardesim gidelim Korhan albay anlatir sana zaten görev dedi gelsin dedi bize " Yağiz kafasini salladi.
Arabaya binip alay komutanliğina geldiler. Hizla komutanlarinin odasinin onune gelip kapiya vurdular icerden gel sesini duyunca girdiler.
" Teğmen Yağız Miroğlu, Teğmen Hakan Korkmaz," diyerek tekmil vermislerdi.
" Gelin çocuklar" diyip oturmalarinı soyledi " Komutanim beni emretmişsiniz " Kafasıni salladi Korhan albay " Evet Yağiz gelmeni ben istedim " Yağiz merakla bakiyordu gozlerine komutaninin.
" Dun gece sizin karakola saldirdilar 2 askerimiz şehit oldu Başimiz sağolsun " dedi yüzunde hüzun metanetini koruyordu.
Yağiz in yüzü gerildi gözleri doldu ama aglamadi kafasini dikleştirdi " Vatan sağolsun komutanim" dedi.
" Seni buraya çağirmamin sebebi bu adam " elindeki fotoğrafı gösterdi.
"Bu adam dağdakilerin kara kutusu
Sınır dısina kaçacak bu iti cok sessiz almamiz gerekiyor bunu da ancak siz yapabilirsiniz Hakan ile gidip o iti bana getiriyorsunuz." Dedi. Yağiz ve Hakan hazir ola geçip " emredersiniz komutanim" dediler.
Gerekli koordinatlari Selim size verecek dikkat edin evlatlarım Allah yardımcınız olsun" dedi.
"Sağolun komutanim" diyip çiktilar odadan.
Hakan ile Selim yüzbasından gereken bilgileri ve gerekli muhimmati alip sivil kiyafetler ile yola ciktilar. Belli bir yere kadar araç ile gittiler bir noktadan sonra yuruyerek devam ettiler.
Uzun bir yürüşün ardindan belirledikleri noktaya az kalmisti " Hakan paslanmişsin kardeşim istihbarat sana yaramamış" hem yürüyor hemde arkadaşını sinir ediyordu Yağız.
" Hadi ordan be daha ölmedik biz" diyerek dostuna kizgınliğini dile getiriyordu Hakan. " Bak kardesim bu dağlar istihbarat toplamaya benzemez sen iyice yaşlandin sanki baksana nefes nefesesin" Yağiz in en sevdigı şeylerden biride Hakan' ı kızdırıp sinir etmekti.
" Yağiz sen izinde enerji mi depoladin oglum birgun kaldin lan bu enerjin nerden geliyor yüzündede aptal bir sırıtış var zaten gormedim sanma" Yağız dostuna güldü cok iyi taniyordu kendisini.
" Oğlum anne yemekleri yedim enerjim full " dedi Hakan kafasıni sallıyordu. Yağiz adamlari gorunce Hakan a eli ile dur işareti yapti " ordalar iste bulduk " dedi.
Hakan Yağız'ın işaret ettiği tarafa baktı
" 6 kişiler yerimiz musait değil Hakan ileride onları rahat gorebileceğimiz bir yer var hadi " dedi.
Aksam olmak üzere idi karanlık yavaş yavaş çöküyordu. Terorist grup mola vermiş kalacaklari yerin güvenliğini sağlıyorlar idi peşlerindeki aslanlardan habersiz.
" Hakan gece sessiz ilerleyip alalım adami yoksa buralar onların mekani kuş gibi avlarlar bizi" dedi Yağız. Hakan tertibini onayladı.
" Devrem haritaya baktim burdan çıkınca sağdan doğu yönüne gideceğiz 300 metre ilerde bir köy var oraya ulasabilirsek bizimkilerle irtibata geçebiliriz " dedi .
Gecenin ilerleyen saatinde adamlari sessiz bir şekilde sağdan ve soldan ilerleyerek etkisiz hale getirdiler.
Biraz uğraşsalarda adami almayı başardilar ve hızli bir şekilde bulunduklari yerden uzaklaştilar.
Daha oncede boyle gorevlere giden 2 arkadaş sessiz bir şekilde ilerliyorlar idi
Yorum ve desteklerinizi bekliyoruz inşallah beğenirsiniz burada çok yeniyim ve destekleriniz, yorumlariniz benim için çok önemli....