İnsanın şu hayatta şükretmesi gereken kıymetini bilmesi gereken çok şey var aslında.
Örnek olarak vermem gerekirse;
sabah uyandığımız için şükretmemiz lazım, rahat rahat nefes alabiliyoruz, kendi suyumuzu içebiliyoruz,yemeğimizi alıp tüketebiliyoruz,
Kimseye ihtiyaç duymadan kişisel ihtiyaçlarımızı gidebiliyoruz.
Seviyoruz,seviliyoruz.
Her zaman pozitif olmak yaşadığımız olayların iyi tarafını düşünmek insana huzur verir.
Kötü düşününce de ne oluyor ki,
insanın bedenine, beynine, vicdanına yük. Üstelik insanın psikolojisi de bozuyor.
Bence olumlu düşünmek;
insanı mutlu eden faktörlerden birisidir. Doğruyu söylemek gerekirse ben önceden çok olumlu düşünen bir insan değildim, ama şimdi okuduğum bir kitap sayesinde ufkum gelişti.
Niye kendime bu kötülüğü yapıyorum ki, diye düşündüm.
Bence en güzeli, her kötü yaşadığımız olayın mutlaka iyi tarafı vardır.
Bu iyi tarafı bulup, görmek, düşünmek dile getirmek insana harika hissettiriyor.
Bu Hayatta hep kendini sevmekten, güvenmekten bahsettik ama önemli olan bir konumuz daha var.
İnsan haddini de bilecek arkadaş, herkesin sorduğuna,söylediğine bir cevabın olamaz.
Her şeyi bilmen zor bu hayatta.
Her şeyle ilgili bir fikrin olamaz,
yani imkansız.
Bir konuyu bilsen o konuyla ilgili fikrin olsa bile,
her konuyla ilgili bir fikrin olamaz.
Her şeye cevabının olması,Seni özgüvenli biri yapmaz aksine insana "cahil Çok konuşur"sözünü hatırlatır.
insan her konuşmayı bölemez
hep konuşamaz, karşısındakini dinlememek, seni aşağıya çeker, bir de bunu yapınca karşı taraftan uyarı alıp, ama 5 dakika bile sürdüremeyen insanlar da var.
Hoş değil bir kere kendine saygı duyan insan karşı tarafa da saygı duyması lazım.
Sadece Senin konuşman,
insanları susturman, insanların senden uzaklaşmasına,
neden olur.
Önemli hususlardan biri de;
her zaman empati yapabilmektir.
Zaten empati yapabilen insan kendini karşısındakinin yerine koyabilen insan,
en kıymetli değeri kendine, kişiliğine, katmış demektir.
Her zaman karar vermek, kararlı olmak, kararının arkasında durmak,
bir insanın kişilik ve karakteri gelişimi için çok çok değerlidir.
Mesela;
Bir dondurmacıya gittin,
dondurmacı sordu: hangi çeşitten istiyorsun.
senin cevabın: fark etmez olmamalı, illaki bir kararın olması gerekiyor.
Fark eder tabii ki
Mesela; şurada toplanalım mı,
fark etmez. bunu yiyelim mi, fark etmez. Hayır tabiki de fark eder, iyi de olsa, kötü de olsa, tatlı da olsa, acı da olsa,
benim kararım,
ağbi acı çekip üzüleceksem, kararımdan dolayı üzüleceğim.,mutlu olacaksam da, kararımdan dolayı mutlu olacağım,
Ama ben karar verip, tatlı, yada acı hiç fark etmez bu tecrübeyi kendi kararımla yaşayacağım.
Ben, kendimi bildiğim çocukluğumdan beri, hep İçine kapanık, utangaç, herkesin mutlu olması için, her şeyi ben yaparım, aman huzursuzluk olmasın, aman herkez mutlu olsun,herkez beni sevsin, onu da ben yaparım, bunu da yaparım, aman elime mi yapışır diyerek 37 yaşıma kadar geldim.
O kadar pısırık ve İçine kapanık
biriydim ki emin olun, benden daha çok pısırık var mıdır bilmiyorum.
Bu hayatta birisiyle aramızda bir tartışma geçsin veya
bir konuşma asla ama
haklı çıkamazdım, ki
genelde hep haklı olan benimdir,
ama konu uzamasın isterdim.
Çünkü kendini bile savunmaktan korkan, ama bunu kimseye belli edemeyen, hatta en yakınım eşime bile anlatamayan biriydim.
En basit bir konuda bile gözlerim dolar ama tek başıma ağlardım.
Geceleri kendi kendime neden bu bu cevabı veremedim keşke şöyle deseydim keşke bunu deseydim diye düşünmekten uyuyamazdım.
Mesela biri sorsa ki yemek yer misin tokum derdim. Aç olduğum halde,çok çekingen pasif bir kişiliğim vardı.
Herkesin içinde, güler geceleri ağlardım. Kendime ne kadar yükler yüklemişim, kendimi ne kadar zora sormuştum.
Şuan eski beni düşününce çok acıyorum, üzülüyorum.
Amann ne olacak elime mi yapışır yaparım. Aman bir şey olmaz derken hepsi elime yapıştı.Tamam kendi rızamla yapıyordum,ama bazılarını.
Bazen kendim istemesem de mecbur hissederek yaptığım, elime yapışan yapıştırılan çok şeyler oldu.
Aslında hayır diyebilmek, eski ben için çok zor geliyordu. Lakin bedenime. beynime büyük yük oluyor. Ne kadar güzel bir şeymiş hayır diyebilmek.
Üstelik zor da değilmiş "hayır"diyebilmek.
Hayır demek bir sanattır.
Hayat bir mücadele alanıdır.
Ama bu mücadeleyi ne için yaptığımız da çok önemlidir.
Ugruna mücadele edilmeyecek şeyler vardır. Mesela asla değişmeyen insanlar için, nankör insanlar için, mücadelenin bir anlamı yoktur, bir söz duymuştum "yılana bin yıl bal yedirmişler yılan yine zehir kusmuş" nankör insan nankörlüğünü kötü insan da kötülüğünden vazgeçmez. Kötü kötüdür,nankör nankördür, değişmez.
vesselam....
Hayat bazen mucizelerle doludur.
Hiç beklemediğin anda öyle bir şey olur ki; birden hayata dair umutların çoğalır.
Ama hayata dair umudunun olması için, bir mucizeye ihtiyacın yok.
Unutma mucize senin içinde, kalbinde, beyninde ne düşünürsen onunla karşılaşırsın. Hayatta yaşadığın veya yaşayacağın şeylerden korkma,insan korktukları ile sınırlanır. Herzaman iyi düşün hep iyi şeyler olsun hayatında.Olumsuzlukları bir kenara bırak. Atıyorum başının ağrımasından bile olumlu bir şey çıkar. insanın beyni neye inanırsa, kalbi de, bedeni de ona İnanır, ve gerçekleşir.
Hayat birçok mucizeye gebe, bilemiyoruz. Bazen çok küçük şeylere mutlu olmak gerekir. Çok parası olan mutlu olur, diye bir şey yok.
Arkadaşlar insan anının tadını çıkararak, parasız da mutlu olunabilir. Yeter ki inanın.Mesela kafeye gidecek paran yok demle çayını termos'u doldur, çekirdek al, güzel bir masa örtüsü, en güzel çay bardaklarını al,git bir parka otur.Masa örtüsünü ser belki ortaya bir küçük çiçek en güzel bardakların, elinde bir kitap etrafını izle, çocukların oynasın. Müzik dinle,eşinle muhabbet et.
İnsan elindekilerin kıymetini bilmezse, hep üzülür anın tadını çıkarmak en güzeli.....
inanmak başarmanın yarısıdır.
Sen kendine inan ve buna inanarak dilinle tekrarla.Bak sen de şaşıracaksın, hayatındaki değişikliklere, güzelliklere. iyilik yapmak insana çok şey katar kendine yaptığın en güzel psikolojik destek odur.Ama şöyle bir ince çizgisi var, bu İyilik her neyse onu yaparken içinden niye yapıyorum, neden hep ben yapmak zorundayım, hak etmiyor vesaire geçirirsen o iyilik sana faydadan çok aşırı zarar veri.
Ben her zaman şöyle düşünürüm, çok şükür Allah'ım varlığına inanıyoruz. Bundan dolayı da sağımızdaki Melekleri biraz fazla yoralım, insanın kendi elinde ister iyilik yapıp sağ tarafındaki defterini doldurur, ister kötülük yapıp sol tarafındaki defterini doldurur.
O kadar ince bir çizgi ki yaptığın iyiliğin sana zarar ya da fayda vermesi.
Çok samimiyetle söyleyebilirim ki,bundan 3-4 sene önce Anneme çok kızıyordum. Neden beni bu kadar pasif, hakkını savunamayan,her şeye ağlayan, gözleri dolan bir çocuk olarak yetiştirdiği için. Ama bugünkü aklımla annemle gurur duyuyorum.
Babamla da aynı şekilde gurur duyuyorum. İyi ki beni bu kadar merhametti ince düşünceli yetiştirdikleri için.
iyi ki benim ailem; annem ve babam olmuşlar.Benim kendi çocukluğuma dair çok fazla hatırladığım anım yok, ama annemin babamla konuşmaları o kadar alçak sesle okadar naif oluyordu ki; yanlarında olduğum halde duymazdım. Biraz kılişe olacak ama yine de yazmak istiyorum.Benim annem kocaya yürekli bir melek.
Ben annemle babamın tartıştıklarını Hiç hatırlamıyorum.
İnsan elindekinin kıymetini bilecek, şükrünü yapacak.
Mesela bir insan hastalığa şükreder mi?Örnek veriyorum B12 eksikliğim var, Hafıza da zayıflık yapıyor, bence şükredebilecek bir şey, neden diye sorduğunuzu duyar gibiyim; şöyleki hemen anlatıyorum.
Eskiden yaşadığım çoğu şeyi hatırlamıyorum. Kötü şeyleri hatırlayıp üzülmektense, unuttuğuma şükredip hayatını güzelleştirmek istiyorum.