2.Bölüm “Mühür!”
Kıdemli Yüzbaşı Arjin Kartal…
Arjin : Yaşam Ateşi ve Yiğit
Ben Arjin Kartal, 35 yaşındayım. Şu hayatta devleti ve mesleği dışında hiçbir şeyi olmayan, Ölüm Makinesi... Bu lakabı bana düşman unsurları taktı. Yerli yabancı bir çok düşmanım var. Bu düşmanların bana taktığı değişik değişik mahlaslarımda oldu yıllar içinde tabii. Mesela dağdaki teröristler Arjin Komutan demezler bana, Dağların Kırbacı derler. Rus ve Ermenilerden oluşan yabancı tayfa düşmanlar, Ölüm Makinesi Arjin derler. Birde yıllardır peşinde olduğum ve düşman listemde Top 1 olan Hayalet lakaplı Lübnan asıllı düşmanım var. O da bana Hayalet Avcısı Arjin der. Tüm bunların dışında genelde hedefi başından vurduğum için Timimin bana taktığı Mühür lakabı var. Hedef leş olduğunda; Arjin Komutanımız Mührünü bastı arkadaşlar diye kulaklıktan yaptıkları konuşmaları duyuyorum. Keyfim yerine gelmiyor desem yalan olur.
Namım almış yürümüş. Abartıyorlar bence ama olsun, lakaplarımı ve mesleğimi seviyorum. Çünkü vatanımı seviyorum. Her karışı benim için çok değerli. Vatanıma düşman olan kim varsa asla dili, dini, devleti umrumda olmaz. Hepsi benim gözümde Neseb-i Gayri (soyu belli olmayan) ittir.
Bu hayat felsefem doğrultusunda, tamamen kendi seçtiğim ve eğittiğim, ben dahil 7 kişiden oluşan Çift Kartal Timi'ni kurdum. Tim Komutanı benim. Herkes çok merak ediyor, time neden “Çift Kartal” adını verdim diye. Çünkü ben daima timimde 2 pilot, 2 SAT komandosu bulundururum. İkisi de çifter çifter olur. Kartal ise kendi soyadım. Bir gün ölüp gidersem, benim soyumu devam ettirecek bir çocuğum olmayacağı için, soyadımı timime verdim. Ben ölür giderim, namım kalır, timim sayesinde soyadım arkamdan anılır düşüncesiyle timime “Çift Kartal” ismini uygun gördüm.
Tamamen yetimlerden oluşuyor Çift Kartal Timi. Benim gibi, ailesinin bile gözden çıkardığı, sevmediği, iyi ya da kötü, devletin koruyup kolladığı, büyüttüğü toplumun aforoz ettiği insanlarız biz. Lise çağına geldiğimde, yetimhane müdürü;
“Senin bir şekilde bu sinirini ve agresifliğini atman gerekiyor. Çok çalış, hazırlan, askeri liseyi kazan ve asker ol; vatana millete faydan olsun. Yetimsin, ölüp gitsen arkanda ağlayanın olmaz.” dedi. Çok zoruma gitmişti bu söz. “Ölüp gitsen” demesi. Bizim ölümüz şehit. Dirimiz vatan evladı.
Bu vatanı asker ya da polis olmayan her insan sevmeli. Mesleği ne olursa olsun önce vatanını sevmeli. Eğer o yetimhane müdürü vatanını seven biri olsaydı, “Ölüp gitsen” demezdi. “Ölürsen şehit, sağ kalırsan vatan evladısın” derdi.
Ben şimdi Çift Kartal Timine bunu aşılıyorum.
# Sizler anne babası tarafından önemsenmeyen bireyler olabilirsiniz ama devlet tarafından değerlisiniz. Size değer veren bu devlete hizmet zamanı. Bu hizmet yolunda ölürsek şehit diyecek arkamızda bıraktığımız milletimiz. Sağ kalırsak zaten hayırlı vatan evladıyız. Siz devlet, millet ve en başta da bu vatan için önemli insanlarsınız. Biz ve bizim gibiler olmazsa bu vatanda olmaz. Diğerleri ülke ama Türkiye Cumhuriyeti Vatan. Sizde bu cennet vatanın hayırlı evlatlarısınız. Önemlisiniz, değerlisiniz. Bunu sakın unutmayın.! # diye sık sık tekrarlıyorum.
Hem birey olarak, hem meslek olarak önemli olduklarını hatırlatıyorum her birine. Tüm Askerlere değer veriyorum, değerli hissettiriyorum. İşte bu yüzden onlar da beni çok seviyor.
10 yıl önce kuruldu bu tim. 10 yılda sadece 2 kişiyle vedalaşmak zorunda kaldım. Alihan Kamer. Bizim tabirimizle Aliş, gönlünü kaptırdı; aşık oldu. “Komutanım, bana kız isteyelim, evlenmek istiyorum. Bana babalık yap,” deyince, o istediği babalığı yaptım. Kızı istedik, düğününü yaptım. Tüm tim bir olup evini kurduk. Ama daha sonra onu timden gönderdim. İkinci kişi ise Muhammet Ali isminde bir komando askerimizdi. Evlenince onunla da yolları ayırdık.
Yılın 12 ayının 9 ayı dağlardayız. Belirli bir karargahımız ya da sabit bir Askeri üssümüz yok. Evli bir asker için şartlarımız zorlu. Herhangi bir askeri üstte bize ait, oda, yatak ya da dolap yok. Görev yerine en yakın Askeri üsten operasyona çıkar, görevi tamamlayınca da en yakın Askeri üs neresi ise oraya döneriz. Timimi bir yere sabitleyip o mekana ait hissetmesinler diye çabalıyorum. Askeri üs dahi olsa herhangi bir mekana bağlanmak bile yalnızlığımızı, yetimliğimizi bize hatırlatacak. O yüzden kesinlikle sabit bir görev yerimiz yok. Dağlardan dağlara geziyoruz. Operasyonu eksiksiz ve başarılı bir şekilde tamamladıysak ertesi gün başka operasyona gidiyoruz hemen.
Çift Kartal Timi TSK'nın ve benim göz bebeğim. Çünkü %100 başarı oranına sahip. Çok şükür şehit vermeden her görevi başarılı bir şekilde sonuçlandırdık.
Timde ki her askerimin eğitimi ile bizzat ben ilgilendim. Hepsinin eğitimlerde içinden geçtim.
🔥 Sıfır Noktası 🔥
> Ne gün, ne gece… Zaman yok, uyku yok. Sadece adımlarını takip eden gölgeler ve susmayan emirler var. Bu haftadan sağ çıkanlar, sadece bedenleriyle değil, ruhlarıyla da hayatta kalmayı başaranlardır. Kurallar kanun, emirler kutsaldır. Bu hafta; vicdanın değil, disiplinin konuştuğu haftadır. Sadece emir alan değil, doğru anda doğru kararı verebilen yaşar. <
Teması: Sert kurallar, emir-komuta zinciri, duygusal sınavlar, sadakat…
Özelliği: Hata da sıfır tolerans, psikolojik sorgulamalar, iç çatışma testleri…
73 kişi ile başladığım eğitimlerde bu iki haftaya sadece 34 kişi ulaşabildi. 34 kişiden bu iki haftayı tamamlayan yalnızca 6 kişi oldu. Üstelik içlerinden biri en gurur duyduğum ve her operasyonda beni biraz daha şaşırtan kadın asker Kumru oldu.
Ahhh Kumru… Yaralı dağ ceylanımız…
15 yaşındayken 60 yaşındaki adamla zorla evlendirmek istemiş amcası olacak şerefsiz. O da bir yolunu bulup kaçmış ve devlete sığınmış. Çok akıllı çok zeki. Bu aklını ve zekasını ortaokul döneminde keşfeden öğretmeni sayesinde yeniden okul hayatına dönmeyi başarmış. Timde sıhhiye, Neşter lakabı ile bizimle birlikte bu yola çıktı. Eli çok pratik, aldığı askeri eğitimler sayesinde oldukça soğuk kanlı. Dağ, bayır ya da çatışma demez, yaralı askerlere anında, hızlı ve doğru müdahale eder.
Timde vurulup yaralanmaktan çok Kumru'nun azarlarından korkarız. Koskoca rütbeli iri yarı askerleriz ama yaralandıysak Kumru'dan tırsıyoruz. En çok yaralanan tabii ki benim. Her kurşunun önüne atladığım için en son bana ceza olsun diye pembe iple sütur attı. Fotoğrafını çekip tüm tabura rezil etti beni. Haylaz kız çocuğu gibi. Kızıp ceza veriyorum ama caydırıcı ceza değil kesinlikle. Çocukluğunda şımarıp, yaramazlık yapacağı bir ailesi olmamış. Bizim yanımızda istediği kadar şımarsın. Verdiğim cezalarda zaten bana çaktırmadan timdeki arkadaşları da yardımcı oluyor. Benim haberim yok sanıyorlar ama attıkları adımdan haberim var. En son Kumru'ya, tüm tabura atkı bere örme cezası verdim. Sırf bana inat olsun diye tim, erkek halleriyle yine yardımcı oldular. Geceleri oturup iki düz bir ters örgü ördüler.
Kumru dışında, tim de iki tane pilot var; Alparslan ve Taypars. İsyanlardalar, skorsky kullanmaya hasret kaldık. Biz pilotuz; kıçımız uçak koltuğu görmedi, ayağımız postalla bütünleşiyor. Milletin timindeki pilotlar cayır cayır uçup Skorsky ile dağda mağara patlatırken biz yürüyerek gidiyoruz, diye zaman zaman dert yanıyorlar.
“Kimseyi zorla tutmuyorum. Pilotluk yapabileceğiniz başka bir time geçebilirsiniz!” diyorum, anında susuyorlar.
Normal şartlarda hiçbir Havacı özel timde sabit kalıp kara operasyonlarında bulunmaz. Havacılar genelde destek kuvvettir. İhtiyaç duyarsak karargaha haber veririz, onlar da bize F-16, Skorsky veya helikopter ile destek gönderirler. O an operasyon için ne lazımsa. Ancak Alparslan ve Taypars'ın bazı özel yetenekleri ve bu özel yeteneklerini geliştirmek istemeleri sonucunda timimde yerlerini aldılar.
Mesela Taypars… Yer ve yön bilgisi kusursuz. Rota hesaplamasını gözleriyle yapar. Kaçış ve sızma rotalarımızı o hesaplar. Sessizliği sayesinde NATO destekli rehine kurtarma operasyonunu başarı ile tamamladı. Havadan keşif uçuşu yaparken, rehineyi kurtardı. Bu başarısı ile benim dikkatimi çekti. Hemen eğitimden geçirip time almak istediğimi söyledim.
“Eğlence severim, nerde çatapat orda Taypars Komutan.” deyip kabul etti.
%97 başarı ile eğitimi tamamlayıp Çift Kartal Timi'nde tam 10 senedir bizimle.
Lakabı Sis… Sis bulutu gibi aniden çöküyor düşmanın üzerine. Sessiz ve derinden.
Diğer pilot Alparslan Atak ; lakabı Kilit.
Time almamın sebebi, tam bir yakın dövüş uzmanı olması. Aynı anda 4 silahlı kişiyle dövüşüp tek bir çizik bile almadan kurtuldu. Uzun menzilli keskin nişancımızdır ayrıca.
“Benim bir ayarım yok. Ya yakından döverim, ya uzun menzilden sıkarım.!” der.
Bana zaten ayarsız insan lazım deyip teklif gönderdim. Yeni kurduğum özel timime katılır mısın diye. Atladı ayarsız.
SAT Komandoları...
“Biz de normalde Su Altı Taarruz olarak geçeriz. Dağdan denize indiğimiz yok. Değil su altında operasyon çekmek, içme suyu bile bulamadığımız günlerimiz oluyor. Biz nasıl SAT komandosuyuz?” diye onlarda sitem ettiler. Aynı cevabı onlara da verdim:
“Beğenmeyen başka time geçsin?” dediğim an tüm sistemler unutuluyor.
Bağlılık ya da bağlanma hissi oluşsun istemiyorum dedikçe 10 senedir inadına peşimi bırakmadılar. Hepsi aşık oldu; kimi ilk aşkına timden ayrılmamak adına veda etmek zorunda kaldı. Sevmeyin, aşık olmayın demiyorum ama aşık olanın, sevenin benim timimde işi yok diyorum. Her fırsatta bana ya dua ediyorlar ya da beddua. “Umarım bir gün sen de aşık olursun ve evlenirsin” diye. Mümkün değil. Evlenip de arkamda gözü yaşlı bir kadın ya da çocuk bırakmam. Benim ailemin beni arkasında gözü yaşlı bıraktığı gibi, ben kendi ailemi arkamda bırakmam.
Elime imkanlar geçti, istesem geçmişimi araştırır, ailem kimmiş bulurdum ama asla öğrenmek istemedim, asla merak etmedim. Onlar beni merak etselerdi, arayıp bulurlardı. Ne ailemden, ne akrabalarımdan kimse benim için bir adım atmadı. Arayan bulur beni, çünkü benim hiçbir bilgim gizli saklı değil.
Annem koymuş Arjin adını bana. Adımı dahi değiştirmedim, tenezzül edip bulmak isterse ulaşması kolay olsun diye. Ama ne ailem ne de herhangi bir akrabam beni arayıp bulmadı.
Ben Kıdemli Yüzbaşı Arjin Kartal…
Bu hayatta Vatanı, Mesleği ve Çift Kartal Timi dışında tek bir dikili taşı olmayan çeşit çeşit namı ile anılan, sayısız operasyon çekip başarılı olan vatan evladı…
Tek vasfım bu…