Gelin Evi Tutuluyor

2089 Words
~ Ertesi Gün~ Ferdi' nin araması ile uyanmıştım. Elimle gözlerimi ovuşturarak telefonu açtım ; -" Efendim aşkım .?" -"Günaydın gün ışığım, Nasılsın.? " dedi Esneyerek ; -" Uykum var aşkım " dedim. Ferdi ; -" Hadi ama , uyan lütfen. Sözlü kızlar öyle çok uyumazlar" dedi gülerek. Bu espiri karşısında biraz uykum açılmıştı. Bir gözüm açık, diğeri kapalı halde ; -" Yorgunum amaa " dedim. Ferdi ; -"Tamam aşkım şimdi uyu o zaman, uyanınca ararsın " diyerek telefonu kapattı. Kafamı yastığa gömerek uyumaya devam ettim. Söz gecesinin yorgunluğunu ve stresini uyuyarak üzerimden atmaya çalışıyordum. Uyandığımda uykumu almış, kendimi de çok dinç hissediyordum. Hemen yatağımdan kalkıp panduflarımı giydim. Banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Sözlü olarak uyandığım ilk günümdü. Hâlâ yaşananlar sanki bir rüya gibi geliyordu. Ferdi' nin beni aradığını hatırladım. ' Uyanınca beni ara ' demişti. Hemen odama giderek Ferdi' yi aradım. Günün söz gününün kritiğini yapmamıştık. Onu yapmalıydık. Anne - babası benim için ne düşünüyor.? Düğün için halâ aceleciler mi.? Telefonu açtı ve ; -" Efendim sözlüm." dedi. Hâlâ gülüyordu. Bende gülerek ; -" Sözlü erkekler daha ciddi olmalılar " dedim. -" Ooo Zühre hanım Sabah uykum var diyerek telefonu kapattınız ama gayet güzel konuşmayı hatırlıyorsunuz " dedi. Kıkırdayarak; -" Evet aşkım hatırlıyorum." dedim. Ve ekledim; -" Eeee aşkım ne var ne yok? Anlat bakalım akşam eve gidince ne konuştunuz.?" Ferdi; -" Evi nereden tutacağımızı falan düşündük aşkım " dedi. -" Daha erken değil mi aşkım ev için .? " diye sordum. -" Hayır Aşkımm tam zamanı. Zaten hemen ev de bulamayız , bulduğumuza bakarız işte " dedi. Heyecanla ; -" Çok heyacanlı .. Aynı evin anahtarını taşıyacağız seninle " dedim.. -" Evet aşkım. Sadece aynı evi değil, aynı yatağı da paylaşacağız. Senin kollarının arasından kalkıp işe gitmek çok zor olacak " dedi . Gülerek ; -" İşe gidememek mi .? Delisin aşkım sen." dedim. -" Evet Aşkımm. Sıcak yatağımızda ,senin kollarında, senin kokunla uyuması varken nasıl kalkıp işe gidebilirim ki.?" dedi. Cilveli ses tonuyla ; -" O zaman gitmezsin sende " diye fısıldadım. Ferdi de aynı cilve ile karşılık verdi ; -" Gitmem tabiki, ama bir şartla " dedi. Heyecanla ; -" Neymiş o şart.? " Diye sordum. -" Şimdi söyleyemem" dedi gülerek. -" Hadi ama, şöyle lütfen. " diyerek ısrar ettim. -" Peki , bunu sen istedin güzelim. Bir erkek karısından ne isteyebilir ki.? Tabiki de mutlu edilmek " dedi. Mutluluktan kastı normal mutluluk değildi. Bunu anlamıştım. Açık açık söylemeye çekiniyordu anlaşılan. Böyle konuşması hoşuma gidiyordu. Kulağına fısıldayarak; -" Seni çok mutlu edeceğime emin olabilirsin." dedim. Kahkaha atarak ; -" Nasıl mutlu edecekmişsin beni. ? Anlat bakalım " dedi. Galiba kastettiği şeyi anlamadığımı düşünmüştü. Nefesimi vererek ; -" Gece , gündüz fark etmez istediğin her anda seni mutlu edeceğim. " dedim. Şaşırmıştı ; -" Gerçekten mi .? İstediğim her anda mı.? " diye sordu. -" Evet aşkım , her zaman, her istediğinde " dedim. Âdeta bir çocuk gibi sevinmişti. -" O zaman bu sözlerini yazıyorum bir kenara . Bana ' hayır ' dersen hatırlatırım." Dedi. -" Tamam aşkım. Emin ol sana hiç hayır demeyeceğim. Zaten öyle bir çekim gücün var ki . Sana hayır demek mümkün değil." dedim. Ses tonundan şımardığını anlayabiliyordum. -" Çekim gücüm yüksek demek. Hmmmm " dedi. -" Hemen şımarma. Sadece bana yüksek , herkese değil " dedim. -" Evet sevgilim. Tabiki de sadece sana yüksek. Sadece seni çekiyorum kendime " dedi. Alay ediyordu benimle. Konuyu değiştirerek ; -" Annen ve baban benden bahsettiler mi.?" diye sordum. -" Evet aşkım. Bizi hemen evlendirip , torun sevmek istiyorlarmış." Dedi.. -" Torun mu .? Gerçekten hemen mi istiyorlar.? " Diye sordum. -" Evet aşkım, hemen tabiki. Senin yaşın daha küçük ama benim yaşım ilerliyor. Vakit kaybetmeden çocuk sahibi olmalıyız." Dedi . Bu sözlerle birlikte ,Vajinismus korkumun yanına birde ' ya çocuğum olmazsa ' korkusu eklenmişti. Korkuyla ; -" Çocuğun olmasını Çok mu istiyorsun" diye sordum. -" Evet , tabiki istiyorum. Allah nasip ederse niye istemeyeyim ki.?." Bu sıralar çevremde öyle çok çocuk sahibi olamayan bayanlar vardı ki. İnsan ' ya benimde çocuğum olmazsa .?' diye düşünmeden edemiyordu. Ferdi sessizliğimi bölerek ; -" Sen istemiyor musun yoksa .?" diye sordu. Soruları karşısında terlediğimi hissetmiştim. -" İstiyorum aşkım . Ama ya çocuğumuz olmazsa . Bu senin için sorun olur mu.?" diye sordum.. -" Ne gibi bir sorun olacak aşkım. Senin veya benim elimde olan birşey değil. Rabbim isterse verir istemezse vermez. Çocuk için evlenmiyorum ben seninle. Seni sevdiğim için evleniyorum. Annemlerin öyle söylemesine de takılma. Bilirsin her anne baba söyler." dedi . -" Tamam aşkım. Haklısın. Bu ara çevremde çocuk sahibi olamayan çok bayan var da . Sen öyle söyleyince bir an , bizimde olmazsa diye korktum " dedim.. -" Korkma aşkım , ben sana her zaman ne söylüyorum. Her zorluğa beraber göğüs gerecek, üstesinden geleceğiz. " dedi ve ekledi. -" Rabbim eğer bir sıkıntı veriyorsa kulunu imtihan ediyordur. İsyan etmeyeceğiz. " Dedi . -"Tabiki isyan etmeyeceğiz Aşkım. Çok haklısın. Zaten sen böyle olduğun sürece biz her türlü sıkıntıyı aşarız." dedim. -" Heh şöyle olumlu düşün aşkım. Söyle bakalım Mehmet ne zaman askere gidiyor .? diye sordu. -" Yanılmıyorsam on beş gün sonra gidecek aşkım." -" Gitsin gelsin de , evlenelim bir an önce " dedi heyecanla. ~15 gün sonra ~ Günler hızla geçmiş. Ağabeyimin askere gideceği gün gelip çatmıştı. Ailecek ağabeyimi askere uğurlamak için hazırlık yapıp , eşi dostu davet etmiştik. Tabiki Ferdi , Kadir Bey ve Semra annem de gelmişlerdi. Ferdi' ye gözlerim ile selam verirken, Kadir Bey ve Semra annemin ellerini öperek; -" Hoşgeldiniz " dedim ve eve davet ettim. Semra annem her zamanki gibi neşeli görünüyordu. Fakat Kadir Bey de bugün bir soğukluk sezmiştim. İçeriye girdiklerinde ağabeyime güzel dileklerde bulunup , tebrik ettiler. Annem ve babam ağabeyimi askere uğurladıkları için duygusal ve üzgünlerdi. Semra annem , anneme teselli veriyordu; -" Üzülmeyin Esma hanım. Allah'ın izniyle gidip gelecek. " diyordu. Annem ise söylenenleri duymuyor, ağlamaya devam ediyordu. Herkes toplandıktan sonra ağabeyimin asker kınasını yakmak üzere salona geçtik. Ağabeyimi ortaya oturttuk. Kuzenler ile asker şarkısını söyleyip, etrafında dönmeye başladık. Şarkı bittikten sonra ağabeyimin serçe parmağına kına yakılacaktı. Annemi kınayı yakması için çağırdım. -" Şimdi kına yakılacak anneciğim. Hadi gel." dedim. Annem ; -" Sen yak kızım " dedi.. -" Annelerin yakması gerekmiyor mu.? " Diye sordum. -" Hayır , sen yakabilirsin." dedi. Kına tepsisini ve peçeteyi alarak ağabeyimin yanıma gittim. Serçe parmağına kınayı sürüp peçete ile kapattım. Ve sarıldım. Ağabeyime ne kadar sinirlensem de seviyordum. Sonuçta ağabeyimdi. Sarıldığımda bende göz yaşlarıma hakim olamadım. Onun başına bişey gelmiş olma düşüncesi bile benim yüreğimi dağlıyordu. Ağabeyimin asker kınası yakıldıktan sonra , konvoy eşliğinde otogara gittik. Ağabeyiimin arkadaşları ve kuzenlerimiz ağabeyimi " En Büyük Asker Bizim Asker " sözleriyle havaya atıp atıp tutuyorlardı. Ailemizin kameramanı niteliğinde olan Merve yine bu anları ölümsüzleştiriyordu. Sevinç gösterileri ve gözyaşları eşliğinde ağabeyimi otobüse bindirdik. Arkasından el sallıyor ve peşinden su döküyorduk. Otobüs yavaş manevralar ile otogardan ayrıldı ve yola koyuldu. Ferdi yanıma gelerek ; -" Şimdi biraz daha rahatsın , rahatız aşkım " dedi gülümseyerek. -" Evet aşkım. Ama lütfen sessiz ol. " Diyerek Ferdi' yi susturdum. Çünkü burda konuşulacak birşey değildi. Annem ve babamın yanına giderek onlara sarıldım. -" Çok uzun sürmeyecek , sadece üç ay " dedim. Annem kendini toparlayarak tebessüm etti ve ; -" Evet ,biraz kafa dinleriz " dedi. Annemin bu sözü karşısında babam ve ben kahkahaya boğulmuştuk. Babam ; -" Ne yani onlar timsah gözyaşları mıydı.? " dedi . Annem ; -" Hayır tabiki, sadece olaya iyi yönden bakıyorum " dedi. Neyseki annem ve babam daha iyi görünüyorlardı. Tüm misafirlerimiz otogardan eve dağılırken Ferdi ve ailesi bize geleceklerini söylemişlerdi. Hep beraber evin yolunu tuttuk. Kadir Bey' in sessizliği devam ediyordu. Ferdi babam ile sohbet ediyor, inşaat piyasasından konuşuyorlardı. Eve vardığımızda hep beraber içeriye girdik. Ben hemen çay suyu koyarak hazırlığa başladım. Semra annem ; -" Bu sokakta bir ev bulduk Esma Hanım onu tutalım diyoruz " dedi. Anlaşılan bu konuyu görüşmek için gelmişlerdi. Annem tek kaşını kaldırarak; -" Söz ile tutacak değiliz. Gider bakarız " dedi. Semra annem; -" Yaniii, istediğiniz zaman gidip bakalım. Ev çok güzel , tam bizim çocuklara göre. Hemde Kadir' in arkadaşının evi ." dedi . Annem sadece başını sallamış cevap vermemişti. Semra annem bana dönerek ; -" Sen ne dersin kızım .? " diye sordu. Anneme baktım ve dudağımı büzerek ; -" Bilmem ki , gidip görmek gerek." dedim. Semra annem ; -" Tabiki kızım görmeden olmaz. Sadece ev sahibi yurt dışına gidecek. O yüzden tek müsait günü yarın " dedi. Annem Semra anneme dönerek ; -" Beyler gelsin konuşalım Semra Hanım " dedi. Babam , Kadir Bey ve Ferdi içeriye girdiler. Ferdi sevinçle ; -" Yarın o eve bakmaya gidiyoruz anne " dedi. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Kadir bey ve Ferdi babamla konuşmuş üstelik babam da olumlu yanıt vermişti. Annemle birbirimize baktık ve ; -" Tamam bakalım o zaman " dedim. Kadir Bey' in de neşesi yerine gelmişti. Sanırım bu konuyu kafasına takmıştı. Hep beraber oturup sohbet eşliğinde çaylarımızı yudumladık. Sonra Kadir Bey her zamanki gibi müsaade istedi ve kalktılar. Onları uğurladıktan sonra kendimi hemen duşa attım. Günün yorgunluğunu başka türlü atamıyordum. Sıcak suyun altında vücudum buruşana kadar yıkandım. Parmaklarımın buruştuğunu fark ettiğimde banyodan çıkma vaktim geldiğini anlaşmıştım. Banyodan çıkıp nemlendirici kremimi sürdükten sonra yatağıma uzandım. Gözlerimi kapattığım anda uykuya dalmıştım. Sabah uyandığımda saat 10.00 ı gösteriyordu. Hemen telefonumu elime alıp Ferdi' ye mesaj gönderdim ; -" Günaydın aşkım.. Ev bakmaya saat kaçta gideceğiz.?" Geriden yanıt gecikmemişti; -" Öğle saatlerinde gideriz aşkım. " dedi. -" Tamam aşkım. " Diyerek yataktan fırladım. Hemen elimi yüzümü yıkamak için lavaboya koştum. Telaşımı gören annem ; -" Ne oluyor Zühre ! Ne bu telaş .? " diye sordu. -" Evi görmeye öğle saatlerinde gidecekmişiz anne. Saat 10.00" dedim. Ve yanından ayrılıp lavaboya gittim. Hemen elimi yüzümü yıkayıp, odama geçerek hazırlanmaya başladım. Mutfaktan da annemin sesi geliyordu. Hem kahvaltı hazırlıyor , hemde söyleniyordu. -" Daha iki saat var . Neyin telaşında acaba " diye. Yine kıyafet seçiminde zorlanıp anneme seslenmiştim. -" Annneeee.! " Öfkeyle odama giren annem ; -" Yine ne var Zühre.?" Diye çıkıştı. Yutkunarak ; -" Ne giyeceğim ben .? " diye sordum.. -" Senin ne giyeceğine her zaman ben mi karar vereceğim kızım. Podyuma çıkmayacaksın ya giy işte biseyler. Sadece ev bakacağız " dedi ve odadan çıktı. Haklıydı . Ama ne yapabilirim. Karar veremiyorum.. En iyisi en sevdiklerimi seçeyim yine. Siyah pantolonumu ve yeşil gömleğimi giydim. Saçlarımı topladım. Kahküllerim iyice uzamış , artık kulağımın arkasına kadar geliyorlardı. Tel toka ile onları da tutturdum. Ferdi' nin ve Semra annemin hediye ettiği kolyeleri taktım. Kadir Bey'in hediye ettiği bilekliği de takıp kombinimi tamamladım. Kulağım boş kalmıştı. Ama küpe taksam üzerimdeki takılarla çok abartılı olacaktı. Boş kalması daha iyiydi.. Kahvaltımızı etmek üzere mutfağa gittim. Sofra hazırdı. Hemen karnımı doyurup Ferdi' ye hazır olduğumuzu haber verdim. Yaklaşık 15 dakika sonra Ferdi ve ailesi gelmişlerdi. Hep beraber bahsettikleri eve gidiyorduk. Heyecandan dişlerim birbirine vuruyordu. Buna engel olamıyordum. Belki de şuan beraber yaşayacağımız, beraber yaşlanacağımız eve doğru gidiyorduk. Kadir bey arabayı durdurdu ve -"İşte geldik " dedi. Heyecanla arabadan inip ev sahibi ile tanıştık. Ferdi de en az benim kadar heyacanlı idi. Heyecanını gözlerinden okuyabiliyordum. Kadir Bey beni ve Ferdi' yi ev sahibine göstererek; -" İşte Hasan kardeşim oğlum Ferdi ve gelinim Zühre " diye bizi tanıştırdı. Ferdi ev sahibi Hasan Bey ' in elini sıkarken ben başımı eğerek ; -" Memnun oldum " dedim.. Ve Hasan bey evi göstermeye başladı. Bina dışardan çok güzel bakımlı duruyordu. İçerisi de güzel olmalıydı. Çünkü daha iki yada üç yıllık bir bina olduğundan bahsetmişlerdi. Hasan bey bina ile ilgili bilgileri Ferdi ile paylaşırken yavaş adımlarla binaya giriyorduk. Bina girişi oldukça temiz ve gösterişliydi. Her yer ayna ile kaplıydı. Bakacağımız daire 3. Kattaydı. Herkes asansörü kullanırken biz Ferdi ile yürüyerek çıkıyorduk. Ferdi bir anda elimi tutarak; -" Bu ev bizim olacak aşkım , hisssediyorum " dedi. O an asansör kapısının sesini duyduğum için hemen elimi çektim. Babamın bizi o şekilde görmesi günümüzü mahvetmesine sebep olabilirdi. Hasan bey kapıyı açarak bizi içeriye davet etti. İçeriye girdiğim anda eve aşık olmuştum. Evin ferah ve aydınlık oluşu beni benden almıştı. Odalarını gezdikçe hayranlıkla bakıyor, bu ev benim evim olacak diye düşünüp, evi sahipleniyordum. Hayallerindeki gibi kocaman mutfağı vardı. Mutfak dolapları parlak beyaz renkte, ankastre seti de ona uygun olarak yine beyaz renkteydi. Oturma odası kocaman TV' nin koyulacağı yerde ise özel yapılmış niş bulunuyordu. Sıra yatak odası ve banyoya gelmişti. Oturma odasına göre biraz küçük kalsa da, yatak odası bakımından gayet normal büyüklükteydi. Üstelik odada kendinden gömme gardırobu bulunuyordu. Evde ise iki adet banyo vardı. Biri yatak odasındaki ebeveyn banyosu, diğeri ise genel banyo idi. Ebeveyn banyosu küçük ama genel banyo yeterince büyüktü. Hayranlıkla ev gezisini tamamlamıştım
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD