Annemle evin yolunu tutmuştuk. Bizi eve götürecek olan dolmuş durağına vardık, ama her gelen dolmuş hınca hınç dolu geliyordu. Hiçbirine binemiyorduk. Yaklaşık yarım saat sonra gelen dolmuşta kendimize yer bulabilmiştik. Dolmuşa bindik. Ben ücreti uzattım ve ;
-" İki kişi alır mısınız.?" diye belirttim. Şoför beni duymamıştı. Birkaç saniye sonra tekrar ;
-" Alır mısınız.? " dedim. Şoför o an ani firen yaptı. Az kalsın düşmeme sebebiyet veriyordu. Sendelemiştim ama düşmemiştim.
Sesimi yükselterek ;
-" Ne yapıyorsunuz böyle, camdan dışarı fırlayacaktım neredeyse " dedim sinirle.
Öfkeden deliye dönen şoför ;
-" Başımda vır vır ediyorsun ne olacak.!. Çekil başımdan dedi."
Sinirden çılgına dönmüştüm adeta. Benimle böyle konuşma hakkını nerden alıyordu..
-" Ücreti vermek için bekliyordum. Keyfimden değil .Sizi şikayet edeceğim. Siz görürsünüz." dedim ve ' hemen bizi indirin ' diye bağırdım..
Yine ani bir hamleyle durdu ve kapıyı açtı. Annemle şoka girmiştik adeta . Daha önce hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştık. Böylesine Yağmurlu bir havada dışarda kalmıştık.
Hemen cebimden telefonumu çıkartıp plakanın fotoğrafını çektim.
Ben şoförü şikayet etmek için şoförler cemiyetini arıyordum.. O sırada da annem gelip bizi alması için babamı arıyordu. Yaşadığımız durumu anlatıyordu.
Şoförler cemiyetini arayıp plaka ile beraber şikayetçi olup yaşadığımız durumu anlattım.
Ama öfkem hâlâ dinmemişti. Annemde olanların şaşkınlığı içindeydi. Babam da bizi almak üzere yola çıkmıştı.
Ferdi' den ' eve vardınız mı.? ' diye mesaj gelmişti.
-" Hayır, henüz değil " diye yanıtladım mesajını.
Mesajımdan öfkeli olduğumu anlamıştı. Hemen aradı. Ve ;
-" Aşkım neyin var , yoksa fark etmeden sizi kıracak birşey mi yaptım.? " diye sordu.
-" Hayır , seninle ilgili bir durum değil aşkım. Şimdi konuşamıyorum ,babam gelmek üzere " dedim ve görüşmeyi sonlandırdım.
Babam gelir gelmez arabaya bindim. Üstümüz başımız yağmurdan sırılsıklam olmuştu. Babam bu halimize gülüyor ve alay ediyordu.
-" Şibi gibi ıslanmışsınız " dedi. O an annemle ikimiz kahkahalar atarak gülmeye başladık. Kim bilir dışarıdan ne kadar komik gözüküyorduk. Annem babama olanları anlattı. Babam benim gösterdiğim tepki karşısında ;
-" Nasıl da karşı gelmiş şoföre öyle.' dedi.
Benim bu tür çıkışlarıma alışkın değildi.
Sesini yükselterek ;
-" Hak etmişti ama baba .." dedim.
Sohbetimiz eşliğinde eve varmıştık.
Dış kapımızın önünde Emre bekliyordu.
Zaten yılışık bir çocuktu. Şimdi benim bu halimi gördüğünde o da dalga geçecekti. Arabadan önce babam indi. Emre ile selamlaştılar . Ardından da arabadan annem indi.
-" Nasılsın Esma teyze .? diye sordu anneme. Annem umursamaz tavrıyla;
-" İyiyim İyiyim sağol. " dedi.
Benim inmemi bekliyor gibiydi.
Hem beni bu şekilde görmesinden hemde saçma ve alaycı sorularından kaçmak istiyordum. Ama bu pek mümkün gözükmüyordu..
Arabanın kapısını açar açmaz koşar adımlarla eve yürüdüm. Tam eve girmek üzere ayakkabılarımı çıkarırken kaydım ve düştüm . Çok fena ayağım dönmüştü , o acıyla hemen kalkıp eve girdim .
Emre düşüşüme kıkırdayarak gülüyordu.
Emre' nin sorularına yakalanmamayı başarmıştım. Ama o pis gülüşlerinden kaçamamıştım.
Ağabeyim salonda bulunan vestiyerin aynasında saçlarını düzeltiyordu. Ağabeyime sertçe çıkışarak;
-" Bu çocuğu bir daha burada görmek istemiyorum . Sinir ediyor insanı dedim. "
Bana döndü tam cevap verecekti ki babamın tabiriyle 'Şibi' gibi olan halimi gördü ve kaşlarını kaldırıp, gözlerini açıp , koca ağzını yayarak gülmeye başladı. Kimi kime şikayet ediyordum. Ağabeyim de Emre gibi gıcık biriydi işte. Ne söylersem hep tersini yapardı.
Onun bu gülüşlerine daha fazla katlanamıyordum. Sinir ile Hemen odama geçtim. Hemen üzerimi değiştirdim. Hava çok soğuk olduğu için Polarlı , kırmızı puantiyeli pijama takımlarımı giydim. Islak olan saçlarımı güzelce kurutup , topladım. Ayaklarımda soğuktan buz kesilmişti. Banyoya giderek sıcak suyla yıkayıp , kuruladıktan sonra çoraplarımı giydim. Biraz olsun ısınmaya başlamıştım.
Annemin yanına mutfağa geçtim. Annem mis gibi sıcacık mercimek çorbasını ocağa koymuştu bile. Çorbamızı içince kendimize gelecektik.
Çorbamız pişene kadar Ferdi' ye yolda başımıza gelenleri anlatıyordum. Yaşadığımız duruma Ferdi de en az benim kadar sinirlenmişti. Şikayetimin peşini bırakmayacaktık. Görüşmemiz bitti ve mutfağa giderek çorbamı ve ardından da ilaçlarımı içtim. Ve hemen ardından dinlenmek üzere yatağıma uzandım.
Mutlu geçen günümü derin bir uyku çekerek taçlanırmıştım.
Sabah saat 07.00 de annemin sesine uyanmıştım. Telefonla konuşuyordu. Hemen yatağımdan fırlayıp yanına gittim.
Sevinçle ;
-" Merve eve dönmüş " dedi.
Yeni güne de mutlu başlamıştım.
Annemle kahvaltıdan sonra dayımlara gitmenin planını yapmıştık.
Hemen üzerimizi değiştirip kahvaltı hazırlığına başladık. Ağabeyimi de uyandırdık ve hep beraber kahvaltımızı yaptık. Kahvaltı boyunca da Ağabeyimin alaycı hali devam etmişti.
Sonra hazırlanmak üzere odalarımıza dağıldık.
Siyah, paçaları püsküllü pantolonumu ve kırmızı sweatshirtümü giydim. Her zamankinden farklı olarak saçlarımı örmek istemiştim bugün. Bu arada hâlâ hastanede karar verdiğim kahkülü kestirememiştim. Hafifte bir makyaj yapıp, halka küpelerim ile kombinimi tamamladım.
Ailecek Merve' yi görmeye gidiyorduk. Umarım kendisini iyi hissediyordur diye dua ediyordum ona.
Dayımlara ulaşmıştığımızda yengem ve dayım kapının önünde oturuyorlardı.
-" Hoşgeldiniz " dedi Yengem .
Dayımın ağzını bıçak açmıyordu.
Annem ve ben ;
-" Hoşbulduk " diyerek içeri girdik.
Babam kapının önünde, dayımın yanında kalmak istemişti.
Yengem Merve' nin odasını göstererek ;
-" Merve odasında , yanına gidebilirsin " dedi.
-" Tamam yenge " diyerek Merve'nin odasına gittim.
Kapıyı tıklayarak içeriye girdim ve girer girmez Merve üzerime atladı ;
-" Senin sayende döndüm eve. Hayatımı kurtardın. Tekrardan iyiki varsın " . diyerek ağlamaya başlamıştı.
Merve' nin bu sözleri karşısında benim de sözleri karşısında gözlerim dolmuştu.
-" Tamam canım. Hepsi geçti. Sakin ol lütfen . " diyerek teselli etmeye çalıştım.
Onu dizlerime yatırıp gözyaşlarını sildim ve saçlarını okşamaya başladım.
Rahatlamasını istiyordum.
-" Bak.! Dayım ve yengem korktuğumuz gibi tepkiler göstermediler. Onlar için önemli olan senin sapasağlam eve dönmüş olman. İnan buna.! " dedim. Desteğimi hissetmesini istiyordum.
Derin bir nefes alarak ;
-" Evet gerçekten öyle. Ama insanların söylediklerinden etkilenip üzülecekler ." dedi.
Hıçkırarak içten içe ağlamaya devam ediyordu.
Elimi omzuna koydum ve ;
-" İnsanlar hiç susmaz Merve , hep birşey konuşurlar. Bunun için kendini üzme." dedim.
Ellerimi tutarak ;
-" Zühre. ! Sen bana çok iyi geliyorsun. Hep yanımda kal. " dedi.
Yanağına damlayan gözyaşlarını silerek ;
-" Hep yanında olacağım, söz " dedim.
Odasına kapanmış, odadan dışarı çıkmıyor, hiçbir şey de yemiyordu.
Morali biraz olsun düzeliyor gibiydi.
Mutfağa girmenin ona iyi geleceğini düşündüm. Zaten oldum olası çok severdi mutfakta iş yapmayı.
Mutfağa giderek annemlere ;
-" Hanımlar .! Sizleri dışarıya alabilir miyiz.? " dedim.
Ne olacağını anlamamışlardı henüz. Onlar salona geçtikten sonra Merve' nin elinden tutarak mutfağa getirdim ve ;
-" Bugün burası bize ait " dedim.
Gün boyu pasta , kek, poğaça , salata ve aklınıza gelebilecek her şeyi yorulmadan yapmıştık.
Bu aktivite Merve' ye çok iyi gelmişti. Herşeyi unutmuş gibiydi. Eski günlerdeki gibi neşeli ve mutluydu.
Annem eve dönmenin vakti geldiğini söyledi. Merve ile vedalaşıp evin yolunu tuttuk.
Gün boyu Ferdi ile konuşamadığım için eve varır varmaz onu aradım.
Gizem yaratmak için fısıldayarak;
-" Bitanem.? " dedim.
-" Efendim aşkım , seni çok özledim Meleğim " dedi.
Sessizce fısıldamaya devam ediyordum.
-" Bende seni çok özledim " dedim.
Ferdi heyecanla ;
-" Bugün çok güzel birşey oldu . Sana haber vermek için sabırsızlanıyorum " dedi.
Merakla ;
-" Ne oldu hemen söyle .? diye sordum..
Ferdi de konuşmamıza gizem katıyordu.
-" Ailemle konuştum, babanla tanıştıktan sonra hemen ilişkimizin adını koymamızı istiyorlar. Okulun bitince de düğün olacak " dedi.
Bir an duraksadım.
Bu zamana kadar yaşanılanlar gözümün önünden geçiyordu.
Herşey ne kadar da çabuk ilerliyordu. Daha dün gibiydi Ferdi ile ilk buluşmamız, sarılmamız...
Geçmişe öyle dalmışım ki Ferdi' nin bana seslenişlerini duymuyordum.
Bir anda irkildim.
Ferdi ;
- " Alooo, orda mısın.? diyordu.
-" E e evettt aşkım burdayım. Çok sevindim. Bir an söyleyince geçmişe gittim de " dedim..
-" Anladım aşkım, evet zaman su misali akıp gidiyor. Bak gör evlendiğimiz gün de böyle hemen geliverecek. Karım olacaksın " .dedi.
Son cümlesi beni benden almıştı. Evet karısı olacaktım. Karı koca olacaktık. Aynı evin anahtarı sadece ikimizde olacaktı. Aynı yatağa girecektik. Bunları düşünmek bile benim kalbimi çarpıtıyordu ki yaşadığım da nasıl olurum bilmiyorum.
O anın verdiği heyecan ile ben de Ferdi' ye aynı şekilde cevap vermiştim ve konuşmamız çok farklı yerlere gitmişti.
-" Evet karın olacağım kocacığım." dedim.
Ağzımdan çıkana bende inanmamıştım.
Ferdi Şımarık sesiyle ;
-" Kocan yesin seni " dedi.
İkimizde Kıkırdıyorduk.
Hoşumuza gitmişti bu konuşma...
Ferdi ;
-" Keşke şimdi yanımda olsan da o mis kokunu içime çeke çeke uyusam " dedi.
-" Keşke aşkım. " dedim içimi çekerek.
-" Aşkım şimdi bana bir söz vermeni istiyorum. Bir sonraki buluşmamızda seni ufacık dudağından öpmeme müsade et lütfen " dedi.
İşler ciddiye bineceği için bayağı rahatlamıştım. Aşkıma ve olacaklara engel olamıyordum. Biraz düşündükten sonra ;
-" Tamam , ama minicik bir öpücük " dedim.
Heyecan ile ;
-" Tamam , söz aşkım. Ne zaman buluşalım .? " diye sordu.
-" Uygun bir zamanda " diye kaçamak cevap verdim.
Birbirimize iyi geceler dileyerek görüşmeyi sonlardık.
Onunla bunları konuşurken içimden ılık bişey akıyordu. Tuhaf bir histi. Ama oldukça da güzeldi.
Aşkımın bana verdiği mutluluk dozu ile gözlerimi yumdum . Sabah uyandığımda kuşlar kadar hafiftim.
Ferdi' ye 'Günaydın' mesajı atmak için telefonu elime aldım. Birde ne göreyim. Ferdi' den onlarca mesaj gelmişti. Yatağıma tekrar girerek hepsini tek tek okudum. Her birinde sevgisini anlatan ayrı ayrı benzetmeler , betimlemeler yer alıyordu. Bazıları da oldukça komikti.
Fırından çıkmış taze ekmeğim , hamsi buğulamam gibi..
Bu sevgi sözleri ile yine beni göklere çıkarmıştı. Ona bunun karşılığını vermeliyim diye düşünüyordum..
Hemen annemin gözüne girmek için kahvaltı hazırlayıp, ev işlerinde anneme yardım ettim.
Sonrasında da Ferdi ile buluşmak için izin istedim.
Annem ;
-" Merve' yi de ara beraber gidin " dedi.
-" Tamam " diyerek Merve' yi aradım.
Gelmek istemiyordu ama zorla ikna ettim...
Hemen hazırlanmaya başladım ve Ferdi'ye ;
-" Geliyorum , hazırlan " diye mesaj gönderdim.
Aslında bu mesajı kafeye gelmesi için göndermiştim. Yani hep Şirin kafede buluştuğumuz için..
Ama o bana Gökhan' ın evinde kaldığı için oranın konumunu göndermişti. Merve ile oraya gitmem mümkün değildi.
Güzelce hazırlanıp evden çıktım. Bu sefer saçlarıma maşa yapmıştım. Çünkü Ferdi' nin kıvırcık saçı daha çok sevdiğini öğrenmiştim.
Merve ile buluştum ve Şirin Kafe' ye gitmek için dolmuşa bindik. Merve yaşadıklarını hala üzerinden atamadığı için çok özensiz giyinmişti.
Üzerinde bol paça kot pantolonu, mavi dar boğazlı kazağı ve Converse ayakkabıları vardı. Şirin kafeye vardığımızda Ferdi henüz gelmemişti.
Biz bir masaya oturup Merve ile sohbete başlamıştık.
Tam o anda kafeye mahallemizden bir kız geldi ismi Tuğçe idi. Kafeden içeriye girer girmez bize selam verdi ve hiç izin dahi almadan masamıza oturdu.
Merve ile birbirimize bakakaldık.
Tuğçe hemen sohbete başladı;
-" Eee ne yapıyorsunuz .? , Nasılsınız.? " dedi..
Ben Ferdi geleceği için endişeli olduğumdan cevaplamadım.
Merve etrafı seyrederek ;
-" Aynı işte ne olsun. ? " diye cevapladı.
Tuğçe garsonu çağırıp sipariş verdi. Anlaşılan Tuğçe' nin masamızdan kalkacağı yoktu.
Masadan ani bir kalkış yaparak ;
-' Benim işim çıktı gençler görüşürüz " diyerek ayrıldım.
Kafeden çıkar çıkmaz Merve' ye Ferdi ile başka yerde buluşacağıma dair bir mesaj gönderdim.
Bu durumda olan Merve' ye olmuştu. Gününü Tuğçe ile geçirmek zorunda kalmıştı.
Bende Ferdi' nin bana attığı konuma doğru yol aldım. Zaten kafe ile evin arası çok uzak değildi.
Kalbim gümbür gümbür atıyordu. Heyecanlı adımlarla eve doğru yürüyordum. Attığım her adımda heyacanım daha da artıyordu. Eve çok yaklaşmıştım. Artık evi görebiliyordum , son adımlarımı daha da yavaş atmaya başlamıştım.
Kapıya geldiğimde tam zili çalacakken Ferdi kapıyı açtı.
Yüzünde kocaman bir gülümseme ile ;
-' Hoşgeldin karıcığım " dedi.
İçim yine bir tuhaf olup, kalbimden ılık birşey mideme doğru akmıştı.
Gülümsedim ve
-" Hoşbuldum " diyerek içeriye girdim.
Ortalık dağınıktı. Yeni uyanmış kahvaltı yapmak için hazırlanıyordu. Bende mutfağa geçip ona yardım ettim. Ferdi' nin doğduğu patatesleri doğrayıp kızarttım. Ferdi de çayımızı demlemişti. Soframızı hazırladıktan sonra masamıza oturduk ve başbaşa kahvaltı yaptık.
Gözlerini benden alamıyor. Yemek yerken bile bana bakıyordu. Beni de yiyecekmiş gibi bakıyordu.
Kahvaltı masasını kaldırdıktan sonra koltuğa oturdum , etrafı incelemeye başladım..
Ferdi de yanıma geldi ve elini omzuma attı.
Utanıp başımı yere eğmiştim.
Gözlerimin içine bakıp ;
-" Akşam verdiğin sözü hatırlıyor musun aşkım ? " dedi.
Ben alaycı bir şekilde ;
-" Çok içmişim hatırlamıyorum , ne sözü.? " dedim.
-" Baksen demek öyle he " diyerek beni gıdıklamaya başladı.
Çok eğlenceliydi. Adeta ruh eşimi bulmuştum.
Bir an gözgöze geldik ve sonrasında dudaklarımız birleşti. Dudaklarımın ardından boynumu öpmeye başlamıştı. Bu his inanılmazdı. Gözlerim kapalı , kendimi ona bırakmıştım...
Bir hamleyle beni kucağına oturtmuştu. Elleri kalçalarımda geziniyor. Dudakları ise hâlâ dudaklarımdaydı. Dudağımı bıraktığı anda boynumu öpmeye başlıyordu. Ben ise buna engel olamıyor, daha doğrusu olmuyordum. Hatta hep devam etsin , hiç bitmesin istiyordum...
Şehvetle öpüşmeye devam ediyorduk. Gömleğimin düğmelerini açarak Göğüslerimi ellemeye başlamıştı. Yaptığı hiçbir şeye karşı koyamıyor, karşısında adeta eriyordum.
İşte o anda pantolonundan fırlamaya çalışan sert penisini hissettim. Korkuyla ondan uzaklaştım.
Üzülerek ;
-" Özür dilerim , istiyorsun sandım." dedi.
Evet istiyordum. Ama korkuyordum da. Bunu ona nasıl söyleyebilirdim ki.
-" Önemli değil. İstiyorum zaten ama şuan doğru zaman değil " dedim.
Sarıldık ve uzun bir süre öylece kaldık.
Sonra gözlerime bakarak ;
-" Senin istemeyeceğin hiç birşeyi sana yapmam.. Bunu biliyorsun değil mi.? " dedi.
Gözlerinin içine bakarak ;
-" Evet aşkım biliyorum, Yaşadıklarımızın hiç birinden pişman değilim " dedim.
Gülümseyip yanağıma bir buse kondurdu ve ;
-" Seni çok seviyorum Karıcığım " dedi.
Yanağını okşayarak ;
-" Bende seni çok seviyorum kocacığım " dedim.
Artık ayrılmanın vakti gelmişti.
-" Artık gitmeliyim " dedim ve Ferdi ile vedalaşıp evden çıktım.
Evden çıktığımda aklım yerinde değil gibiydi. Neler yaşamıştım ben böyle, hemde ilişkiden korktuğum halde.