Hata

2213 Words
Mezarlığı seyrederken zihnimde binlerce düşünce dolanıyordu. Kendi hastalığım , Ferdi' nin durumu, Merve'nin yaşadıkları... Ne kadar da dertli idi insanoğlu. Sıkıntının biri bitmeden diğeri başlıyordu adeta. Doktor Bey 'in söyledikleri kulağımda çınladı. Mezarlık gerçekten de tüm sıkıntıların bittiği yerdi. Ama bir eksik vardı bu cümlede . Dünyadaki tüm sıkıntılar bitiyor olsa da ahiretteki geleceğimizi, yaşanacak olan sıkıntıları kimse bilmiyordu. Annem elinde bir poşet çikolata ile odama girdi. -" En sevdiklerinden aldım " dedi. Bir çocuk gibi koşup poşete sarıldım ve içindeki çikolatalardan en sevdiğimi seçip yemeye başladım. Ağabeyim destursuz , sert bir şekilde girerek bizi korkuttu. -" Ooooo iyi görünüyorsunuz " dedi yanağımı sıkarak. El hareketinden hiç hoşlanmadığımı bildiği halde sırf beni sinirlendirmek için yapıyordu bu hareketleri . Sinirle elini ittirdim ve ; -" Şuana kadar gayet iyiydim evet.! " dedim. Annem genelde atışmalarımıza pek müdahale etmez uzaktan gülerdi. Yine öyle yapıyordu. Ağabeyim önümdeki çikolata poşetini elimden alarak yemeye başladı. Beni sinirlendirmek için o kadar hızlı yiyordu ki. Boğulacak gibiydi. Bu tavrı çok uzun sürmedi. Giydiği beyaz gömleğine çikolata bulaştı. Ve sinirle ; -" Hay aksi, yediklerimde gözün kaldı demi " dedi. Keyiften dört köşe olmuştum. Bende onu kızdırmak için kıkırdayarak ; -" Afiyet olsun abiciğim " dedim. Annem hem gülüyor hemde eliyle sus işareti yapıyordu bana. Bense gülmeye devam edip omuz silkiyordum. Ağabeyim üzerindeki çikolata lekesini temizlemek için koşarak lavaboya girdi. Hasta olmasam zorla bana temizleteceğinden adım kadar emindim. Annemde eline bir çikolata alıp yemeye başladı. Ağbeyim üzerindeki çikolata lekesini temizlemek bir yana dursun , daha da bulaştırmış , güzelim beyaz gömleği berbat hale getirmişti. Lavabodan çıkar çıkmaz gülmeye başladım. Kaşlarını çatmış , dudaklarını ısırıyordu. Aynı zamanda da ayağını ritim tutarak yere vuruyordu. Odaya giren hemşire sayesinde kendimizi toparladık. Hemşire Hanım tansiyonumu ölçüp , ilaçlarımı vererek odadan çıktı. Uzun boyluydu. Siyah saçlarını da topuz yapmıştı. Gözleri Japonlar gibi çekik , iri gözleri vardı. Ama Zehra Hemşire' ye göre çok suratsız görünüyordu. Zaten tek bir kelime dahi etmemişti. Ağabeyim Hemşirenin arkasından bakakaldı. Çok beğenmişti anlaşılan, adeta ağzının suyu akıyordu. Anneme dönüp sakallarını okşayarak ; -" Anne sen eve git, ben refakatçi olurum " dedi Annemle gülüşüyorduk. Ağabeyim sinirler sözlerine ekledi ; -" Nerden çıktı bu çikolata şimdi , kız üstümü başımı da berbat gördü. Rezil oldum . Nasıl tavlayacağım şimdi onu " dedi. Abim biraz çapkın, her çiçekten bal alan cinsten biriydi. Annem ne kadar öğütler verse de hiçbirini dinlemiyor, hayatına yansıtmıyordu. Bir kızla 3 gün, diğeriyle 3 hafta , öbürüyle de 3 ay geçiriyordu. Hatta bazen iki tane kız arkadaşını aynı anda idare ettiği de oluyordu. Annemin verdiği öğütlere cevap olarak ise ; -" Kızlar bana arkadaşlık teklif ediyor. Onlar sevgili olmak istiyorlar. Ben de onları kıramıyorum anneciğim " diyordu. Yine çapkınlığı tutmuştu. Hastanede onunla uğraşamazdık . Anneme gözlerimle işaret ederek. Onu burdan göndermesini istedim. Ağabeyim hâlâ; -" Çok güzel kızdı ama heee." diye söyleniyordu. Annem ağabeyimin koluna girdi ve odadan çıktılar . Ben hala ağabeyimin haline gülüyordum. Odadan çıkmalarını fırsat bilip. Telefonumu çıkarıp Ferdi' ye mesaj gönderdim. -" Nasılsın hayatım .?" diye sordum. Hemen cevap vermişti. -"İyiyim canım. Seni düşünüyorum. Nasılsın.?" diye sordu. -" İyi olduğunu duyduğum için daha da İyiyim aşkım " dedim gülümseyerek. -" Seni tekrar görmek istiyorum bebeğim. Ne zaman görüşebiliriz tekrar " dedi. -" İlk fırsatta arayacağım canım " dedim. Şımarmıştım. O halde bile beni görmek istiyordu. Gerçek aşkı bulmuştum galiba. Zaten üniversite hayallerim de suya batmıştı. Şimdilerde tek hayalim mutlu bir yuva kurmaktı. Bu hayalimi de Ferdi ile gerçekleştireceğime inanıyordum. Ama evliliği her hayal ettiğimde cinsel ilişkiden korkuyordum. Nasıl da yer etmişti o haber beynime. Tabii korkum sadece duyduğum haberden dolayı değil , aile yapısından da kaynaklıydı. Yetiştirme tarzı, aile büyüklerinden o geceye dair duyulan korkunç hikayeler, Korkuya sebep oluyordu. Belki de var olan korkum o haberle gün yüzüne çıkmıştı. Evliliğe dair kurduğum her hayali baltalayan bu durum beni çok rahatsız ediyordu. Acaba evlenmeden anlaşılabilir miydi bu hastalık.? Mantıken pek mümkün gözükmüyordu. Ama yine de Araştırmalıydım. Hemen internet üzerinden araştırmaya başladım. Arama motoruna ' vajinismus ' yazdığımda çıkan sayfalarda hep başarı hikayeleri vardı. Başarı hikayelerinden birini okuyacaktım ki Annem odaya girdi. Telaşla okuduğum sayfayı kapattım. Ağabeyimi hastaneden yollamayı başarmıştı. Gülerek ; -" Sende ağabeyinin kızdığını bilerek üzerine gidiyorsun. Zor sakinleştirdim ." dedi. Benim telaşımı farketmiş olacak ki. -" Kiminle mesajlaşıyordun .? " Dedi -" Hiiiiçç , indirim mesajları işte." dedim. Anneme Üniversite meselesini açtım. -" Neden benim adıma kararları bana danışmadan alıyorsunuz anne..! Ne demek üniversite hayallerime ara vermek.? " diye sordum sitemle. -" Kızım tedavi sürecinde yanımızda olmasın istersen bu sene Açıköğretim Fakültesi 'ne kaydını yaptıralım. Yoğun ders çalışıp kendini yormamalısın. Stresten uzak durmalısın. Aldığımız bu karar senin iyiliğin için " dedi. -" Tabi kesinlikle öyledir " dedim tavırla. Onları anlıyordum ama yine de böyle bir karar verilecekse de beraber vermemiz gerekiyordu. Açıkçası babamın benim sağlığımı bahane ederek masraftan kaçtığını düşünüyordum. Annemde bunu biliyordu aslında ama yapabileceği birşey yoktu. Bir emekli maaşıyla evimizi mi geçindireceklerdi, yoksa beni mi okutacaklardı. Abimin maaşı zaten kendisine anca yetiyordu. Sigarası , gezmesi - tozması. Benim eğitim masraflarım için elini cebine bile atmazdı. Zaten Üniversite' ye gitmemi istemiyordu da . Eğer başka şehire gidersem beni buradaki gibi sıkamayacaktı çünkü. Sürekli kontrolü altında olamayacaktım. Hatta sürekli babamın yanında Üniversite' ye giden kızların yoldan çıktığından falan bahsediyordu. Her Üniversite okuyan kız yoldan çıkıyormuş da gitmeyenler yoldan çıkmıyormuş gibi. Bunları düşündükçe hepten ümidimi kesmiştim okuma hayallerimden. Ferdi' nin de dediği gibi okulu biter bitmez aşkımızı resmileştirmeliydik. Ben bu düşünceler arasında kaybolurken annemin telefonu çalıyordu. Çantası o kadar karışıktı ki bir türlü telefonunu bulamıyordu. Sonunda sinirlenip çantayı yatağımın üzerine boşalttı ve telefonu yanıtladı. Pencere kenarına giderek konuşmaya başladı. Bende annemin çantasındakileri merakla kurcalamaya başladım. Benim ve abimin ilkokula başlarken çekinilen vesikalık fotoğraf dikkatimi çekti. Elime alıp incelemeye başladım.Kulak hizamda olan kısacık saçlarım , tavşan dişi gibi büyük olan üst ön dişlerim oldukça komik görünüyordum. Annem okulda bit - pire geçer diye saçlarımı kısacık kesmişti. Dün gibi hatırlıyordum o günü. Saçlarımı kestiği için çok ağlamıştım. O yüzden hep şimdilerde hep saçlarımı uzatıyorum... Abimin hali ise hepten içler acısı.. kepçe kulakları , kemerli burnu , afacan gözleri ile tam bir yaramaz. Ben bunları inceleyip gülerken annem telefon konuşmasını bitirmiş yanıma oturdu. İç çekerek ; -" Ne kadar da çabuk büyüdünüz " dedi. Sonra diğer fotoğrafları da kendisi çıkarttı. Çantasında ailesinden herkesin vesikalık fotoğrafı vardı. Dayımın, teyzemin , halamın kuzenim Merve'nin ve daha nicelerinin. Şaşırmıştım. -" Neden herkesin vesikalık fotoğrafını saklıyorsun.? " Diye sordum. -" Önceden akıllı telefonlar olmadığından sürekli fotoğraf çekinemezdik. Çekinildiğinde de herkes birbirine verirdi. Gelenek gibi ... " dedi. Güzel bir gelenekti. Düşünsenize yıllar sonra albüm açılıp eskileri yâd ederken sizin de isminiz geçiyor. Hayattaysanız arayıp hâl, hatır sorulur , değilseniz ardınızdan bir dua edilir. Bu geleneğe bende katılmak istemiştim. İlk olarak Ferdi' den bir fotoğraf isteyecektim. Annem çantasını toplayıp sabah verdiğim tahlillerin sonuçlarını kontrol etmeye gitti. Umarım temiz çıkarlar da biran önce taburcu olurum umuduyla odamda bekliyordum. Hem Merve' ye de destek olmam gerekiyor. Elimden bişey gelmese dahi onu teselli edecek bişeyler bulmam gerekiyordu . Ailemiz bu konuda oldukça tutucu olduğu için ailesinin de bu olayı duymaması gerekiyordu. Eğer duyulursa dayım Merve' yi öldürür, onu yaşatmazdı . Merve' ye de evliliğin kapıları aralanmıştı. Bu işin içinden başka türlü çıkması mümkün değildi. Dayım da babamın aksine Merve' yi okutmak için çok heves ediyordu. Dayımı evliliğe ikna etmek zor olacak gibi... Annem odaya sevinçle girdi; -" Müjdemi isterim hemşireler sonuçların iyi olduğunu söyledi doktorun geldiğinde detaylı görüşeceğim " dedi. Sevinmiştim her şey güzel gitmeye başlıyor gibiydi . Yerimden fırlayarak ; -" Süper bir haber.! Burdan çıkmak için sabırsızlanıyorum " dedim. Eve dönmeden önce Ferdi' yi görmek istiyordum. Eve gidince yine dışarı çıkmam sorun haline gelebilirdi. Annemi nasıl atlatacağımı düşünmeye başladım. Zehra Hemşire olsa bana yardımcı olabilirdi. Ama Zehra Hemşire de yoktu. Anmem de Sabah çok geç döndüğüm için hava almaya çıkmama da izin vermezdi. En iyisi bekleyip zamanını kollamaktı. Aradan birkaç saat geçti. Ve telefonum çaldı . Arayan Merve' idi. Annemin yanında rahat konusamayacağım için önce aramasını reddettim. Ardından mesaj attı ; -" Annemle seni ziyarete geldik kaçıncı kattasınız.? "dedi. Hemen onu arayarak kaldığımız odanın bilgisini verdim. 5 dakika sonra odama gelmişlerdi. Yengem ; " Geçmiş olsun " dedi suratını ekşiterek. Normalde de güler yüzlü değildir ama bugün başka birşeyi var gibiydi. Yoksa Merve' nin tavırlarından mi şüphelenmişti ? Merve' nin de hiç morali yoktu. Merve üzgün şekilde ; -" Geçmiş olsun " dedi ve koluma girip anneme ; -" Yenge biz biraz dolaşabilir miyiz. ? Hem Zühre' ye de değişiklik olur." dedi. Annem onların yanında hayır diyemedi ve biz Merve ile dolaşmaya çıktık. Merve şaşkınlıkla ; -" Ne bu neşe böyle hasta olan sen misin ben mi .? " dedi. Merve' nin gözleri ağlamaktan kızarmış, göz kapakları da şişmişti. O bu haldeyken mutlu süren ilişkimden bahsedemezdim. -" Odada çok bunalmıştım. İyi oldu çıkmamız " dedim. Aramızda sessizlik hakimdi. Beraber upuzun , çok odaları olan koridoru dolanıyorduk. Hemşire odasının önünden geçiyorduk, kapısı aralıklıydı. Ve içerden sesler geliyordu. Bir gencin intihar ettiğinden bahsediyorlardı. O an Merve'nin gözlerinin dolduğu fark ettim. Titreyerek ağlamaya başladı. Onu sarsarak kendine getirmeye çalıştım. -" Bende ölmeyi çok istedim ama yapamadım. " dedi. -" Nasıl yaparsın bunu bize , ailene nasıl yaparsın " dedim. -" Yapamadım işte başaramadım." dedi .Ve ekledi ; ' Herşeyi planlamıştım ama ailemi düşününce yapamadım' dedi . Koridorda konuşulacak bir konu olmadığı için Merve' yi çekerek çıkarmaya çalıştım. Asansöre ulaşmıştık... Hemen binip ordan uzaklasmalıydık. Öyle de yaptık. Zemin katta inip hastanenin karşısındaki parka gittik. Parka yapılmış olan su hayratında Merve' nin kendisine gelmesi için elini yüzünü yıkadık. Artık biraz daha iyiydi. Onu salıncağa oturtup , sallamaya başladım. Biraz daha iyi olduğunu görebiliyordum. -" Hiçbir şey senin canından daha kıymetli değil. Bunu sakın unutma.! " dedim. Bana sımsıkı sarıldı. -" Hiç kimseye anlaytamayacağım bir sırrımı bir tek sana açtım. Lütfen aramızda kalsın.. " dedi yalvarırcasına. Bu konuyu birilerine söyleyebileceğimi düşünüyor olması beni derinden yaralamıştı. Kaşlarımı çatarak ; -" Saçmalama Merve Tabiki de kimseye bahsetmeyeceğim. Bunun şüphesini duyman beni sinirlendirdi. Böyle birşey duyulursa olacakları tahmin bile edemiyorum. Bunu bile bile duyuracak değilim." dedim. Üzgün bir ifadeyle ellerimi tutarak ; -" Lütfen sinirlenme , zaten sana güvenmesem anlatmazdım. İyiki varsın " dedi. Çaresizliği gözlerinden okunuyordu. Ona sarıldım ve omuzlarından onu sarsarak ; -" Şimdi kendini toparla annen birşey anlamalı. Hem seni biriyle tanıştırmak istiyorum " dedim Merakla ; -" Kiminle ..? " dedi. -" Sevgilimle " Gözlerini açıp, kaşlarını kaldırarak ; -" Nasıl yani Zühre bir günde Hastaneden biriyle mi sevgili oldun..? " dedi. Kahkaha atıp ; -" Hayır tabiki şaşkın " dedim ve nasıl tanıştığımızdan bahsettim. En başında anlatmadığım için bana gücenmişti. Haklıydı. Ama Ferdi ile buluşmadan ona bu ilişkiden bahsetmek istememiştim. Olanları anlatırken Ferdi' nin bulunduğu bölüme gelmiştik. Merve' ye ; "Lütfen burda biraz bekle , önce yalnız görüşmek istiyorum " dedim. -" Tabiki , merak etme." dedi.. Kapıyı tıklayıp ; -" Müsait misiniz .? " diye sordum Ferdi heyecanla ; -" Her zaman ceylan gözlüm " dedi. Merve de duymuştu cevabını, yüzümde bir tebessüm oluşturmuştu bu sözü. Hemen İçeriye girdim. neşeyle ; -" Sürpriz " dedim Suratında güller açıyordu. Bana sarılıp öpmek istedi ama izin vermedim. Bu duruma bozulmuş gibiydi. Kulağına eğilip fısıldayarak ; -" Kuzenim Merve kapıda hayatım "dedim. -" Anladım bitanem " dedi. -" Doktorun durumun hakkında bilgi verdi mi.? Ne zaman çıkacaksın Hastaneden .? " diye sordum. -" Bilmiyorum bugün birkaç film daha çekeceğini söylemişti. Sonra belli olur sanırım " dedi. -" Hımm , benim bugün taburcu olabilirmişim." dedim üzülerek. -" Bu duruma pek sevinmiş gibi gözükmüyorsun ama " dedi . -" Eve gidince seni bu kadar sık göremeyeceğim çünkü " dedim. Yanağımı okşadı ve kulağıma eğilerek ; -" Sana güzel bir haberim var " dedi. Heyecanla ; -" Ne.? , Hemen söyle " dedim onu sarsarak. -" Okul kaydımı buraya aldırıyorum. Artık istediğin zaman görüşebiliriz. " dedi. Sevinçten ne diyeceğimi Şaşırmıştım. Benim için okulunu değiştiriyordu. Mutluluktan havalara uçmuştum. Ferdi' ye kocaman sarılarak ; -" Sen delisin , zaten yarım dönemin kalmıştı. Sonra zaten evlenecektik. Ne gerek vardı ? " dedim. Evliliği benim ağzımdan ilk kez duyuyordu. Gözlerini kısarak ; -" Ne dedin sen .? Tekrar söyle hayatım " dedi. Neşeyle söylediklerimi tekrarladım ; -" Zaten diyorum , okulun bitince evleneceğiz diyorum . " dedim O sırada odaya giren Gökhan ; -" Oooo gençler yine aşka gelmişsiniz " dedi. Çok gevşek bir çocuktu. Zaten ilk gördüğüm de de pek hoşlanmamıştım. Ferdi de tavırla ; -" Keşke kapıya vursaydın dostum ." dedi -" Pardon ya , Birdaha olmaz siz keyfinize bakın benden çekinmeyin " dedi. -" Artık gitmeliyim aşkım . Kendine iyi bak. " diyerek odadan çıktım.. Merve beni bekliyordu. Kapıda bekleyen Merve tebessüm ederek ; -" Mutlu olmana sevindim. Sen gerçek mutluluğu hak ediyorsun. Bence Ferdi senin için doğru kişi " dedi. -" Gerçekten mi .? Teşekkür ederim ." -" Peki ya odaya dalan çocuk kimdi .? " diye sordu.. -" Ferdi' nin patavatsız arkadaşı. İşte onun motoruyla kaza yaptı " dedim. -" Değişik birine benziyor". -" Evet çok gıcık biri " dedim gülümseyerek. Merve Ferdi ile konuşmamızı duymuş olmalı ki -" Ferdi' nin okulu bitince nasıl evleneceksiniz .? Sen Üniversiteye gitmeyecek misin .?" diye sordu. Başımı eğerek üzgün şekilde ; -" Ailem hastalığım sebebiyle Üniversiteyi açıktan okumamı istiyorlar " dedim. Merve gözlerimin içine bakarak : -" Peki ya sen.? Sen ne istiyorsun.?" dedi. Gözlerim dolmuştu. Yutkundum ve ; -" Benim ne istediğimin önemi yok ki , Benim adıma karar vermeye bayılıyorlar . Anne baba oldukları için herşeye kendileri karar vererek doğru yaptıklarını sanıyorlar." dedim.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD