Hayal kırıklığı

2107 Words
Saat gece 01.00 ı gösteriyordu. Ferdi'ye ulaşmak için aklımda bir fikir vardı. Ama bu planımı gerçekleştirebilecek miydim.? Öncelikle annemin uyumasını beklemeli idim ... Tabi onun uyumasını beklerken kendim uyyakalmamalıydım . O kadar yorgun ve uykusuzdum ki, gözlerim kendiliğinden kapanıyor, buna engel olamıyordum. Annem ; -" Artık içeri uyuyup dinlenmelisin ki yarın kendini daha dinç hissedebilesin " dedi. Başucumda duran kırmızı deri koltuğun üzerine bağdaş kurarak oturdu. Ayağında çorap olmadığını fark ettim. -" Anne bu hava da neden çorap giymeden evden çıktın.? Hasta olacaksın . " Dedim. Annem -" Söyledim ya kızım ev halimizle, öylece çıkıverdik " dedi. -" Üşüyor musun peki.? " diye sordum. -" Hayır kızım üşümüyorum , hem bak burda battaniye de var üzerimi örtüyorum zaten " dedi. Üşümediğine beni inandırdığını sanıyordu . Ama yanılmıştı. Dışarda felaket şekilde rüzgar vardı. Ağaçları yerinden sökecek , tüm binaların çatılarını uçurabilecek güçteydi bu rüzgar . Odamızın ısısı da zaten sıcak değildi ve ısısı gittikçe de düşüyordu. Odamda hasta yatağı , yatağın yanındaki kırmızı deri koltuk ve bir adet iki kapaklı dolap bulunuyordu. Televizyon da vardı ama ne yazık ki çalışmıyordu. Zaten hiçbir konuda şansım yaver gitmezdi. Ben odayı incelerken annem yavaşça gözlerini kapattı. Ve uykuya daldı. Şimdi Ferdi' ye ulaşmak için aklıma koyduğum planı gerçekleştirme zamanıydı. Sessizce yerimden kalkıp terliklerimi giydim. Babamdan evden ayakkabımı getirmesini de istemem gerekiyordu. Ayağımdaki ev terlikleri ile yeterince gülünç duruma düşmüştüm bugün. Sessizce odadan çıktım ve hemşire odasına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Bugün tanıştığım Hemşire Hanım'ın halen nöbetinin devam ettiğini umuyordum. İsmini söylemiş miydi bana .? İsmiyle hitap etmem daha çok hoşuna giderdi. Aahh..!! Hayır hatırlamıyorum.. Hemşire odasının kapısını tıklattım. İçerden hiç ses gelmiyordu. Tekrar tıklattım. Halen ses gelmiyordu. O anda koridorun başında iki hemşire belirdi. Sohbet ederek koridor da ilerliyorlardı. Henüz onlara uzak olsam da konuştuklarına kulak kabarttım. Diğer Hemşire ; -" Zehra Hemşire servis kontrolüne başlayalım " demişti. Evett ismini öğrenmiştim. Şimdi yalnızken yanına gidip onunla konuşmalıydım. Hızlı adımlarla yanına doğru gittim. Elinde ilaç kutuları ve bazı iğneler vardı. -" Kolay gelsin " diye söze başladım. Bir anda boş bulunmuş olmalı. Biraz korktu ve Ağzını açıp , baş parmağını ön iki dişinin altına getirip elini yukarı kaldırdı. Ve ; -" Sen miydin cici kız .? Bu saatte ne işin var burda .? " Diye sordu. " Senden birşey rica edebilir miyim Zehra Hemşire " Dedim tüm sevimliliğim ile . İki elimi birleştirdim ve "Lütfeeeennnnn " diye ekledim. -" Buyur canım , birşeye mi ihtiyacın var .? Dedi beni süzerek. -" Telefonunu kullanmama izin verir misin .? Benim telefonum evde kalmış da . " Dedim. Tek kaşını kaldırıp imalı bir bakış attı. Birkaç saniye düşündü ve ; -" Annenin de mi telefonu yanında değil " dedi. Boynumu büküp ; -" Evet , ne yazık ki " diye ekledim. Elini önlüğünün cebine atıp. Telefon ekran kilidini açtı ve telefonunu bana verdi. Danışmanın olduğu yeri göstererek; -" Orada görüşebilirsin 5 dakikan var 5 dakika sonra telefonu almaya geleceğim ", dedi. Dünyalar benim olmuştu sanki. -" Teşekkürler " dedim ve yanından ayrıldım . Danışmaya geldim. Saat 01.30 u gösteriyordu. Ferdi uyumuş olabilir miydi.? Rahatsız etmesem mi acaba diye düşünmeye başladım. Ama sesini duymam yetecekti bana , o anda tüm yorgunluğum ve ağrılarım dinecekti buna emindim. O yüzden daha fazla zaman kaybetmeden numarasını çevirdim. Çalıyordu. Ama açmamıştı telefonu. Uyuyor olma ihtimali yüksek olsa da merak etmeye başlamıştım. Hiç düşünmeden tekrar çevirdim numarasını. Yine çaldı, çaldı ve tam kapanmak üzereyken; -" ALOOO.!! " dedi. -"Ferdiiii ben Zühre "dedim. Sessizlik hakimdi o an. Ferdi sessizliği bozarak; -" Nerdesin canımın canı, gözümün bebeği " . Dedi . -" Seni endişelendirmek istemem ama, Hastanedeyim, ufak bir baygınlık geçirmişim bu gece müşaade altında olacağım." Dedim. Aniden yattığı yerden kalkıp endişeli bir sesle ; -" Nasıl yani, Hangi hastanedesin aşkım " dedi . Giyiniyordu sanıyorum. Sesleri geliyordu. -" Canım gelmene gerek yok ben gayet iyiyim. Senin beni merak edeceğini bildiğim için hemşirenin telefonundan ulaştım sana " dedim. -" İyi olduğunu gözlerimle görmeden inanmam, zaten yarın yola çıkacağım. Seni görmeden gitmem..!" dedi. Ona hak vermiştim.. Ama nasıl gelip görecekti beni. Hemen geri vermem gerekiyordu Zehra Hemşire' nin telefonunu. Ferdi' ye ; -" Annem bana refakat ediyor. Seni görmesi hoş olmaz. Zaten telefonum olmadığı için iletişim de kuramayız lütfen bu soğukta motor kullanma. " dedim. Ve telefonu teslim etmem gerektiği için telefonu kapadım. Zehra Hemşire de bana doğru yaklaşıyordu. Bende ona doğru yürüdüm. Telefonu kendisine verip ; -" Çok ama çok teşekkür ederim Zehra Hemşire Bunu hiç unutmayacağım ." Dedim. Gülümseyip , göz kırptı ve ; -" Bizde bu yollardan,bu yaşlardan geçtik halen daha geçiyoruz , aşığın halimden anlarım " dedi. Gülümseyip yanından ayrıldım. Utanmıştım da . Yanaklarımın sıcaklığı sanki tüm vücudumu sarmıştı. Aşk...! Evet aşıktım Ferdi' ye, Sesini duyduğum anda gerçekten de hissettiğim gibi tüm ağrılarım dinmişti. Şimdi rahatça uyuyabilirdim. . Odama doğru hızlı adımlarla ilerledim ve odama ulaştığım da sessizce kapıyı açtım. Annem hala uyuyor gibiydi. Bişey anlamamış olmasına sevinmiştim. Sessizce yatağıma uzanmak isterken yatağın yaylarından çıkan sesle annem irkildi. Aniden yerinden kalkıp -" Noldu , kızım iyi misin .? " Dedi. -"İyiyim anneciğim , lavaboya gitmiştim." Diye cevap verdim . Annemin gözleri yorgunluk ve üzüntüden olsa gerek kıpkırmızı olmuştu. Uzun ve kıvrımlı kirpikleri çok cansız duruyordu bugün. Göz kapağı da şişmişti. Yaşının vermiş olduğu kaz ayağındaki kırışıklıklar da artmıştı. Annemi hiç böyle görmemiştim. Annem uzun sarı saçlarımı okşamaya başlamıştı. Ağzı da hareket ediyordu. Dua okuyordu bana . Duasını bitirip ellerini yüzüne sürdü ve ; -" İyi geceler kızım " dedi "İyi geceler " diyerek günün yorgunluğu ile gözlerimi kapattım. Huzurla uykuya daldım. Uyandığımda telefonuma kavuşmuş olmayı umuyordum. Tam uykuya dalmıştım ki Zehra Hemşire odaya girdi ; -" İlaç saatiniz geldi, küçük hanım.! " dedi gülümseyerek, yüzünde de küçük bir işaret seziyordum. Sanki bana biseyler anlatmak istiyor gibiydi. Annem bana su vermek için yerinden kalktı . Bunu fırsat bilen Zehra Hemşire eline telefonunu alıp gülümseyerek salladı ve hemen geri cebine koydu. Heyecandan bir anda göz bebeğimin büyüdüğünü hissedebiliyordum. Ferdi' den haber vardı. Gelmiş miydi yoksa. İlacımı içip ; -" Teşekkürler " dedim. Zehra Hemşire odadan çıktı. Annem ışıkları kapatıp uyumamı istedi. Nasıl uyuyabilirdim ki. Ferdi beni bekliyor olmalıydı. Yanına gitmenin bir yolunu bulmam gerekiyordu. . Yine annemin uykuya dalmasını beklemek zorundaydım. Zaman geçmek bilmiyordu. Geçen her dakika sanki ömrümden bir yıl götürüyordu.. Stresten yine tırnaklarımı yemeye başlamıştım. Annemin uykuya daldığına emindim ama yataktan kalkarken oluşacak olan sese uyanmasından korkuyordum. Sessizce inmeye çalışacaktım, önce sağ bacağımı ardından sol bacağımı yatağı gıcırdatmadan yere koymuştum . Şimdi popomu kaldırmam gerekiyordu. İki elimle yatağımdan tutunup yavaşça popomu da yataktan kaldırmayı başarmıştım. Terliklerimi giyip Zehra Hemşire yi bulmalıydım. Ev terliklerimi giydim. Aman Allah'ım Ferdi benimle dalga geçecekti. Sadece terliklerim için de değil , hiç aynaya bakamamıştım. Tipim ne haldeydi acaba. Ama şimdi bunlara ayıracak vaktim yoktu. Annem uyanmadan gidip gelmeliydim. Bir elimle saçlarımı düzeltmeye çalışıyor , bir yandan da hızlı adımlarla Hemşire odasına doğru ilerliyordum. İçimden de dua etmeyi ihmal etmiyordum. -" Allah'ım inşallah Hemşire odasında onu bulabilirim ". Çünkü bu sefer şansım bı önceki kadar yaver gitmeyebilirdi . Odasında bulamazsam etrafta aramak zorunda kalacaktım. Bu da benim için vakit kaybı olacaktı. Sonunda Hemşire odasına ulaştım. Kapıyı çaldım . İçerden gelecek olan sesi tereddütle bekliyordum. -" Gelebilirsin " dedi. Derin bir 'Ohh.! ' çekmiştim. İçeriye girdim. O da ne.??? Karşımda Ferdi duruyordu. Hemen bana sarıldı ve -" Nasılsın canparem, seni çok merak ettim. Annen odada olduğu için içeriye de giremedim " dedi ve ellerimi tutup yere diz çöküp ellerimi sevmeye başladı. Mutluluktan ağzım kulaklarımdaydı. Herşey benim dışında bir anda gelişmişti. Odanın bir köşesinde duran Zehra Hemşire ve arkadaşı olan diğer Hemşire' nin kıkırtısıyla kendime geldim. O anda utanıp elimi hemen Ferdi 'nin elleri arasından sert bir hamleyle çektim. Dudaklarımı büzerek ; -" Seni gördüğüme çok sevindim, ama buraya gelmeni hiç doğru bulmadım." Dedim. Ferdi' nin üzerindeki kot ceket yağmurdan ıslanmıştı. Elimle ceketinin yakasını düzelterek ; -" Bu yağmurda olacak iş mi yaptığın , bak ne kadar çok ıslanmışsın " dedim... Söylediklerime cevap vermemişti. Ama bakışlarından herşeyi anlayabiliyordum. Gözleri gece kadar siyahtı. Bakışları ise bıçak kadar keskin. Elleriyle yüzümü avuçlarının arasına alıp gözlerime daha da yakından baktı. Yanağını okşayarak; -" Sana ulaşmak için bırak yağan yağmurda ıslanmayı , istesen Ferhat gibi dağları bile delerim " dedi .. Gülümsedim ve ; -" Saçmalama aptal aşık" diyerek elini tuttum. Odadaki Hemşireler kıkırdayarak odadan dışarı çıktılar. Onların dışarı çıkmasını fırsat bilen Ferdi sağ yanağıma bir buse kondurdu. -" Ne yapıyorsun sen " diye çıkıştım utanarak. Sağ elimle de yanağımı tutuyordum. Utanmıştım. Ferdi gülerek ; -" Şimdi seni annenden istemeye gidiyorum , hemen evlenmeliyiz..! " -" Sen çıldırmış olmalısın.! Hemen burdan gitmelisin , artık odama dönmeliyim." -" Sana ne olduğunu öğrenmeden bir adım dahi atamam Zühre' m " dedi. Ellerimden tutup ; -" Aşkım henüz ben de doktor bey ile görüşemedim. Görüşürüz görüşmez seni haberdar edeceğim. Söz. " Dedim. Bakışlarıyla beni onaylamıştı. Kaşlarımı çatıp ; -" Eğer burda daha fazla zaman geçirirsek gerçekten beni annemden istemek zorunda kalabilirsin " dedim. Birden beni kendine doğru çekerek , belimden kavradı ve sımsıkı sarıldı. Kemiklerim birbirine giriyordu sanki. Kokusunu içime çekerek bende ona sarıldım. Yavaşça sarılmayı bırakıyordu. Birden sağ elindeki bilekliği çıkarıp avucuma koyuverdi.. Siyah , mat boncuklardan oluşmuş bilekliğin ortasında birde yıldız sembolü vardı. -" Birdahaki buluşmamızda bileğinde görmek istiyorum hayatım. " dedi ve odadan çıktı. Bende hemen ardından odadan çıktım. Sağı solu kolaçan ettikten sonra odama doğru yöneldim... Kapıyı araladım. Eyvah..!! Annem yerinde yoktu. Ne yapacaktım şimdi. İçimi bir korku sarmıştı. Ne zaman güzel bişey yaşasam sonrası hep sıkıntılı geçiyordu. Ben odayı göz gezdirirken annem lavabodan çıkıp ; -" Neredeydin kızım sen.? , bende seni lavaboda sanıyordum. Çıkmayınca merak ettim" dedi. -" Şeyyyyy anneciğim...." Diyebildim kekeleyerek Annem kaşlarını çatmış beni süzüyordu. Göz göze gelmemek için gözlerimi kaçırmıştım. Zaman kazanmak için ; -" Hiç öyle dolandım " derken Zehra Hemşire odaya girdi. O neşeli sesiyle ; -" Birdaha canın sıkılırsa yine gel küçük hanım " dedi. -" Tabiki Zehra Hemşire" dedim gülümseyerek. Annemle gözgöze gelmeden yatağıma yattım. Elimde Ferdi' nin verdiği bilekliği sıkı sıkı tutuyordum. Sevdiğimi de gördüğüme göre artık gönül rahatlığıyla uyyabilirdim. Gözlerimi yumdum. Günün yorgunluğu ile derin bir uyku çekmiştim. Uyandığımda kendimi çok güzel hissediyordum. Deliksiz uyumuştum. Avucumun içindeki bilekliği farkettim. Ve annem görmeden yastık ile çarşafın arasında sakladım. Annem uyandı ve saçlarımı okşamaya başladı ; -" Günaydın kızım. Bugün nasıl hissediyorsun.? " diye sordu. Annemin gözlerinin içine bakarak; -" Daha iyi hissediyorum anneciğim" diye cevap verdim. Annem oturduğu yerden kalkarak ; -" Doktor ile görüşüp geliyorum. " dedi. -" Bende geleceğim" dedim ve yerimden fırladım. Annem kararlı olduğumu suratımdan anlamıştı. Bu sefer itiraz etmedi. Doktorun yanına varana kadar sessizliğimiz bozulmadı. Doktoru Bey' in odasına varmıştık. Kapıyı çalıp , içeriye girdik. Doktor Bey ; -"Hoşgeldiniz buyrun oturun " dedi. Masasının önünde duran siyah deri koltukları göstererek. -" Hoşbulduk , sağolun." Deyip. Annemle beraber koltuklara oturduk. Doktor Bey siyah , yuvarlak gözlüklerini çıkartıp masaya koydu. Ellerini birbirine kenetleyip ; -" Hastalığınızın henüz başındasınız , yaşınız da genç olduğundan tedaviye yanıt vereceğinizi umuyorum . " dedi. Telaş içinde , -" Nasıl yani, nasıl bir hastalıktan bahsediyoruz Doktor Bey.? Ne tedavisi .? " diye sordum. -" Beyninizde bir tümör var küçük Hanım. Ama merak etmeyin en doğru tedaviyle sizi sağlığınıza kavuşturacağız ." Dedi. Doktor Bey'in söyledikleri kulağımda sinek vızırtısı gibi geliyordu. Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Hiçbir şey demeden odadan çıktım. Ve odama doğru ilerledim. Odama girip Ferdi' nin bana verdiği bilekliği çarşafın altından çıkartıp kokladım. O anda gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Bu yaşta nerden bulmuştu bu hastalık beni. Nasıl bir tedavi uygeulanacaktı.? Canım yanacak mıydı.? Ferdi' ye nasıl söylecektim .? Söylemeli miydim .? Ferdi' nin verdiği bilekliği bileğime taktım. Annemin soruları umrumda değildi. Annemin telefonunu çantasından çıkartıp babamı aradım. ; -" Baba telefonumu , test kitaplarımı ve birde ayakkabılarımı getirir misin .? " Dedim -" Tamam " dedi ve telefonu kapattım. Sağ tarafıma dönüp yattım... Öylece cama bakıyordum. Annem geldi bişeyyler söyledi ama söylediklerinin hiçbirini duymuyordum. Gözümden usulca süzülen yaşları pijamamın koluna siliyordum... Babam odaya girdi. Telefonumu almak için hemen doğruldum. Babamın getirdikleri arasında test kitaplarım yoktu. Babama şaşkınlıkla ; -" Test kitaplarımı unutmuşsun babacığım bir sonraki sefere onları da getirir misin .? " Dedim Babam kararlı bir şekilde kaşlarını kaldırıp ; -" Üniversite hayallerine tedavin bitene kadar ara vermeni istiyorum. " dedi. Babamın kararlılığını gözlerinden okuyordum. Kelimeler boğazımda düğümlendi . Cevap veremedim , yutkundum. Gözlerimden yaşlar süzülmeye devam ediyordu. Annem ; -" Böylesi senin sağlığın için daha iyi olacak" dedi. Yine benim yerime karar vermişlerdi. O anda aklımdan geçen tek şey Ferdi ile evlenmekti. Telefonumu elime alıp odadan -" Hava almak istiyorum " diyerek çıktım. Annem ve babam bu tavrım karşısında şaşırmışlardı ama gitmeme karşı da çıkmadılar. Hastaneden çıkıp hastanenin önündeki parkta oturup , Ferdi' nin bana dün gece attığı mesajları okudum. Ardından Ferdi' yi aradım , sesini duymak beni her zaman rahatlamıştı. Yine sesini duyup rahatlamaya ihtiyacım vardı. Göz yaşlarımı silip , onu aradım...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD