Son gecemiz olduğu için bu gece annemle beraber yatmıştık. Sabah olduğunda annem bana sarılmış halde uyuyordu.
Gece de çok ağlayıp , kendini çok bunalttığı için göz kapakları kızarmış ve şişmişti.
Annemin saçlarını okşayarak onu uyandırdım.
-" Günaydın anneciğim " dedim.
Annem, uyanıp bana sarılarak;
-" Gitme vakti geldi mi.? " Diye sordu.
Her ne kadar duygularımı belli etmemeye çalışsam da evden ayrılacağım için bende üzgündüm.
Annemin bu sözleri gözlerimi doldurmuştu.
Annemin de kurduğu cümlesi biter bitmez gözünden ' pıt ' diye gözyaşı akmıştı.
Annemin gözyaşını silip ;
-" Uzağa gitmiyorum anneciğim. İstediğimiz her an yine beraber olacağız " dedim.
Ve sarıldım.
Annem kendini salıp haykırarak ağlamaya başladı.
Sakinleştirmeye çalışmıyordum bu defa. Ağlayıp rahatlamasını istemiştim.
Evimden , yuvamdan ayrılmak bana da çok zor geliyordu, bende annem ile beraber kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.
Ne kadar süre o şekilde ağladığımızı bilmiyorum. Halamın odaya girmesi ile kendimizi toparladık.
Halam anneme ;
-" Ne mutlu sana ki kızını namusu ile telli duvaklı gelin ediyorsun. Bugün senin günün kendini toparla , böyle olmaz " dedi.
Bana da ;
-" Gittiğin yerde kocanla iyi olasın. Her söze cevap vermeyesin. Kocanın ailesine karşı saygıda kusur etmeyesin ." Dedi.
Başımı sallayarak halamı onayladım. Zaten bu zamana kadar kimseye en ufak bir saygısızlığım bile olmamıştı. Ferdi' nin ailesini de baş tacım edeceğime adım kadar emindim.
Halamın tavsiyelerini dinledikten sonra annemin ve halamın ellerini öperek odadan ayrıldım. Banyoya giderek, elimi ve yüzümü yıkadım. Kendime gelmeliydim artık. Bu surat ifadesi ile evden çıkamaz, annemi de bu şekilde bırakamazdım. Soğuk suyu suratıma birkaç kez çarptım. Hâlâ kendime gelememiştim. Saçlarımı toplayıp, dişlerimi fırçaladım. Yüzümü kurulayıp nemlendirici kremimi sürdüm. Banyodan çıkıp, odama doğru adım atarken abim ;
-" Günaydın gelin hanım " diyerek bana takıldı.
O an burnumum direği sızladı. Sanki abimin bu davranışlarını bile özleyecektim. Her ne kadar anlaşamasakta , aynı karından doğma kardeştik.
Gülümseyerek ;
-" Günaydın abi " dedim.
Yanıma gelip saçımı çekmeye ,enseme vurmaya, beni gıdıklamaya başladı.
Gülüyor ve durmasını söylüyordum.. Durmak yerine şiddetini de artırıyor daha çok gıdıklıyor ve vuruyordu.
-" Gittiğin yerde çok ararsın beni " diye de takılmaya devam ediyordu.
Çekişmemize ve kahkahalarımıza odamdan çıkan annem ve halam , gülen gözlerle bize bakıp ;
-" Ah bu kardeşlik, ne güzel şey " dedi.
Ağabeyim ile gözgöze gelmiştik. Ağabeyimin de gözlerinin dolduğunu görmüştüm. Bu beni oldukça şaşırtmıştı.
Birbirimize sarıldık.
Ağabeyim göz yaşını koluna silip ;
-" Biz her zaman arkandayız. Canını sıkan birşey olursa eğer bizden sakın saklama. " Dedi.
Gözlerimi yavaşça kapatıp açarak;
-" Tamam ağabeyim " diye cevap verdim.
Ferdi' nin korna sesleri evimizin içine dolmuştu. Neşeyle basıyordu kornaya. Abim kapıyı açarak ;
-" Hoşgeldin damat " dedi.
Ferdi ağabeyimin elini sıkarak ;
-" Hoşbulduk " dedi.
Bana bakıp ;
-" Hazırlan kuaföre geç kalacaksın yoksa ." Dedi.
Hemen hazırlanmak için odama girdim.
Hemen bir pantolon ve gömlek giyip çıktım. Yanıma alacağım malzemeleri akşamdan hazırlamıştım. Poşetleri Ferdi' ye verdim. Heyecandan elim ayağıma dolaşmıştı. Salonun ortasında bir tur döndüm. Neyi unuttuğumu düşünüyordum. Merve , hâlâ gelmemişti. Benimle beraber kuaföre gelecekti.
Ferdi ;
-" Ara hemen evden alalım " dedi. Ve telaşla evden çıktık. Merve' yi arayarak ;
-" Seni almaya geliyoruz hemen hazırlanıp çıkmalısın " dedim.
Yaklaşık 5 dakika sonra Merve' nin evinin önündeydik. Ferdi kornaya bastığı anda Merve kapıdan dışarı fırlamıştı.
Hemen kendini arabaya atıp , derin bir şekilde soludu ve ;
-" Oh bee.! Sizi bekletmedim." Dedi.
Merve'ye ;
-" Hoşgeldin canım " dedim.
Heyecanla;
-" Hoşbulduk canım , sen şimdi bugün gelin mi olacaksın .? Yaaaa , çok heyecanlı " dedi..
Ferdi ile birbirimize baktık , Ferdi' nin elinden tutup;
-" Evet , o büyük gün bugün " dedim.
Merve ;
-" Çok güzel ve özel bir gün. İnşallah bende birgün o günleri görürüm " diyerek başını yere eğdi.
Merve' nin durumuna çok üzülmüştüm. Ama eminim ki onunda karşısına ona değer verecek biri illaki çıkacaktı..
Elimi Merve' nin dizine koyarak;
-" Merak etme, herşey güzel olacak. Sadece biraz sabır " dedim.
Artık kuaföre varmıştık...
Merve ile beraber arabadan indik. Ferdi de eşyalarımızı arabadan indirip kuaförün içerisine bıraktı.
Her zaman geldiğim bir yer olduğu için hiç yabancılık çekmiyordum. İçeriye girdiğimde her zamanki gibi güler yüzle karşılanıp , hazırlanmaya başlandım.
Önce makyajım ardından da saçım yapılacaktı.
Çalışanlar özenle beni hazırlamaya başlamış, bir yandan manikür, pedikür yapılırken diğer yandan da makyajım yapılıyordu.
Merve her zamanki gibi kamera elinde bu anları ölümsüzleştirmek için çabalıyordu. Benim için harcadığı bu emeği hiç unutmayacaktım.
Son aşama olan saçlarımın yapımına başlanmış. Büyük ,dağınık bir topuz yapılıp, önlerden de perçemlerimin maşa yapılmasını istemiştim. Kuaförüm de gelinliğimin modeline, bu saç modelinin uygun olduğunu söylemişti.
Son aşamada tamamlanmıştı. Artık hazırdım. Hemen gelinliğimi giyecek, son rütuşlar yapılacaktı.
Merve' nin de yardımıyla gelinliğimi giydim. Tüm çalışanların gözü benim üzerimdeydi. Son rütuş olarak gelinliğimin arka ipi besmele ile sıkıca bağlanmıştı.
Heyecanla Ferdi' yi arayarak ;
-" Aşkım ben hazırım " dedim.
Ferdi ;
-" Yarım saate kalmaz ordayım aşkım , geliyorum" dedi.
Merve ile beraber eğlenceli videolar çekip vakit geçirdik.
Yaklaşık yarım saat sonra Ferdi dükkanın önüne kornalar çalarak geldi.
Heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibiydi, ellerim , ayaklarım titriyordu. Hemen kapıya yöneldim.
Kuaförüm beni durdurarak ;
-" Dur bakalım gelin hanım. Damat Bey içeri gelecek önce " dedi ve benim sırtımı kapıya doğru çevirdi. Ve romantik biz müzik açtı.
Ferdi içeriye girdi ve omzuma dokundu. Yüzümü yavaşça Ferdi' ye doğru döndüm. Gözgöze geldiğimiz anda kalbimde şimşekler çakıyordu. Ferdi duvağımı kaldırıp beni alnımdan öptü. Elinde tuttuğu gül demetini bana vererek;
-" Seni çok seviyorum " dedi.
Gülümseyerek ;
-" Bende seni çok seviyorum " dedim ve başımı omzuna koydum.
Bu eşsiz anları Merve ölümsüzleştirmeye devam ediyordu.
Ne güzeldi ki, ileride bu anları izleyip duygulanacağız.
Ferdi giydiği siyah , spor takımının içinde adeta bir aktörü andırıyordu. Benim ısrarım ile taktığı papyon ise takımına ve Ferdi' ye çok yakışmış, ayrı bir hava katmıştı. Selvi boyu, kara kaşı ve gözleri ile mankenlere taş çıkartacak kadar yakışıklıydı..
Hep beraber neşeyle arabaya binerek evin yolunu tuttuk. Ferdi' nin de heyacanı dışa vuruyordu. Araba kullanırken ayakları titriyor , terlemiş ellerini sürekli pantolonuna sürüyordu.
Eve gidene kadar onun o heyacanlı halini izlemiştim. Birdaha onu öyle görmem mümkün değildi çünkü. Arada bir bana bakıp, gülüyor, elimi tutup tutup öpüyordu.
Merve de arkada bizi izleyip kıkırdayarak gülüyordu.
Eve vardığımızda , evin önü kalabalıklaşmış insanlar toplanmaya başlamıştı. Arabadan inmem ile birlikte meraklı kalabalık başımıza toplanmış, çocuklar ' gelin geldi ' diye bağrışmaya başlamıştı.
Meraklı gözler bize bakarken , Ferdi ile el ele eve girdik. Annem ve babamın elini öptük.
Ferdi beni bırakıp ailesi ve düğün konvoyu ile beraber gelmek üzere evine gitti.
Annem bana bakıp tekrardan ağlamaya başladı. Annemi teselli etmeye çalışan halam da kendini tutamayıp ağlayınca, bende kendimi tutamadım ve hep beraber ağlamaya başladık. Babam bizden etkilenmemek için odadan çıktı..
Ağabeyim odaya girerek ;
-" Bu kadar ağlanacak ne var ki.? " Dedi ve herkesi güldürerek ;
-" Hadi fotoğraf çekinelim" dedi.
Erkek tarafı gelmeden ailem ile fotoğraflar çekiniyor , anı değerlendiriyorduk.
O an yaşadığım her saniyenin ne kadar kıymetli olduğunu anlamıştım. Ailemden , doğup, büyüdüğüm evden bir kuş misali uçup gidecektim. Kendi evim, kendi yuvam olacaktı.
Buğulu gözlerle olan biteni izleyip, evimin duvarlarına sanki son kez bakıyordum.
Düğün alayı gelmişti. Uzunca basılan kornalar ve peşpeşe dizilmiş arabalar, kapımızın önüne dizilmiş bekliyordu.
Merve perdeyi aralayarak gelen arabalara baktı ve heyecanla ;
-" Geldiler .! Oooo çokta kalabalıklar " dedi.
Heyecanım yerini hüzne bırakmıştı. Gözyaşlarımı içime akıtıyor, kimseye belli edemiyordum. Boğazım düğümlenmişti.
Ferdi eve gider girmez annemin ve babamın elini öptü. Yanıma gelip elimi tuttu.
Ağabeyim kırmızı kuşağımı eline alıp dualarla belime bağladı ve bana sarılarak kırmızı duvağımı da başıma örttü.
Gözyaşlarımı daha fazla tutamayıp , ağlamaya başlamıştım. Stresten Ferdi' nin elini o kadar sıkı tutuyordum ki, tırnağımın izi çıkmıştı.
El ele kapıdan çıkıp gelin arabasına bindik.
Ve düğün salonunun yolunu tuttuk.
Arkamızdan gelen onlarca araba da kornalar eşliğinde bize eşlik ediyordu.
Heyecan ve stresten Ferdi' nin elini hâlâ bırakmamıştım, bunu fark eden Ferdi elimi okşayarak ;
-" Aşkım iyi misin .?" diye sordu.
Ferdi' ye dönüp gözlerinin içine bakıp dudağımı büzerek;
-" Hayır " diye cevap verdim.
Gözlerimden süzülen yaşlar ile düğün salonuna varmıştık. Kendimi toparlayarak salondan içeriye girip gelin odasına giriş yaptık. Derin derin nefes alarak hem heyacanımı hemde stresimi kontrol altına almaya çalışıyordum.
Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde Ferdi' nin elini bıraktım. Gerçekten de Ferdi' nin elinde tırnak izim çıkmış , kanamaya başlamıştı.
Fark ettiğimde ;
-" Özür dilerim aşkım , bilerek olmadı " dedim..
Ferdi yanağımı okşayarak;
-" Biliyorum bitanem önemli değil." Dedi.
Misafirlerimiz salonu doldurmuş, bizim de salona giriş yapma zamanımız gelmişti.
Salon görevlisi kapıyı çalıp içeriye girerek ;
-" Giriş için hazır mısınız.?" Diye sordu.
Ferdi ile birbirimize baktık.
Ferdi ;
-" Evet " dedi. Tüm üzüntümü, stresimi bir kenara bırakmalı, düğünümü bunların gölgesinde bırakmamalıydım.
Ferdi' nin koluna girdim ve gülen yüzümle gelin odasının kapısından çıktık.
Alkışlar eşliğinde uzun ve süslü köprünün üzerinde salına salına yürüyorduk. İhtişamlı gelinliğimle yürümek bir hayli zordu.
Kol kola yürüdüğümüz köprünün sonuna geldiğimizde dans şarkımız çalmaya başlamıştı.
Ferdi eliyle belimi sarmalarken bende ellerimi Ferdi' nin omzuna koydum ve dans etmeye başladık. Gözlerimizi biran bile birbirimizden ayırmıyor, aşkla birbirimize bakıyorduk. İlk dansımızı bu şekilde tamamlamıştık.
Dansımızın ardından nikahımızın kıyılması için masamıza geçtik. Benim nikah şahidim Merve , Ferdi' nin nikah şahidi ise Gökhan' dı.
Yerlerimizi aldığımızda Uzun boylu, orta yaşlı ve kırmızı Cübbeli nikah memuru gelerek kimliklerimizi alıp o hayatımızı değiştirecek soruyu sordu;
-" Sen Mustafa kızı Zühre , Kadir oğlu Ferdi' yi kocalığa kabul ediyor musun.? "
Mikrofonu elime alıp Ferdi' ye bakıp , göz kırptı. Ve yüksek sesle ;
-" Eveeeetttttt , ediyorum ." Diye cevap verdim.
Ferdi gülümsüyordu.
Sıra Ferdi' ye gelmişti.
--" Peki ya sen , damat bey Mustafa kızı Zühre' yi karılığa kabul ediyor musun.?" Diye sordu.
Ferdi heyecandan bağırarak ;
-" Evet , evet ,evet " diye cevap verdi.
Kırmızı Cübbeli nikah memuru;
-" O zaman bende sizi karı-koca ilan ediyorum " diyerek nikah defterini önümüze uzattı. Bizim ve şahitlerin nikah defterini imzalamamızın ardından nikah memuru , nikah cüzdanını bana uzatarak ;
-" Nikah cüzdanını gelin hanıma takdim ediyorum, bir ömür boyu mutluluklar dilerim" dedi.
Ferdi ile
-" Teşekkürler " diyerek nikah memuru ile el sıkıştık.
Orkestranın çaldığı oyun havası ile oyun alanına dolan misafirlerimiz oynamaya başladı. Ferdi ile el ele tutuşarak bizde onlara eşlik ettik.
Merve ile karşılıklı oynuyor , gülüp eğleniyorduk.
Annem ile babam ise bir köşede öylece oturmuş bizleri izliyorlardı. Hâlâ çok üzgün görünüyorlardı. Onların o hâlini fark ettiğimde bir an da suratım düştü.
Kadir Bey ve Semra annem ise gayet neşeli bir şekilde eş, dostlarıyla sohbet halinde görünüyorlardı.
Güzelce eğlenip kurtlarımızı döktükten sonra halam yanıma gelerek kına yakılacağını söyledi. Halamla beraber gelin odasına giderek gelinliğimin üzerine kaftanımı giydim. Düğün tarihi yakın olduğu için böyle düşünmüştük.
Ardından kaftanım ile salona tekrar giriş yaptım. Salonun ortasına benim için koyulmuş olan sandalyeye oturdum.
Genç kızlar etrafımda dönerek çalan kına türküsüne eşlik ediyorlardı.
Halam da hazırlanmış olan kına tepsisini Merve' nin eline vermiş , kına tepsisi ile dönüyordu.
Merve, ben evlenip evden ayrıldığım için çok mutlu görünüyordu. Arada bir duvağımı açarak ağlayıp ağlamadığımı kontrol ediyor,
-" Ağlasana " diye uyarıyordu.
Ben zaten içten içe ağlıyordum. Ama stresten olsa gerek gözümden bir damla yaş akmıyordu. Kına türküsü bittikten sonra halam yanıma gelerek dua eşliğinde avucumun içine kınayı yaktı. Ferdi yanıma gelerek duvağımı kaldırıp alnımdan öptü. Alkışlar eşliğinde tekrar dansa başlamıştık.
Ferdi gözlerimin içine bakıyor ;
-" Üzülme istediğin zaman aileni görebileceksin " diye beni teselli ediyordu.
Hüzünle başladığımız dansımızı neşeyle bitirdikten sonra sıra takı merasimine gelmişti. Bütün düğünümüzü organize eden halam, çantasından çıkarttığı takı şeritlerini boynumuza geçirdi. Merve'ye de iğne kutusunu vermişti. Merve benim yanıma geçerek beni tebrik edip takılan takıları boynumdaki şerite takıyordu. Ferdi' nin yanına ise Semra annem geçmiş bu görevi o üstlenmişti. Öncelikle anne , babalarımız takımlarını takmış , sonra da sıra misafirlerimize gelmişti.
Takı merasimi de bittikten sonra biraz daha oyun havası ile oyuna devam edilirken düğünün sonuna doğru geliyorduk. Kaçınılmaz son yaklaşıyordu.
Düğün sonunda gelin çiçeğimi atmam için, arkamda oluşan kalabalığa dans eşliğinde çiçeğimi attım. Gelin çiçeğimi Merve kapmıştı, hatta kapmak değil adeta çiçeğin üzerine atlamıştı. Bu sırada da Gökhan ile çarpışmıştı. Belli mi olur belki de bu çarpışmadan bir aşk doğacaktır.
Anne babalarımızın elini öperek salondan ayrıldık. Gelin arabasına binerek evimize doğru yol aldık. Arabada sessizlik hakimdi , ikimizde bir kelime dahi etmemiştik.
Eve vardığımızda Ferdi' nin yardımıyla arabadan inerek , dairemize doğru yavaş adımlarla yürüdük. Apartmana giriş yaptıktan sonra şöyle bir arkama dönüp dışarıya baktım. Artık evli bir bayandım . Şimdi de dini nikahımız kıyılacaktı, sadece resmiyette değil, Allah katında da karıkoca olacaktık.
Bizim eve girmemiz ile beraber Ferdi' nin telefonu çaldı. Arayan babasıydı.
Ferdi babasına kapıyı açtı. Kadir Bey yanında bir imam ile gelmişti. Ardından da halam ve Gökhan içeri girmişti.
Halamın tavsiyesi üzerine abdest alarak imamın karşısına oturdum.
İmam , dini nikahımızı kıymak için dua okumaya başladı. Yine şahit gerekiyordu. Benim şahidim halam olurken , Ferdi' nin şahidi Gökhan olmuştu.
İmam bizlere bazı öğütlerde bulunduktan sonra Allah'ın izniyle nikahımızı kıydı.
Kıyılan nikahın ardından herkes evden gitmiş, bizde Ferdi ile başbaşa kalmıştık.
Ferdi besmele ile bağlanan gelinliğin arka ipini yine besmele ile açmaya çalışıyordu. Atılan her bir düğümü besmele ile açtıktan sonra gelinliği yavaşça aşağıya doğru indirdi. İlk olarak açılan omuzlarımdan öpmeye başladı.
Sonra beni kendine doğru döndürerek yavaşça dudaklarımı öpmeye başladı. İçimdeki korku tüm vücudumu sarmıştı. Bu sevişmenin sonunda ilişki yaşanacağını bilmek beni endişelendiriyordu . Aşırı şekilde acı duyacağımı düşünüyor, bu yüzden de bu öpüşmeden zevk alamıyordum.
Umarım korktuğum kadar bir acı hissetmem.