Kuyunun üzerini kapatan taşları fırlatıp attı. Ağaç dallarını kenara çekerken Hakan, Ferit ve Yiğit de yardım için gelmişti. Diğerleri Onur’un emrinde ölenlerle ilgileniyordu. Kuyunun üzerini tamamen açtığında el fenerini yakıp dipsiz görünen karanlığın içine tuttu. Olduğu yerde dalgalanan suyun içindeki başı gördü. ‘’Arzu!’’ dediğinde tepki alamamıştı. Üzerindeki patlayıcı bütün silahlarını yere bıraktı. Çantasından ipi çıkardı. İpin bir ucunu beline bağlayıp gerekli düğümü attı. Hakan ile Ferit emre gerek duymadan ipin boştaki ucunu yerden aldılar. Bellerine dayayarak sıkıca tuttular. Yiğit kuyunun kenarına geçmiş büyük el fenerini yakıp karanlığı aydınlatıyordu. Tam bir sessizlik içinde dördü de tek bir beyin tarafından yönetiliyormuş gibi hareket ediyorlardı. Selim kuyunun kenarında

