Söğütlü köyünü kuşbaşı gören bir tepedeydi İbrahim! Köyünün adaşı olan yarım asırlık koca bir söğüdün altında oturmuş, kara kara düşünüyordu. Gölgesine sığındığı söğüt de aynı kendine benziyordu. Bir onun kadar görkemli, onunki kadar kalın gövdeli ve bir onun kadar omuzlarındaki ağır yükle dalları eğilmiş, toprağın üstünde sürünecek hala gelmişti. Nasıl bu kadar büyümüştü bu salkım saçak ağaç? Uçsuz bucaksız bayırda bir başına aynı İbrahim gibi nasıl kocaman olmuştu? Bu denli büyümesinin sebebi, zamanında üstünden yarım asır geçmiş olmasına rağmen suyu kurumamış çeşmenin başına dikilmiş olmasındandı. İbrahim de o çeşmenin dibine oturmuştu. Sırtını çeşmenin kara taşlarla örülmüş duvarına, yönünü de köyünü gören tarafa çevirmişti. Yanı başındaki temizlenmemiş havudun kokusu burnunun ucunu d

