İbrahim’in düştüğü hapishanede her çeşit insan vardı. On iki kişilik bir koğuştu burası. İnsan nedir bilmemiş, kimseyle doğru düzgün konuşmamış, kimseyle merhabası olmayan İbrahim; şimdi bu suçlu denilen insanların arasında yaşayacaktı. O ki normal insanlarla bile anlaşamazken, burada iki adımlık koğuşta üç yıl nasıl yaşayacaktı? Suçlulardan korktuğundan değildi bu kaygısı. Yaşam ışığının ucunu yakalamışken, içinde toz zerresi kadar “belki bende insan gibi olurum” umuduna tutunmuşken, düştüğü şu durum kaderin ona taze bir darbesiydi. Böyle düşünüyordu düşünmesine de çok sonra öğrenecekti ki kaldığı koğuş, diğer koğuşlara göre en sakin ve en normal olan koğuştu. Bunu öğrendiğinde de kendiyle alay edecekti. Ulan diyecekti! Bir işin rast geldi o da gökyüzünün haram olduğu odada suçları en az

