Cihat el arabasını çeşmeye doğru söylenerek sürerken, İbrahim iki adım arkasında elleri cebinde ilerliyordu. Dizlerinde biten siyah kalın kaşe kabanı, ayağında siyah deriden ağa çizmeleriyle ki Cihat öyle söylerdi, hiç de çeşmeye su doldurmaya gidiyormuş gibi gözükmüyordu. Cihat'a ceza olsun diye onlarca küçük büyük varili, el arabasına yüklemiş eline tutuşturmuştu. Cihat bunu yapacağını hesap etmemişti. “Ulan senin karizman çizilmesin diye ben niye kazma oluyorum!” diye kızarak karlı yolda el arabasını sürmeye çalışıyordu. Halbuki adı kadar emindi. Şayet bu arabayı kendi sürmese İbrahim susuzluktan öleceğini bilse, bunca kalabalığın içine girip bir tas su içmezdi. Yine de söylenmeden edemiyordu işte. İki dost arkalı önlü çeşmeye doğru yaklaştıklarında tahminlerinde yanılmamıştı Cihat.

