Yaman düşmediği kadar düştü, dizleri yara bere içinde kaldığı halde inatla yürüdü o yolları. Çok çarpıştı göğsüs göğüse, tuzaklardan kaç kere parça parça sıyrıldı, okuduğu meydanlar oldu, canlar oldu. Küfürlerin dil olduğu raconun parayla satın alındığı sokakların tozunu yuttu. Günahkâr tenlerin ucuza pazarlandığı bataklığın dibine bata bata yok etti.
Dünyanın bütün kirine bulanan elleriyle bataklığın ortasında bazılarına korku salarken bazılarına güven verdi. Ama asla kimseye güvenmedi, sırtını yaslamadı çünkü o çukurunda sağ kalmak zorundaydı.
Tek bir kere o hissin tadını almıştı. Acı buruk kör bir tattı, dilinin ucuna değdiği an geçmişinin ve geleceğinin tadı tuzu yok olmuştu. Damağına yapışan ihanet diline zehir olmuş öfkesini besliyordu.
Burnuna son kez değen anne korkusuyla g
