Şahnaz
“Naz lütfen hadi, sadece birazcık eğleneceğiz.” dedi benim canım güzel arkadaşım, elini de kaldırıp parmağının ucuyla gösterdi.
“Olmaz Sevilay, sevmiyorum. Ne zaman gitsem bir vukuat.”
“Kızım, sorun sende; her seferinde kafa göz ‘Allah verdi demeden’ dalıyorsun.”
“Ha yani adam beni taciz etsin, ben öylece durayım, öyle mi?”
“Abartma Naz, sadece baktı; sonra da gelip dans teklif etti, normal bir biçimde. Olayı şeye çeken sendin, kabul et.”
“Etmesin arkadaşım! Ben mi dedim, ‘gel dans edelim’ teklifi et diye?”
“Ay seni yanımıza bodyguard olarak götürüyoruz zaten. Köşede sakince bizi bekle, gecenin sonunda eve dönebilmek lazım.”
“Bakıcı gibi bir halim mi var?”
“Evet.” dedi, otuz iki diş sırıtıp başını sallarken. Kedi yavrusu gibi bakınca dayanamadım.
“Tamam tamam, bakma öyle ama bu son. Vizeler yaklaşıyor, klinikte hasta kotam bile dolmadı daha.”
“Tamam tamam, söz.” dedi, hızla hazırlığını yaptı.
Üniversite son sınıftayım, diş hekimliği fakültesinde internlük dönemi. Gündüz hastayla uğraş, akşam bunların peşine düş. Sanki eğlenmeye değil, nöbete gidiyorum.
Kot pantolon ve beyaz gömleğimi giydim, özenmeye gerek yok; bu gece bakıcıyım.
---
Eğlence mekânının gürültülü ve ağır havası şimdiden beni boğmaya başladı. Sevilay ve Buğlem anında pistte yerlerini alırken, ben bar kısmına gittim.
“Sade soda.”
“Afiyet olsun.”
Sodayı alıp yudumlarken müziğin sesini duymamaya çalıştım. Tabii ki mümkün değil. Kızlar dans ederken başımın ağrısına daha fazla dayanamadım. Mide bulantımı bastırması için açık havaya çıkmam gerekiyordu. Koşturarak gece kulübünün merdivenlerini tırmanıp çıkışa yöneldim.
Dışarıya çıkmayı beklerken sert bir gövdeye çarptım. Adamın kolları anında belime dolanıp beni düşmekten kurtardı. Anında toparlandım.
“Sağ olun.” dediğim gibi arkamı dönüp devam ettim.
Bahçe duvarının üstüne oturup arkamı da oturduğum yerden daha yüksek olana dayadım. Okul bitiyordu ve benim en büyük sıkıntım başlayacaktı. Gözlerim kapalı ama yanıma birinin yaklaştığını hissettim; adımlar gelip tam önümde durdu. Tek gözümü açıp yandan baktım.
Üstündeki siyah tişörtü ve ona eşdeğer saçları, gecenin karanlığından onu ayırmıyordu.
“Fazla dertli gibisin?”
“Sanane?”
“Asiyiz.”
“Sanane kardeşim, geri bas. Kendini bir b*k zanneden erkek müsveddesi.”
Erkek cinsine bir iticiliğim var. Daha kundakta, abim olacak erkek şahsın uçkuru yüzünden yediğim kazığı unutmuyorum. Unutmam da mümkün değil; annem sürekli tembihliyor. Nasıl unutabilirim ki? Çok sevgili, ortalarda gözükmeyen Maran Ağa’ya berdel gittiğimi...
Yıl kaç olmuş, medeniyetin göbeğinde tam yirmi üç yıl geçmiş ama töre dedikleri bu illetten vazgeçmemişler. Abim kızlarını kaçırdı diye beni bedel olarak almışlar. Yok artık ebesinin... Gel de sinirlenip kızma! Olacak iş mi? Yeğenlerim benden sadece bir yaş küçük ya, bir! Abim ailesini aşkla kuracak diye beni harcamışlar.
Kaçmıyorum bu hayattan, onlar benim ailem. Şu Maran Ağa bir gün gelmeyi düşünürse konuşur, anlaşırız. Ağamız okumuş, tahsili olan kadın istemiş; öyle buyurmuşlar da işte ben de o nedenle okudum. Tabii bir de yurtdışında olması var; yoksa doğurganlık dönemi aktif olur olmaz beni alacaklardı.
Ben kendi içimde savaş verirken, sanki ona ters davranmamışım gibi pç pç sırıtıp telefonumu uzattı.
“Sanırım bu lazım değil.”
“Ver şunu bana!” derken elimi uzattım ama geri çekti.
“Sen bana sınav mısın, arkadaşım?”
“Sakin mi olsan ve teşekkür edip nezaket gösterebilirsin.”
Elinden telefonumu kaptığım gibi kalkıp içeriye geçtim. Sabrımın son sınırındaydım. Kızların kolundan tuttuğum gibi çekmeye başladım. Yanlarına gelen iki adam hayretle bakarken dışarıya çıkardım kızları.
“Ya Naz, yine ne oldu? Tam güzel eğleniyorduk.”
“Başım çatlıyor Sevilay, başka zaman hadi. Gidelim.”
“Naz, bu gerginliğini anlıyoruz, lütfen düşünme artık. Adam yıllardır ortada yok. Belki hiç gelmez.”
Sevilay’ın dediğiyle arabanın yanına çöktüm.
“Bilmiyorum, nasıl kurtulurum... Bu o kadar basit değil.”
“Saçmalık Naz. Hadi başkasıyla evlensen ne olacak?”
“Evlenemem. Ben zaten evliyim.” dedim, diğer gerçeği bıkkınlıkla üstümden atarken.
Buğlem ve Sevilay gözlerini kocaman açıp bana hayretle baktılar.
---
5 Yıl Önce...
“Gelinimiz okumaya gitmeden önce nikâh kıyılacak.”
“Ağam Maran Ağa’n gelmiştir.”
“Vekaletler hazır Durmuş Ağa. Oğlum, ‘Okumuş isterim,’ dedi. Kızın da şükür kazandı ama evlenmeden Urfa sınırlarından çıkamaz.”
Babam ve daha bir aylıkken berdel verildiğim aşiret ağası arasında geçen konuşmaları duydukça kanım dondu. Ben de okuyorum; bunlar bu işten vazgeçti diye seviniyordum. Ne kadar da aptalmışım...
Büyürken adım konulmuştu: Karadağ aşiretinin küçük gelini olacaktım. Küçük Maran Ağa tenezzül edip Türkiye’ye bile gelmez; lakin beni nikâhına almaktan da asla çekinmez.
Yalvarmanın bir faydası yoktu. Daha önce defalarca denedim ama başarısız sonuçlandı. Yatırıp sağlam dişlerini oyacaksın, dolgusuz bırakacaksın.
“Banane, o neden gelmiyor? Gelsin, gelmeden nikâh falan yapmam ben!” diye bağırıp isyan ettim son bir umut.
Yine nafile, yine boşa çıktı. Kaç defa kaçmayı denedim. Abim umurumda değil; defalarca özür dilese de nafile. On sekizime girer girmez oturdum kocasız nikâh masasına.
100 gr mehir ile artık Şahnaz Bozanlı değil, Şahnaz Karadağ olmuştum.
---
Kızlara beş yıl önce olanları anlatınca gözleri yaşardı.
“Mesleğimi yapabilecek olsam da kızlar, ömrümün sonuna kadar sevmediğim bir adamın yanında yaşamak zorundayım.”
“Belki seversin, yakışıklıdır; nereden biliyorsun?” diyen Buğlem’e ters bir bakış attım.
“Lan adam benden on yaş büyük, bir de gün yüzüne çıkmadı diyorum, sen ne diyorsun? Tamam, yeter, hadi gidiyoruz.”
“Okulu uzatsan.” diye fikir yürüttü Sevilay.
Yan bir bakış attım. Ben kime neyi anlatıyorum ki? Bütün söylenmelerine rağmen onları arabaya sokup kaldığımız eve götürdüm. Karadağlılara göre bana sundukları bu rahat hayat için bile minnettar olmalıydım.
Yol boyu bir fiil bardaki adamlardan konuştular. Eve girip kendimi yatağa zor attım. Önümde çok koşturmacalı geçecek birkaç ay vardı. Ve sonrasını düşünmek de istemiyordum…
KİTAP 2026 İLK ÇEYREKTE YAZILMAYA BAŞLAYACAKTIR. ÖNCESİNDE BİTİRMEM GEREKEN KİTAPLARIM VARDIR HEM ONLARI YAZIP HEM STOK YAPACAK SAĞLIĞA SAHİP DEĞİLİM 😔 KÜTÜPHENENİZE EKLEYİN VE BEKLEYİN. ŞİMDİDEN KEYİFLİ OKUMALAR 🥰