Bölüm 18 – Çizginin Eşiği

483 Words
Elif o sabah ofise girdiğinde içindeki sessizlik huzurluydu ama kırılgandı. Her şey çok dengede duruyordu. En ufak bir dokunuşla bozulabilecek kadar. Mert Karahan masasında ayaktaydı. Onu bekliyordu. “Bugün bir toplantı var,” dedi. “Sürpriz.” “Ne tür?” diye sordu Elif. “Hoşlanmayacağın türden,” dedi Mert. Toplantı odasına girdiklerinde Elif’in nefesi bir an durdu. Masanın karşı ucunda oturan adamı tanıyordu. “Can.” Geçmişi, bir anda bugünün ortasına oturmuştu. “Uzun zaman oldu,” dedi Can gülümseyerek. “Elif.” Mert bakışlarını Elif’ten ayırmadı. “Tanışıyor musunuz?” diye sordu. “Elif sesi sakindi. “Evet. Eski bir iş.” Can gülümsedi. “Ve eski bir hikâye.” Bu cümle Mert’in çenesini kilitledi. Toplantı ilerledikçe tehdit netleşti. Can’ın temsil ettiği firma, Karahan Holding’in en büyük müşterilerinden birini kendi tarafına çekmeye çalışıyordu. Bu açık bir hamleydi. Ve Elif’i bilerek masaya oturtmuşlardı. “Biz Elif’le çalışmayı severiz,” dedi Can. “Uyumumuz iyidir.” Mert’in sesi soğuktu. “Elif şu an benim ekibimde.” “Elif kimsenin değildir,” dedi Elif net bir tonla. “Ve bu bir pazarlık konusu değil.” Can bir an durdu. Sonra başını salladı. “Değişmemişsin.” Toplantı bittiğinde hava keskinleşmişti. Elif odadan çıkmak üzereyken Mert kolunu tuttu. İlk kez. Dokunuşu kısa ama güçlüydü. Elif durdu. Kalbi hızlandı. Mert’in parmakları hemen geri çekildi ama o an… çizgi aşılmıştı. “Yalnız konuşacağız,” dedi Mert. Kapı kapandı. “Bunu bilmem gerekiyordu,” dedi sertçe. “Geçmişini.” “Benim geçmişim,” dedi Elif, “sana rapor değil.” Mert nefes aldı. “Haklısın. Ama bu adam tehlikeli.” “Elif gözlerini kaçırmadı. “Beni kullanmak istiyor.” “Ve seni kaybetmek istemiyorum,” dedi Mert. Bu cümle sertti ama çıplaktı. “Elif sesi yumuşaktı. “Bu yüzden mi dokundun?” Mert sustu. Ellerine baktı. “Kontrol etmedim,” dedi. “Ben de,” dedi Elif. Akşam Can Elif’i aradı. “Teklifim hâlâ geçerli,” dedi. “Ve bu kez duygusal değil, stratejik.” Elif telefonu kapattı. Titriyordu. Ofisten çıktığında Mert kapının önündeydi. “Eve yalnız gitmeyeceksin,” dedi. “Bu bir emir mi?” diye sordu Elif. “Bu,” dedi Mert, “benim çizgim.” Arabada konuşmadılar. Ama Mert’in eli direksiyonda daha sertti. Elif camdan dışarı bakarken onun varlığının ilk kez bu kadar güven verdiğini fark etti. Evin önünde durduklarında Elif konuştu. “Bu böyle devam edemez.” “Biliyorum,” dedi Mert. “Ya adını koyacağız,” dedi Elif, “ya da geri çekileceğiz.” Mert ona baktı. Uzun uzun. “Henüz değil,” dedi. “Ama geri de çekilmiyorum.” Elif kapıyı açtı. Bir an durdu. Döndü. “Bugün beni tuttun,” dedi. “Ve bu… boşuna değildi.” Mert cevap vermedi. Ama Elif eve girerken ilk kez arkasından baktı. Bu bir ilişki değildi. Bu bir anlaşma değildi. Bu, iki güçlü insanın aynı çizginin eşiğinde durmasıydı. Ve artık biri adım atarsa… geri dönüş olmayacaktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD