0.03 Kerhane'ye Hoş Geldin Ahu Pelen...

1859 Words
Hayatta kadınların nasıl ikinci derecede rol oynamakla yükümlü kılındığını gören bir kızın cesaretini yitirip, kendisini bekleyen işlere pek istenildiği gibi el atamayacağı, yaşamın karşısına çıkaracağı ödevlerden korkup soluğu kaçmakta alacağı doğal, bunun da kendisini işe yaramaz bir duruma sokacağı kuşkusuzdur. Fahişeliğe Giriş ve Aşk... Bölüm: 2 (Kerhane'ye Hoş Geldin Ahu Pelen ! ) Gözlerini istemsiz bir şekilde usulca açmıştı.Elinde olsaydı asla gözlerini açmayı ve nefes almayı istemezdi genç kız... Sekiz ay önce istemediği bir şekilde ayak bastığı ilk gün , Yirmi beşinci yaş gününde... Acımasız ve duygusuz babası tarafından , şeytan lakaplı adama satılmıştı. Bunları tekrar tekrar hatırlarken kafasını, yatağın sol tarafında yatan adama çevirmişti. Uyuyan adamı bir süre sessizce izleyip derin bir nefes almıştı. Bu adamdan bir yanı nefret ederken,bir yanı minnet ve hoşlantı duyuyordu. Minnet duymaktan değil.. çok az hoşlantı duymaktan gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Uyuyan adamı rahatsız etmeden çıplak bedenini sıkıca çarşafa sarmıştı. Altı ay boyunca bir odaya kapatılarak.. sadece bu adamın altına girmişti. Başka müşterilere gösterilmemiş.. vücudu alıştırılmaya çalışılmıştı. Odanın içine ilk fırlatıldığında dayak yiyeceğini ve çok fazla adamın altına gireceğini zannetmişti. Lakin..düşüncelerinin aksine neredeyse el bebek gül bebek bakılmıştı. Kendisine özel yeni kıyafetler giydirilmiş ve özel yemekler yedirilmişti.Yüzüne ve vücuduna bakım yapılmış, saçları için kuaförler getirmişlerdi. Alışma sürecinde bu mekanın asıl sahibi olan yaşlı adamla tanışmıştı. Adamın gözünde, oğlunun odasında yaşayan özel bir fahişeydi genç kız... Arslan Kanbolat.. Bu alemde bilinen adıyla Şeytan.. Bakireliği ile herşeyinin ilkini alan adam.. Her konuda ilki olduktan sonra asla genç kızı bırakmamış , sürekli yatağına almıştı. Her gece yatağına alırken ,cesaretimi toplamış ve ona bir soru sormuştum. '' Neden ben? '' Önce düşünür gibi yapmış daha sonra söze girmişti. '' Öyle bir güzelliğin var ki; erkeklerin aklını başından alacak ve kendine müptela edecek kadar.. Güzelliğinin farkında olmadığını sakın söyleme Ahu Pelen... Kadınlar kerhanesine düşmeden önce güzelliğini önemsiyordu... Şuan ise önemseyeceği en son şey güzel olmasıydı.. Böyle bir yaşantının içerisine düşmüşken güzellik kimin umrunda olurdu ki? Arslan, odasına geldiği ilk gece ona bu bataklığa girenin asla çıkamadığını , buranın vazgezilmez Ahu'su olarak öleceğini söylemişti. İstemsiz olarak bir soru daha sormak istemişti... Cevabını kısmen biliyordu... Yinede sormaktan geri kalmamıştı. '' Peki.. bu bataklıktan kaçmanın bir yolunu bulursam.. sonum ne olur? ''diye sormuştu masumane bir şekilde. İçten bir gülümseme sunan yakışıklı adam parlayan gözlerle kıza sadece bakakalmıştı. O kadar masum bir şekilde sormuştu ki genç kız.. Onu ve büyüten ailesini öldürebileceğini söyleyememişti. Eli usulca kızın yanağına uzanmıştı, genç kız adamın dokunuşundan kaçmak için hareket yapınca, ensesinden tutularak kaçması engellenmişti. '' Sakın bir daha dokunuşlarımdan kaçma ! '' dedikten sonra başparmağı ile genç kızın dudağını sevmişti. '' İnan bana güzel kız bende bu durumdan asla memnun değilim , hatta nefret ediyorum kadın ticareti ve pazarlaması yapmaktan.. desem haklı olarak inanmazsın... Ben , silah ticareti ile uğraşıyordum. Bu bölümü ise babam idare ediyordu. Yaşlılığını ve hastalığını bahane ederek sılah ticaretinin başına kendisi geçti. Benide buraya.. kadın kerhanesinin başına geçirdi. Ne kadar bu işlere bulaşmak istemesemdeasıl patrona yani babama karşı gelemedim. Elimi ve kolumu bağlamıştı.'' söylediklerinin ardından derin bir nefes çekmişti... Genç kızın kurtulma hayali başına yıkılmış gibiydi.. Adam.. kendi oğlunu böyle bir lanetin içine atıyor ve kurtulmaması için elini , kolunu bağlıyorsa... kendisi ne yapabilirdi bu kadar zayıfken... '' Bak güzel Pelen daha doğrusu yeni adınla Ahu... Burası çok farklı bir dünya. Bu dünyayı herkes üstü kapalı bilir. Kimse tüm çıplaklığı ile bilmez. Buraya Türkiyenin en seçkin statüde bulunan iş adamları ve akrabaları gelir. Doğal olarak çoğu evli. Diyeceksin ki evliler ise neden buraya geliyorlar? Kendi eşlerinin üzerinde deneyimleyemecekleri kanlı fantazisi olanlar gelir.. Böyle dediğim için korkma sakın , sana karşı bu kadar sadist olacak hiç kimseyi odana göndermem güzel kız. Sözlerimi toparlayacak olursam eğer , senin tek bir görevin var. Gelen müşterilerini tatmin ve memnun etmek. Daha sonra hepsinin yüzlerini hafızandan sileceksin. '' Genç kız dolu gözlerle adamın sözlerini hazmetmeye çalışıyordu. Böyle bir duruma nasıl ayak uydurup hayatta kalabilirdi ki? Kafasını hızlıca iki yana salladı. '' Ben.. bu dediklerinin hiç birini yapamam.. böyle şekilde hayatımı devam da ettiremem.. Ben nasıl zevk alınır veya tatmin edilir bilmiyorum ki... '' '' Burada bulunan kadınlara önceden kimse önem vermezdi. Şanslısın ki ben başa geçtiğimden bu yana her kadın kontrollerini aksatmadan doktorlara gidiyor. Kuaförler geliyor , cilt ve vücut bakımı yapılıyor. Haftasonu belirli saatler içerisinde korumalar ile dışarı çıkabiliyor. Burada bulunan kadınlar piyasanın en iyileridir. Neden biliyor musun? Yüz ve vücut estetik operasyonları geçirirler. Hiçbiri senin doğal ve çarpıcı güzelliğin ile yarışamaz. Çoğu kadın aile baskısı ve şiddetten babamın kucağına düşmüştür.. Geri kalanları ise kaçırılmış veya senin gibi para karşılığı babama satılmıştır. Satılan veya kendi ayağı ilegelen kadınlardan biri bataklıktan kaçmaya cesaret eder ise sonu ölüm olur. Kısaca aklında bulunan kaçma planlarını unut. Buraya uyum sağlar ve her denileni yaparsan , burası sana cennet olur. Hediyeler , paralar , kıyafetlere boğulursun. Kadınlar Kerhanesine Hoş Geldin Ahu Pelen.. '' *** Buraya geldiğinden bu yana gözlerini her kapadığında, Arslan ile olan anılar ve odada yaşadıkları birer birer aklına geliyordu genç kızın... Yatakta yatan adama tekrardan gözleri değmişti. Beraber oldukları sayısı parmakla sayılabilecek kadar bie değildi.. Ama Şeytan yani Arslan ile oluşu rakamların yetişemeyeceği kadar çoktu... Bekaretini alan , dudaklarına ve tüm bedenine sahip olan adam.. İşin tuhaf yanı şuydu ki.. Kafasına eser ise başka adamların altına yatırıyor.. Kafasına esmezse sadece kendine ayırıyordu... İlk altı ay sadece Arslan'ın yatağını ısıtan sevişme ve süs bebeği olmuştu... Kendimi sevişme ve süs bebeği gördüğüm hergün bu duruma düşmeme neden olanlardan ve kendimden nefret ediyorum.. Nefret etmeme rağmen birgün bataklığa atıldığım kapıdan babamın ve annemin gireceğini ve buradan çıkaracaklarını düşünüyordum. Daha fazla gerçekleşmeyecek düşüncelere dalıp bu yatakta kalmak istemiyordum. Yataktan sessizce kalkarken Arslan'a yakalanmıştım. '' Tünaydın demeden sessizce kaçacak mıydın Ahu? '' sakin ve hoş çıkan sesi, gecesinin güzel geçtiğinin ve tatmin edebildiğini gösteriyordu. Sessiz kalmış olması, Arslan'ın kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. Her birliktelik sonrası kaçan kadının, birgün olsun onu öperek uyandırmasını ve gülümsemesini istiyordu. Kendisine göre küçük, genç kıza göre büyük bir istekti.. " Ne zaman bulunduğun durumu ve beni kabulleneceksin merak ediyorum Ahu " dedi Arslan. Sorduğu sorunun cevabını biliyordu , lakin kızın ağzından farklı bir cevap çıksın istiyordu. " Benim adım Pelen. Ahu kim bilmiyorum? Babam gelecek ve beni bu berbat kerhaneden kurtaracak. " Yine olmayacak sözleri sarf etmişti genç kız. Bu zamandan sonra ne adı Pelen olarak anılabilirdi , ne babası bu kerhaneden çıkarabilirdi. Buraya gelmesinin üzerinde 8 ay değil 8 yıl geçmiş olsa bile genç kızın içinde her zaman kurtulmanın bir umudu olucaktı. Ya ölü olarak çıkacaktı , ya yürüyerek ve herkese inat gülümseyerek... Genç kızın üzerine ağırlığını vermeden iki kolunu yanlara koyarak eğilmişti. Burnunu, önce boyun girintisine sürtmüş , ardından gözlerini genç kızın gözlerine sabitlemişti. " İkimizde acı gerçeği biliyoruz Ahu. Bu saatten sonra baban gelse bile, kollarımın arasından seni alıp götüremez. Buraya geldiğin gece Pelen öldü. Ahu doğdu. Yeni adından ve kimliğinden kurtulamazsın. " Söylenen acı gerçekleri bilsede tüm benliği ile reddetmek istiyordu... Yalan söylüyorsun. Pelen ölmedi ve asla Ahu doğmadı demek istiyordu. Herşeye rağmen babam beni buradan çıkarır demek istiyordu... Bunları sadece içinden geçirmek yerine keşke... Dışından adamın suratına karşı haykıra bilseydi.. İçinde kopan fırtınaya rağmen, dışarıda rahatsız edici bir sessizliğe bürünmüş, adamın gece gibi karanlık gözlerine bakıyordu. Gözlerine sessizce bakan kadının içerisinde kopan fırtınayı hissedebiliyordu.. Birgün o fırtınanın iyi veya kötü bir şekilde son bulacağını bildiği gibi... Ahu..haddinden fazla güzel olmasaydı , babasının baskısı ne kadar çok olursa olsun sadece kendisine saklardı. Başka adamlarla oyuncak bebekmiş gibi paylaşmazdı. Ahu'nun yüzünün bir tarafında iz veya kötü gösterecek çizikler olsaydı? Kendisine saklaması daha kolay olmaz mıydı?.. Yüzünde benekler, yaralar , çizikler olsaydı bile , Ahu'nun çekiciliğini ve masumluğunu asla gölgeleyemezdi... Arslan için bu düşünceler saçma bir hayalden ötesi değildi. Adamın aklına bir an dün gece yaşananlar belirmişti. Özel bir müşterinin isteği üzerine Ahu hazırlanmıştı. İkili odaya geçtiğinde yerinde duramayan adam sayamayacağı kadar odanın önünden geçmişti. Ahu'nun acı dolu bir sesi onu odadan almaya yetecek , içinde oluşan sıkıntının ise yok olmasını sağlayacaktı. İçeriden müşterinin sesleri gelirken Ahu'nun sesi hiç gelmiyordu. Bu normal miydi? Adamın kendi düşüncesine göre normal değildi vve içeride ne döndüğünü merak ediyordu. Odaya sebepsiz yere girer ve müşteriyi rahatsız ederse büyük patronun gazabına hem kendisi hemde Ahu uğrardı.. Kendisinin uğrayacağı gazap veya müşteri kaybı umrunda değildi lakin Ahu'ya kıyamıyordu. Onu büyük patronun gazabına atmak istemiyordu. Aklına gelen planı uygulamak veya uygulamamak arasında kalmıştı. Planı uygularsa herkesi gereksiz bir paniğin ortasına atacaktı. Aynı zamanda Ahu'yu kollarının arasına da alabilecekti. Ahu'yu kollarının arasına alabilmek için gereksiz bir panik yaratmaya gerek var mıydı? Evet. Vardı... Odanın önünden soğuk bir gülümseme ile ayrıldı. Odasının olduğu koridora girerek , etrafını kontrol etti. Bulunduğu koridorda kamera veya koruma bulunmuyordu. O zaman yapacağı hareketi sadece kendisi bilecekti. Yangın alarmının olduğu camı tekk hamle ile kırarak , alarm düğmesine basmıştı. Kerhane'nin içinde duyulan alarm , çığlıklara ve paniğe neden olmaya başlamıştı. Bu durumu sırıtarak izleyen Arslan , ağır adımlarla Ahu'nun olduğu odaya ilerliyordu. Ahu'nun bulunduğu odaya geldiğinde kapının hala kapalı olduğunu ve dışarıya çıkmadıklarını görünce yüzünde bulunan sırıtma korkuç bir hal almıştı. Yangın ihtimaline rağmen çıkmıyorlardı , o zaman Arslan onları seve seve çıkartırdı. Kapıyı çalmadan sertçe açarak içeriye daldı. İçeriye giren Arslan ile ikiside dumura uğramıştı. Böyle birşey beklemiyorlardı. Özellikle Ahu.. asla böyle birşey beklemiyordu. Arslan , karşısında bulunan manzarayı daha fazla izlemeden , adamı Ahuu'nun üzerinden bir çöp torbasıymış gibi tek hamlede kaldırıp yere atması bir olmuştu. Adam asıl hakettiği veya olması gerektiği yerdeydi. Ahu'nun birşey demesini beklemeden bileğinden tuttuğu gibi yataktan kaldırmış , üzerine yatağın pikesini dolamıştı . Odadan çıkmadan önce herkesin şaşıracağı bir hareket yaparak gen kızı kucağına almıştı... Dün gece ile ilgili hatırladığı bu kısımlar , adamın tekrardan sırıtmasına neden olmuştu.Genç kızın sesi kulaklarını doldurmuştu. '' Bu gecede yatağa nasıl atacağını mı? Yoksa kendini nasıl öptüreceğini mi düşünüyorsun Arslan? '' Duyduğu soru ile adamın sırıtması daha da genişlemişti. Ahu'nun yanında istemsiz ve tuhaf şekilde huzurlu hissediyordu. Başkalarına karşı olan sertliğinden, kuralcılığından , disiplinli halinden sıyrılıp , Ahu'ya karşı farklı bir kişiliğe bürünüyordu... Kerhanenin başında olmasından bu yana daha fazla özel müşteri ve kadınlar gelmişti. Bu demek oluyordu ki.. Arslan'ın yani Şeytan'ın kerhanesi büyüyordu.. Büyümenin getirisi olarak yeni kurallar belirleniyor ve uygulanıyordu. Herkese işleyen sert ve disiplinli halleri bir tek Ahu'ya işlemiyordu. Bu konuda ne yapacağını bilmiyordu Arslan. Ahu'nun aralarına soktuğu pike parçasını tutarak yere atmıştı. Arzuladığı ve şehvete kapıldığı tek vücudun kapatılması hiç hoşuna gitmiyordu. Bu vücudun sadece ona özel olmasını istiyordu. Şuan şartlar bu duruma uygun olmasada , elbet birgün şartlar bu vücudun tek sahibi olabilmesi için sağlanacaktı. Genç kız , vücuduna defalarca böyle bakılmasına istemsiz bir şekilde alışmış olsada , rahatsızlık duyuyor ve kapatmak için çaba sarf ediyordu. Bunu anlayan adam , çatık kaşları ve sert sesi ile müdahale ediyordu. '' Neden gizlemeye çalışıyorsun? Hemen hemen her gece imza attığım vücudunu artık gizlemeye çalışma Ahu. '' Adamın bu tarz sert ve etkileyici sesinden istemsizce etkileniyordu genç kız. Bu hal ve tavrı değiişmeden aklında ki soruyu sormuştu. '' Bu gece .. bana başka bir müşteri ayarlamayacaksın değil mi? Yine seninle olacağım? '' Arslan ile olmak istediği için değil , başka adamların altına yatmamak için böyle söylemişti genç kız. Ciddi tavrını sürdürmeye çalışarak cevabını vereceği sırada , kapının arkasından gelen sert ve bariton ses araya girmişti. Sesin sahibi , asıl patron olan Ferhat Kanbolata aitti... Yakalanmamaları gereken en son kişiye en uygunsuz vaziyette yakalanmışlardı. Yaşlı patron hem oğlu olucak pezevenk hemde fahişesi olan Ahu ile fazlasıyla uğraşıcaktı...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD