1.BÖLÜM

447 Words
LİVA ROSA KOÇÖZ Abim Azad’ın son zamanlarda tadı pek yoktu. Sebebinin Zemheroğlu Aşireti’nin kızı Dilşad’a âşık olmasıydı. Dilşad, başka birine verilecekti ve bu bir ya da bir buçuk aydır süren bir hazırlıkla başlamıştı. Abim, iki aydır kendinden geçmiş bir vaziyette sanki yaşamıyor gibi dolanıyordu. Çok kilo vermiş ve neredeyse hiçbirimizle konuşmuyordu. Büyük abim Boran’ı aniden geçirdiği kalp krizinden ötürü kaybedince bana kalan tek kardeşim olan Azad Abim’e sıkı sıkıya tutunmuştum ve onun bu hali beni mahvediyordu. Benimle konuşması için ne kadar çabalarsam çabalayayım asla derdini dillendirmedi. “Rosa! Hadi yemek hazır!” Babamın sesini duyunca odamdan çıktım ve en üst katta bulunan odamdan aşağıya inmeye başladım. Geniş balkonları olan konağımızın orta katında akşam yemeğini yemek yerine ısrarla avluda yemek isteyen ise babaannem Ahter’di. Eski geleneklere saygı konusunda çok katı ve genelde asık suratlı bir kadındı yine de bizi sevdiğine inanmak istiyordum. Aksi halde onunla da ters düşerdim ve bu hiç hoş olmazdı, tabii babaannem için… “Ben anlamıyorum, neden orta kattaki neredeyse avlu kadar geniş olan balkonda yemek yemiyoruz? Orada da yemek masamız vardır.” “Deli derim bu kız bana inanmazsınız! Deli işte! Deli!” “Babaanne, kırıyorsun kalbimi…” “Senin kalbin mi vardır?” “E tabii ki vardır, yok mudur?” Annem ve babam bıyık altından gülüyorlardı. Benim babaannem ile olan sohbetimi ve didişmelerimi bence babaannem bile seviyordu. Durmadan bulaşıyordu bana… “Senin kalbin olsa şimdiye evlenirdin. Bir okuma sevdasıdır gidiyorsun. Mezun oldun da ne oldu? Okumuş işsiz, üstüne bir de bekâr kaldın. Deden iyi ki görmedi bu hallerimizi…” Herkes yemek masasına otururken benim yüzümde bir gülümseme vardı çünkü babaannemin de kaçak bir şekilde güldüğünü yakalamıştım. Konağın kapısı açılınca içeriye neredeyse çökmüş abim Azad girdi. Babam büyük bir şefkatle oğluna baktı ama abim başını önüne eğmiş sanki mahcubiyetini gizlemeye çalışmaz gibi kapıda duruyordu. “Abi? Gelsene, neden orada bekliyorsun?” Abim cevap vermedi. Ben bir cevap beklerken kapıdan içeriye hiç beklemediğim biri girdi; Dilşad. Elini karnının üzerine tutuyordu. Düşündüğüm şeyin olmadığını ve benim saçmalamamam gerektiğini kendime saniyeler içinde defalarca tekrar ettim. “Dilşad, hoş geldin kızım.” Babam ne olduğunu anlamaya çalışırken aynı zamanda kabalık etmemeye çaba gösteriyordu ama hepimizin içinde her an bir olay patlayacak endişesi vardı. Babaannem bir şeyi vurgulamak ister gibi konuştu: “Düğün hazırlığı ne âlemdedir kızım? Allah tamamına erdirir tez zamanda inşallah.” Abim birden kaşlarını çatarak kafasını kaldırdı ve hepimizi önce süzdü ardından: “O evlilik olmayacak!” dedi. Babam ayağa kalktı ve sinirlenmeye başladığını belli eden sesiyle bağırdı: “Bu konu kapandı Azad! Bu konu kapanalı aylar oldu! Yeter!” Dilşad’ın elini tutan abim büyük bir cesaretle ve kafasını daha da dik bir şekilde tutarak konuştu: “Dilşad benim çocuğuma gebeyken bir başkasıyla evlenemez!”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD