Aşağı indiğinde annesini kendini ararken buldu. Yüzünde bir telaş hakimdi. “Ay Alparslan neredesin oğlum ya! Yemek pişirmeye başlayacağız ama ocağı bulamadık.” Alparslan güldü. “Tezgahta anne.” “Yok oğlum yok.” Seferiye ısrarcıydı. “biz de acaba mutfak falan mı yaptırıyordu diye düşündük ama öyle bir emare de göremedik.” “Annem Ocak tezgahta gizli. Orada tavalar tencereler var. Üzerine koy pişmeye başlar. Dursun hanıma sorsana bana niye soruyorsun.” “Yok ortalıkta. Bilmiyor muyum ben ona sormayı? Babanlar kurbanı kesti. Eti pişireceğiz ama çay bile demleyemedik. Baban çaycıda pişmiş çayı hiç sevmez bilmiyor musun sen?” Alparslan uzatmadı. Babasıyla uğraşmak fırsatını asla kaçırmazdı aslında ama şu an suçunu bilip oturan çocuktan farksızdı. Mutfağa gitti ve ada tezgahın üzerine

