“Onu taşıyan kadını henüz bulamadım,” diyerek masaya oturdu adam. Karnı acıkmıştı. İştahla yemeye başladı. “Hakkında ne biliyorsun?” Zeytin yedi. Özel soslu salçalı bir zeytindi ve Esra bu zeytin için Alparslan’ın evinin kadını çocuklarının anası olabilirdi. “Resmi var,” diyerek telefonunu çıkarttı, galeriden resmi buldu ve telefonu kadının önüne kaydırdı. Kadının kısa saçlı yuvarlak yüzü Esra’da bir şey anımsatmamıştı. Gri gözleri dikkatle incelemeye devam etti. “Bütün adamlarıma dağıtıldı. Kimliği için emniyetteki tanıdıklara başvurabilsek işler kolaylaşacaktı ama bu dedemin duymasına sebep olur.” “Duysun. Hızlıca sonuca ulaşalım Alparslan. Ben bunu yapan adamın yüzüne tükürmek istiyorum.” “Belki de onlardan birisinin düşmanı?” Alparslan’ın kızarmış ekmeğe tereyağı ve reçel sürüş

