17. Bölüm

1184 Words

Sekiz ay geçmişti. Alparslan’ın Esra’yı düşünmediği, haber almadığı bir an bile yoktu. Kalbi artık bu acılı ritme alışmıştı. Melankoli ritmin ana dizemiydi. İç çekerek yaşadığı ana döndü. Yabancı ortaklarıyla bir yemekteydi ve ana madde araçların Türk Lirasıyla satılmasıydı. “Beyler,” dedi İngiliz aksanlı İngilizcesiyle. “Fabrikası Londra’da olan bir arabayı Türk Lirasıyla satmak size saçma geliyor biliyorum ama ben kendi parama kazık atamam. Yıllardır hiç zarar etmedik. Dengeyi sağlamak için kendi payımdan çaba sarf ettim. Ülkemin benim sattığım arabaların parasıyla ödediğim vergilere ve ülkeye soktuğum kura ihtiyacı var.” “Ülkeni kurtaracak kişi sen değilsin. Süpermen ya da Atatürk de değilsin.” “Değilim. Ama ülkesini seven bir vatandaşım. Bakış açılarımız farklı. Anlamanızı beklem

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD