Akşam yemeğinden sonra Alparslan dedesinin evine gitmek üzere çıktı evden. Babasıgilin orada olduğunu Türkan vasıtasıyla öğrenmişti. Çağrı uyanmıştı ve Esra ile Seyran onunla ilgileniyordu. Nisan hanım odasına çekilmişti ve Beyazıt da derslerini yapmak için kendisine hazırlanan odaya çıkmıştı. Yalıya gelince arabasını garaja çekmemelerini söyleyerek eve yürüdü. Yol boyunca kendisini gazlamıştı. Alparslan dehşetle yemek odasına girdi. Klasik oturma şeklini almışlardı. O telaşla girince bütün başlar ona döndü. Keza o da yarı yolda çemkirmeye başlamıştı. “Esra’ya düğün yapma direktifini hangi geri zekalı verdi?” gözleri Selim’deydi. Demek dedesi affetmişti. “O ne biçim laf torunum? Ben verdim?” darbe hiç beklemediği yerden, babaannesinden gelmişti. “NE GÜZEL SADECE NİKAH İSTEYEN KIZI

