Bütün gün Batuhan nereye gittiyse ben de peşinden giderek çalışma düzenini takip ettim. Beş dakika dinlenmeden yoğun bir şekilde çalışıyordu. Benim bütün vücudum neredeyse ağrıdan kırılıyordu. Artık gitmem gerekiyordu ama, ne zamana kadar onun yanında duracaktım ki? “Bir yere mi gidiyorsun?” “Hava kararmadan önce ablamın mezarına gitmek istiyorum. Bu yüzden daha fazla burada duramayacağım.” “Bekle, birazdan beraber çıkarız.” “Gerek yok ben kendim giderim.” Evraklarını düzgünce topladıktan sonra, "Bekle," dedi. Akşam trafiğinin karmaşıklığından kaçınmak için onu bekledim. Dolabından kabanını alıp üzerine giyindiğinde, "Hadi, çıkalım," dedi. Birlikte odadan çıktık. Kapıya yaklaştığımızda, kapıdaki adamlara selam vererek, "İyi akşamlar," dedi ve ilerlemeye devam ettik. Adliye binası

