Şirin, kapıyı aralayıp içeri süzüldü. Nefesi kesik kesik, göğsü inip kalkıyordu. Koridorun loş ışığı yüzüne vuruyor, alnındaki ter damlaları parıldıyordu. Ayakkabılarını sessizce çıkardı. Parmak uçlarında odasına doğru ilerledi kimseye gözükmemek adına. Kapıyı itti gibi içeriye daldı, sırtını kapıya yasladı. Ellerini yüzünün önünde hızlı hızlı salladı. Avuç içleri terli, parmak uçları titriyordu. Gözlerini yumdu, derin bir nefes aldı ama boğazı yanıyordu, kalbi kulaklarında gümbür gümbür atıyordu. Banyo kapısı aralandı. Saçlarını kurulayarak odaya giren Merve Şirin’in telaşlı halini gördü. “Hayırdır?” dedi, sesi endişeyle. “Biri bir şey mi söyledi? O yengem olacak kadın üzdü mü yoksa seni?” Şirin başını olumsuz anlamda salladı. Saç örgüleri omzuna çarpıyordu. Gözleri komodine kaydı. Dün

