Sakinleştirici öpücük 😘🥰

1452 Words
Asmin’in anlatımıyla Agrej ağanın yemek yemeye gidiyoruz dediği andan itibaren, başka bir konuşma geçmemişti aramızda. Benim düşüncelerimi toparlamam için düşünmeye ihtiyaçsın vardı çünkü. O yüzden ona hafifçe sırtımı dönüp, camdan dışarıyı izlemeye devam ettim. Belki konuşmak istiyordu o ama ben istemiyordum işte. Baştan ayağa rezillikten başka bir şey değildi olanlar. Xate hanımağanın her fırsatta üzerime üzerime gelmesi, sürekli beni namusumdan vurması başka bir hal almıştı artık. Daha bir hafta anca olmuştu o konağa geleli ve ben çok yorulmuştum. Kimsenin bir anı diğer anını tutmuyordu. Herkes farklı bir alemdeydi. Aklıma Agrej ağanın hanımağalığı bana vermesi gelince yönümü ona çevirdim. Okumaktan başka bir şey yoktu benim gözümde. Kim ne istiyorsa onu olsundu. Bana karışılmasın yeterdi benim için. “Agrej ağa, ben hanımağalık falan istemiyorum. Zaten de bana düşmez hanımağalık. İlk eşinin hakkı, Nurbanu gelin ağanın yani. Ona ver bu mertebeyi ben sadece okumak istiyorum.” Dişlerini sıkarak bana bir bakış atıp, önüne döndü. “Sende benim karımsın, Asmin! Senin olmanı istiyorum ben. Nurbanu’nun olmasını isteseydim onu söylerdim zaten. Ayrıca okulunu da okuyacaksın merak etme.” Dediklerim pek anlaşılmıyordu galiba benim. “Ders çalışmam gerek, okula başladığımda da derslere gideceğim. Konakla nasıl ilgileneyim? İstemiyorum.” Arabayı ani bir hareketle sağa doğru kırıp, durdurdu. Emniyet kemerini çıkarıp, bana döndü. “Asmin, bir kerede dediğim olsun be güzelim. Tamam desen ne olur sanki?” İsyan edercesine konuşmasına güldüm. Bir haftalık evliydik yahu şunun şurasında. Uzun yıllar evliymişiz de dediği hiç bir şeyi yapmıyormuşum gibi konuşuyordu. “İstemiyorum bende işte, asıl sen neden bunu anlamamakta diretiyorsun?” Üzerime doğru yaklaştı. Yutkunarak başımı geri doğru çektim. Bu adam bana her yaklaştığında kontrolüm kalmıyordu. “Benim için senden önemli kimse yok çünkü. Her şeyin senin olmasını istiyorum. Yanımda senin durmanı, gittiğim her yere benimle gitmeni, benim seni sevdiğim gibi seninde beni sevmeni istiyorum.” Sonlara doğru sesi boğuklaşmıştı. Bu ses tonuyla konuştuğu zaman, karnımda bir şeyler oluyordu hep. Yine aynı şeyler olmuştu. “Öyle diyorsun ama Nurbanu gelin ağayla gülüşerek geldin sofraya bugün.!” Sözler ağzımdan çıkar çıkmaz elimi ağzıma götürüp kapattım. Bunu söylemek aklımda bile yoktu. Nereden düşmüştü ki dilime? Bakışlarımı hafiften ona çevirdiğimde, tek kalını kaldırmış bana bakıyordu. Dudaklarına bir sırıtış yayılırken, çapkınca baktı. “Sen Nurbanu’yu mu kıskandın?” Yani kıskanmamıştım herhalde ama emin de değildim. Hem kıskanmaya hakkım var mıydı ki? Sonuçta ilk onun eşi olmuştu Agrej ağa. “Yok, daha neler? Neden kıskanayım, hangi hakla? Karın sonuçta.” Evet şimdi de istikrarlı bir şekilde sıvama işlemine geçmiştim. Başımı diğer tarafa çevirip bakışlarımı kaçırdım. Elini çeneme koyup, yavaşça çevirdi başımı. “Beni kıskanman hoşuma gitti.” Gözlerimi kırpıştırdım. “Kıskanmadım dedim yahu. Saçma saçma konuşma!” Alt dudağını yaladı. Gözlerimi dirayetli bir şekilde gözlerinde tutmaya çalıştım. “Seni öpmek istiyorum.” Daha sözleri kulağıma yeni çalınmışken, ağzımı açıp cevap bile veremeden, dudaklarıma atıldı. Alt dudağımı kavradığında beklemeden emmeye başladı. Biz ne konuşuyorduk, ne hale gelmiştik? Hangi ara öpüşmeye başlamıştık? Ya da ben kimdim anasını satıyım? Kafamda deli sorular oluşmaya başlamışken, Agrej beni öpmeye devam ediyordu. Bu sefer geri durmadım, bende öpmek için üst dudağını kavradım. Pek de becerebildiğimi düşünmüyordum ama elimden de bir şey gelmezdi. Agrej’e karşılık vermeye başlamamla öpüşmemiz şiddetlendi. Biraz daha üzerime doğru gelip, belimden kavradı. Hafifçe başımı geri çekip, inledim. Dediğim gibi bana yakın olduğunda değişik bir kimliğim ortaya çıkıyordu. Ne yaptığımı şaşırıyordum. Gülümsediğini hissettim. “Yemeği otelde yeriz. Sonra da seni yemem gerekiyor.” Aniden geri çekilip belimi bıraktı. Ne olduğunu bile anlayamadan, kemerini takıp, arabayı çalıştırdı. Önüme dönerken, başım eğilmişti. Utanıyordum biraz. “Benden utanmamayı ne zaman öğreneceksin acaba? Kocanım ben senin.” Omzumu silktim dediklerine gülerek arabayı kullanmaya devam etti. Bir otelin önüne geldiğimizde kemerini çözüp arabadan indi. Bende kapımı açıp, çıktım arabadan. Yanıma gelip elimden tuttu. Arabanın anahtarını, yanımıza gelen adamlardan birine verdi. Her şey çok hızlı oluyordu. Otelin içine girdiğimizde çalışanlar hemen önlerini ilklediler. “Hoş geldiniz, Agrej bey.” Orta yaşlı bir adam yanımıza gelip saygıyla konuştu. “Hoş bulduk. En güzel odanızı istiyorum. İki kişilik yemek bir de.” Adam başını sallayıp, resepsiyona ilerledi. Bizde arkasından gittik. Eline aldığı anahtar kartı Agrej’e uzattı. “Buyrun Agrej bey. Her zaman kaldığınız odamın anahtarı.” Agrej kartı alıp, elimi bırakmadan asansöre doğru yürüdü. Heyecanım her geçen saniye büyüyordu. Asansöre bindiğimizde odanın olduğu kata bastı. “Bugün kolayca bırakmayacağım seni.” Kulağıma yaklaşarak fısıldadığı kelimeler, vücuduma ateş yüklüyordu sanki. Yutkundum. Başımı da yerden kaldıramıyordum. Asansör durunca koridora çıktık. Biraz ilerleyip bir odanın önüne gelince durdurdu beni. Elindeki kartla kapıyı açtı, içeri geçtik. Işıklar yanınca etrafıma bakındım. Epey büyük bir odaydı. Benim odamın iki katı vardı. Elini bırakıp, odanın içine doğru ilerledim. Kocaman bir yatak vardı. “Birazdan o yatakta inleyeceksin, durmadan. Bende hemen üzerinde, altımdaki senin içinde hunharca gidip geliyor olacağım.” O kadar edepsizce konuşuyordu ki, kalbim hızlanıyordu. Konuyu değiştirme ihtiyacı hissettim. “Neden Nurbanu gelin ağaya değil de, bana vermek istiyorsun hanımağalığı?” Arkama dönüp gözlerinin içine baktım. Bir şeyler saklıyor gibilerdi. Onları çağırmaya gittiğimde konuştukları şey her neyse oydu sakladıkları. Birinden bahsettiklerini anlamıştım ama kimdi onu merak ediyordum. “Bunları sonra konuşalım, lütfen. Bu güzel akşamda konuşmak istediğim bir konu değil bu!” Yine kaçıyordu, ya da onun deyimiyle erteliyordu konuyu. Ama bu sefer susmayacaktım hemen. “Siz Nurbanu gelin ağayla bir şeyler saklıyorsunuz değil mi? Sizi çağırmaya geldiğimde de birinden bahsediyordunuz, kim o?” Kısa bir süreliğine gözlerini kapatıp açtı. “Asmin, sonra konuşalım. Zamanı geldiğinde anlatacağım ben sana her şeyi ama bugün değil. Can sıkıcı konuları, bu güzel akşamda konuşmayalım.” Sinirlerim geriliyordu işte. Ne vardı cevap verse? “Ben aç değilim. Uyumak istiyorum.” Boşuna çabalıyordum. Anlatmayacaktı hiç bir şey. Ona bakmayı kesip, yatağa doğru adımladım. Gerçekten iştah falan kalmamıştı zaten. Yorganı tutup, kaldıracağım sırada, bileğimden tuttu. “Neden böylesin? Sonra konuşalım dedim sadece. Henüz açıklayabileceğim bir şey değil bu. En azından aradığımı bulana kadar söyleyemem.” Bileğimi elinden kurtardım. Gözlerine baktım. “Tamam bir şey demiyorum bende. Sen her şeyi açıkladıktan sonraya bırakıyorum, güzel akşamları. Senin yaptığını yapıyorum işte.” Elini yanağıma getirip, hafiften okşadı. “Zamanı geldiğinde anlatacağım. Ama benden böyle uzak durmanı istemiyorum.” Çok şey istiyordu benden. Ama benim ufacık bir isteğimi yapmıyordu. Geri adım atmayacaktım bende. “Uzak durmuyorum. Uykum var sadece. Sen de yemeğini yedikten sonra yanıma yatabilirsin. Yakın olmuş oluruz böylece.” Bu sefer bir şey yapmasına izin vermeden, hızlı davranarak yorganın altına girdim. Şimdi kaba olmak istemiyordum ama hem pastam dursun hem de karnım doysun istiyordu. Olmazdı ama bu isteği. Derin bir nefes alıp, diğer tarafa geçti. Odanın telefonunu alıp, kulağına götürdü. Resepsiyonu atıyordu galiba. “Yemeği iptal edin. Rahatsız etmesin kimse.” Telefonu kapatıp, yanımdaki boş yere uzandı. Yüzünü benden tarafa döndü. Öylece birbirimize baktık bir müddet. Sonra elini kaldırıp, saçlarını okşamaya başladı. Gözlerimi kapattım. Aklıma annem ve babam gelmişti. Bir tek onlar okşamıştı zaten bugüne kadar saçlarımı. Gözlerimi geri açtığımda bulanıklık vardı. Yeniden kapatıp açtım. “Neden doldu gözlerin?” Omzumu silktim. Gözlerine baktım. “Aklıma annem ve banam geldi.” Gülümseyerek saçlarımı okşamaya devam etti. “Neden öldü annenle baban? Trafik kazası mı?” Bilmemesine şaşırdım açıkçası. “Sen bilmiyor musun nasıl öldüklerini?” Başını iki yanına salladı. “Vuruldular. Kim olduğu da belli değil. Öylece ölüp gittiler.” Kaşları çatıldı. “Ne demek bulunamadı?” Bilmiyorum der gibi dudak büktüm. “Polisin de çok uğraştığını sanmıyorum. Bir kaç ayda kapattılar dosyayı. Ağabeyim zaten ilgilenmedi hiç. Ben arada gidip geldim karakola ama hep bir şey yok deyip geri gönderdiler beni. Dikkate de almadılar.” Cümlem biter bitmez hızla yatakta doğruldu. Kaşları halen çatıktı ve çok sinirli görünüyordu. “Demek seni ciddiye almadılar, öyle mi? Ben gösteririm onlara.” Yataktan hızlıca kalktı. Hemen bende kalkıp, önüne geçtim. “Dur bir dakika, Agrej. Sakin ol. Nereye bu saatte?” Telefonunu eline aldı. “Karakola. Neden işlerini düzgün yapmıyorlar diye, hesap sormaya.” Bu sinirle oraya giderse başına bir şey gelebilirdi. Aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Ensesine elimi sarıp, kendime çektim ve dudağına kapandım. İstediğimden falan değil, sadece başı belaya girmesin diyeydi. Zaten tam da öptüğüm söylenemezdi. Dudağımı dudağına bastırmış, duruyordum öylece. Sanırım o da şaşkınlık içerisindeydi. Bir kaç saniye o şekilde bekledik sonra geri çekti başını. “Beni sakinleştirmek için öptün mü sen?” Başımı salladım. Öpücüktü bir, öpmek de sayılmazdı. Alt dudağını ısırıp, bana baktı. “Öpmek öyle olmaz ama. Kaç kere öptüm seni öğrenemedin mi?” Başımı eğdim. Zaten utanıyordum, birde böyle konuşunca hepten küçüldüm sanki. “Bir dakika bekle sadece. Seni öyle bir öpeceğim ki, aklında hep kalaca bu öpücük.” Telefonunu açıp, bir şeyler yaptı. Sonra kulağına götürdü. Kimi aradığını merak etmiştim. “Alo, Şeref. Hemen karakola gidiyorsun. Asmin hanımağanın annesi ve babasının dosyasını alıyorsun. Yanına en iyi avukatı da al. Dosyayı yeniden açsınlar.” Şeref ağabey de bir şeyler söyledikten sonra telefonu kapattı. “Şimdi seninle ilgilenebilirim.” Dudaklarıma kapanmadan önce son söyledikleri buydu. Kollarımı boynuna dolayıp, gözlerimi kapattım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD