BÖLÜM 29: SOĞUK ATEŞ Uyanışım, bir önceki gece zihnime kazınan o fotoğrafın keskin hatlarıyla oldu. Zehir, gece boyunca damla damla ilerlemiş, şimdi damarlarımda dolaşan soğuk, berrak bir öfkeye dönüşmüştü. Ağlamak, duvarlara yumruk atmak, eski bir kayıt cihazı gibi sürekli o anı çalıp durmak yoktu. Yataktan, bir askerin intikam sabahı uyanışı gibi, sakin ve kararlı kalktım. Kahvaltı, bir ritüel disipliniyle hazırlandı ve tüketildi. Ali Kerem aradı Kerem konuşmamıza izin vermişti. Sesimde titreme yoktu, sadece annesinin sesi vardı. Onunla konuşmak, bana bu savaşın sadece kendim için olmadığını hatırlattı. Onun güvenliği, onun geleceği, her şeyin önündeydi. Bu yüzden daha güçlü, daha sarsılmaz olmalıydım. Bilgisayarın başına geçtim. O küçük kafeteryanın logosu, artık sadece bir iş değil,

