Hayatın, türlü türlü oyunları vardı. Bazen bu oyunda şanslı, bazen ise oldukça şanssız olurdunuz. Genç kadın, kesinlikle şu anda hayat oyununda baştan aşağıya şanssız olduğunu düşünüyordu. Çünkü, karşısındaki Yunan Tanrısı, ona alaycı bir surat ifadesi eşliğinde bakıyordu. Genç kadın daha önce hiç bu kadar utanmış hissetmemişti ve utanmışlık hissini kesinlikle hiç ama hiç hissetmemesi gereken tek kişinin karşısında birazdan alev alacakmışçasına oturuyordu. Şu anda annesinin içinde olmasını ve tüm ruhunun kontrolü ele almasına izin vermesi gerekiyordu. Çünkü annesi, ondan daha fazla Yunan tanrılarına ilişkin bilgiye sahipti. Çünkü genç kadın, kesinlikle karşısındaki Yunan tanrısının, hangisi olduğuna dair bir fikir yürütemiyordu. Yani tanrıların tanrısı Zeus’un mu? Savaş tanrısı Ares’in mi?

